Kapının tıklaması ile birden sıçramıştım. Kendimi Miran'ın çıplak vücudunun üstünde buldum. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gözlerimiz kesişti. Çok yorgun bitkindim. Sabaha karşı altı gibi uyumuştuk. Utanç icinde onun gözlerine bakıyordum. Sonunda kendimi ona bırakabilmiştim. Çıplak vücuduna beni bastırıp alnımı öptü. Kapı tıklanıyor ama ben hâlâ Miran'ın gözlerine kilitlenmiştim.
"Ağam"
Hafize ablanin sesi ile sıçrayıp yatağın ucuna geçtim. Çırıl çıplakdım. Pikeyi kafama kadar çektim.
"Saat kaç"
Gözlerimi ondan kaçırdım. Utandım biran. Dün yaşananlar, rüya gibiydi.
"Saat 1 Yezda. Kıyamadım uyandıramadım yorgunsun diye"
Kahretsin. Herkes kalkmış olmalıydı. Kasıklarımdaki acı beni öldürmüştü. Acır diyorlardı, Ama bukadarı fazlaydı. Yatakda oturup Elimle kasıklarıma baskı yaptım.
Ayak sesleri duyunca Hafize Abla'nın gittiğini anladım."Ağrın çokmu"
Kafamı salladım. Yatakdan kalkıp benim tarafıma geçti. Çıplak ve gündüz. Ah bu beden dün üzerimde yılan gibi kavranan vücud. Gözlerim istemesemde aşağıya kaydı. O şey içimdeydi. Güzel muhteşem bir histi. Şuanki acı hariç.
"Ben banyoya geçmeliyim ehmm şey"
Ondan istediğim ap açık belliydi. Bakmaması.! Yatağa eğilip üzerimdeki pikeyi çekti. Beni kucağına alıp banyoya ilerledi.
"Utanma artık" dedi gülümseyerek.
Beni duş olan tarafa götürüp oturttu. Sıcak suyu açıp bana duş aldırdı. Kan benim kasıklarıma onun erkekliğine bulaşmıştı. Gözlerimi hızla çevirdim....Bornoza sarılıp yatakda oturmaya çalışıyordum. Oturmakda bile zorluk çekiyordum. Rahatlığıma değecek yoktu. Ama ağrım çoktu. Ayaga kalkıp Dolapdan ic takımı, boydan elbise ve ped alıp giyinmeye başladım... Ayna karşısına geçip dün gece tüm yaşanan herşeyi düşündüm. Okadar bitkin yorgundum hâlâ uyumak istiyordum. Herşey okadar hızlı geliştiki hâlâ sanki etkisindeyim..
Saçlarımı fön makinesi ile kurutsam iyi olacaktı. Banyoya ilerleyip girdiğimde Miran çıplak bir vaziyette karşımda durdu. Baştan aşağıya onu süzdüm. Geniş omuzları, karın kasları, kol kasları, ellenesi kalcaları. Doyumsuz bir Adamdı. Ben Yezda'dan bu düşünceler. Bana gülümseyince kafami çevirdim. Havluyla göbek altını sarıp bana yaklaştı. Belimi yavaşça kavrayıp kendine çekti ve dudaklarımı öpmeye başladı. Artık karşılık veriyordum. Öpüşe biliyordum. Geri çekildim."Annenlere cok ayıp oldu. Kim bilir ne dediler. Hadi çıkalım lütfen"
Ondan kaçmıyordum hatta dün gecenin devami olsun istiyordum ama ev halkının yüzüne bakamıyacaktım. Dün sesli inlememek için kendimle ic savaş verdim. Ama seslerin duyulduğuna adım gibi emindim.
"Dün gece hayatımdaki en güzel geceydi. Sana minnettarım. Seni cok seviyorum Yezda Ağrın varmı"
"Hayır kocacım yok"
"Hap içme çok Ağrın olursa doktora gideriz. Saçlarını kurula hasta olursun"
Diyip fön makinesini prize takıp arkama geçip saçlarımı kurulamaya başladı. Ara sıra eğilip boynumu öpüyordu. Bu bile bana zevk veriyordu. Elinden fön makinesini alıp ona döndüm
"Hadi hemen üzerini değiştir, bir saat oldu hadi"
Aklım hâlâ ev halkındaydı. Omzumu öpüp banyodan çıktı.
Saçlarımı kurulayıp at kuyruğu yapmak istedim. Ama iki omzumdaki morluklar yüzünden bu imkansızdı. Kasıklarımdaki sızının ağrısı hafiflemisti. Odaya geçtiğimde Miran gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Kafasını bana çevirip baştan aşağı süzdü. Dolaba ilerleyip uzun kollu ve boğazlı bi elbise aldım.