Bölüm 37: She Is Not Your Sister!

517 58 32
                                    

Ortak salonda toplanmıştı herkes. Sessizliği Steve bozdu.
Steve: Baskından sonra, Ivan'ın nereye kaçtığını tespit etmeye çalışmamız lazım. Bizim peşimizden geleceklerdir.
Buna katılmayan yoktu. Ivan kesinlikle Avengers'la yeniden karşılaşmak istiyordu. Ama hemen değil. Güç toplaması lazımdı. Çok kayıp vermişlerdi. Kaçamayanlar tutuklanmıştı. Yine de vakit geçmesi gerekiyordu. Avengers onlardan önce davranmalıydı.

Alexie: Baskında Dottie'yi kaybettiler. Yuri ve Ivan Jr. ise ağır yaralanmıştı. Ivan bunun karşılığını vermek isteyecektir.
Lena gözlerini tavana çevirdi. Dottie'yi o öldürmüştü. Üstünden çok zaman geçmemişti ve bu anıyı hatrlamak canını yakmıştı. Dottie'yi sevmiyordu. Daha önce de onlarca kişiyi öldürmüştü. Yine de içindeki tuhaf hisse engel olamadı. Karnına bir yumruk yemiş gibiydi.
Tony: Şimdiye kadar Rusya içinde ve dışında olan birçok yeri taradık. Küçük ekipler halinde yapılan baskınlarda boş binalardan başka bir şey bulamadık.
Lena: Onu bulabilecğeiniz bir yerde değil.
Tony hızlıca bakışlarını Lena'ya çevirdi. Hayatını o insanlara geçirmişti. Nerde olcaklarını bilebilen sayılı kişilerdendi.

Natasha: Lena haklı. Aklınıza bile gelmeyecek bir yerdeler...
Gözlerini kızından çekip Alexie, Yelena, Viktor ve Bucky üstünde gezdirdi. Red Room'un sıralarından birisiydi bu da. Natasha'nın ailesinin bir sırrıydı. Ordaki herkes bu bakışalrı fark etmişti. Red Room'da bulunmuş altı kişi birden birbirlerine bakıyorlardı. Durumun ciddiyeti ile Clint oturuşunu dikleştiridi.
Clint: Nerdeler Nat?
Natasha: Dark Room*.
Bu yeri bilenler bakışlarını Natasha'ya çevirmişti. Diğerleri ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Tony: Ne yani bir tane daha mı var?!

Tony'nin sitemine birçok kişi katılmıştı. Haksız da değillerdi. Red Room yetmiyor muydu zaten?
Alexie: Evet, KGB işini sağlama almak istedi.
Steve: Peki Ivan neden orda? Ayrıca bundan nasıl emin olabilirsiniz.
Sarışın adam haklıydı. Ivan acımasız birisi olabilirdi ama aptal biri olmadığı kesindi.
Yelena: Çünkü Ivan'ın hayatı pahasına güveneceği ama asla arkasını dönmeyeceği biri var orda.

Kısa açıklama ile herkes bu kişinin kim olduğunu merak etmeye başlamıştı. Lena ise bu durumu umursamadan yerde duran bardağına uzandı.
Lena: Bu konuşma için bir içkiye ihtiyacım var.
Wanda: Ve bu da içinde limon dilimleri olan su mu?
Kızıl kadın gülümseyerek Wanda'ya çevirdi.
Lena: Hayır tatlım, bu sek votka, buz ve limon dilimleri.
Natasha: Gündüz vakti içiyor musun?
Lena: Konuya dönelim. Dark Room'un kurucusu ve yöneticisi.

Elindeki pipetli bardaktan bir yudum aldıktan sonra cümlesini tamamladı.
Lena: Alianovna Rozanov ya da Headmistress**.
Tony: Sizden bir tane daha mı var?!
Yeniden sitem etmişti esmer adam. Natasha'nın ailesi ile yeterince uğraşmamışlar mıydı? Bir da yeni biri mi çıkmıştı?
Natasha: Kapa çeneni kask kafa, annem.
Tony'yi susturduktan sonra kısaca Headmistress'in kim olduğunu açıklamıştı. Bu kadan rahatız olduğunu onu iyitanıyan kişler anlayabilirdi. Bucky bunun farkında olduğu için Natasha'nın kolunu nazikçe okşamayı tercih etmişti.
Natasha: Dark Room'u Anya*** ile birlikte yönetiyorlar. Anya da aynı anneden olan kız kardeşim. Benden her zaman nefret etmiştir...

Eski anılarına gitmişti Natasha. Kız kardeşinin kahverengi gözleri aklına geldi. Her daim nefretle bakmıştı kardeşi ona. Natasha ailesinin ikinci çocuğuydu. Abisi ile kardeşlik ilişkileri hiç olmamıştı. Erkek kardeşide abisinin yolundan gitmişti. Natasha her daim onlar erkek olduğu için böyle olduğunu düşünmüştü. Kız kardeşi olduğunda onun ablası olabileceğini düşündü... Olmamıştı, Anya'nın tek amacı onu yenmekti. Annesini, annelerini gurulandırmaktı. Belki de süperasker serumu için istiyordu. Ivan ona hiçbir zaman bu serumu vermemişti...

Yelena: O sürtük senin kardeşin değil, seni öldürmeye çalıştı!
Sarışın kadın ayaklanmıştı. Bucky'yi ittirerek Natasha'nın yanına oturdu. Natasha'nın 3 biyolojik kardeşi vardı. Onun için hiçbir şey ifade etmeyen üç insandan ibaretlerdi sadece. Ama bir kardeşi vardı Red Room ona bir kardeş vermişti. Yelena, Natasha'nın asla sahip olmadığı kardeşiydi. İlk günden beri, hep de öyle olacaktı. Natasha kendisine sarılan kadınla birlikte gülümsedi. Tüm şanssızlığının yanında birçok şansı da olmuştu...

Steve: Bu bahsettiğimiz Dark Room, ne kadar tehlikeli, ayrıca Nat bahsettiğin kişiler ne kadar tehlikeli?
Bucky: Dark Room ve Red Room farklı kuruluşlar. Dark Room hala çok yeni sayılıyor ve KGB onları o kadar önememiyor. Yine de bizin Red Room'a yaptığımız baskınlardan sonra onalr da alarma geçti. Elimizden kaçan herkes orda.
Bunun onlarca Wolf Spider, Black Widow, Red Widow, Red Guardian ve Black Guardian demek olduğunu herkes biliyordu. Ivan Jr., Vindiktor, Yuri, Ava ve Krassno'nun yanına bu ihtimal de eklenmişti. Bir de Dark Room mezunları ve eğitim görenler vardı... Avengers için kolay bir iş olacak olsa da amaçları kayıp sayısını en aza indirmekti. Bu durum iyi değildi. Amaçları öldürmek olasydı bu sorun olmazdı, ne yazık ki amaçları öldürmek değildi...

Sam: Son Red Room baskınında hazırlıksızlardı, mezuniyet günüydü ve işimiz tahmin ettiğimizden kolay olmuştu. Şimdi her şeye hazırlıklılar, kapının arkasında bizim gelmemizi bekliyorlar.
Bu işleri kökünden çözmesde de Ivan ve Headmistress'i durdurmaları gerekiyordu. Onlar olmadan işleri daha kolay olurdu. Red Room ve Dark Room'da yetişen kişler ajan olsalar da Headmistress ve Ivan asıl zeki olanlardı. Onlar olmazda diğerleri dağılırdı.
Steve: Thor'a gelmesini iletmemiz lazım. Bu herkesin olmasını gerektirecek bir baskın.
Onu onyalayan sesler geldikten sonra Steve okyanuz mavisi gözlerini Lena'ya çevirdi.
Steve: Lena, istersen katılmak zorunda değilsin. Son zamanlarda çok fazla-
Lena: Merak etme Yüzbaşı.
Yüzüne sinsi bir gülümseme oturtturmuştu Lena. Eindeki bardağından bir yudum aldıktan sonra ayaklandı.
Lena: Bu günü ne kadar süredir beklediğimi tahmin edemezsin. Benim ailemde hiçbir şeyi unutmaz ya da affetmezsin, sadece intikam alırsın!
Birçok kişinin içine ürperti saldıktan sonra ortak salondan çıkmıştı Lena.

Yelena: Doğruyu söylemek gerekirse ben bile ne yapacağından emin değilim...
Alexie: Tek değilsin Yelena...
O sırada hiçbiri tek değildi. Lena gerçekten odadaki herkesi endişelendirecek bir kişiydi. Hem kendi sağlığı konusunda hem de onunla uğraşan kişilerin sağlığı konusunda...

*Dark Room: Comiclerde olan Red Room gibi bir kuruluş, dedim kim buraya niye eklemeyeyim ama dimi? Bu arada tabii ki comiclerden farklı aslında daha farklı bir tarihi var ama hikayeye uydurmak istedim.

**Headmistress: Comiclerde gerçek adı bilinmiyor aynı zamanda Red Room eğitmenlerinden birisi. Natasha her zaman onun en çok gurur duyduğu öğrencisi olmuş. Ama hikayeminde Natasha'nın ve kardeşlerinin annesi (Yelena'nın annesi değil, Yelena ve Natasha manevi kardeş) aynı zamanda Red Room'un etkili eğitmenlerinden birisi. Dark Room'un da kurucusu. Red Room geleneğine göre kız çocukları annelerinin ilk adını ikinci adı olarak alıyor bu yüzden ilk adının Alianovna olduğunu biliyoruz.

***Anya: Comiclerde Anya, Headmistress ya da Recluse olarak geçiyor. Comiclerde Red Room'da yaşayan ama eğitim görmeyen tek kişi çünkü kendisi üstteki Headmistress'in kızı. Yine de annesinin Natasha'ya olan ilgisini kıskanıyor ve Natasha'dan nefret ediyor. Aynı zamanda comiclere göre Dark Room'un kurucusu. Tabii hikayede bunu değiştirdim. Hikayemizde Anya Alianovna Rozanov ya da Recluse olarak anılıyor. Babası Ivan değil yine de annesinin soy adı Rozanov olduğu için bu soyismi almış.

Önceki bölümde sormayı unutmuşum. Evet sizce Lena kime aşık?

Viktor

Peter

Pietro

Harley

Kate

Cassie

Red WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin