9.Bölüm

43.9K 1.2K 45
                                    

9.Bölüm

Bayram Hediyesi :)))

Bebeklerim. Yazarın bakış açısı olunca biraz zorlanıyorum. Artık Miran ve Yezda'nın bakış açılarından yazmaya karar verdim. Neyse 10.000 kişiye ulaştık,çok mutluyum. Vote ve Yorumlarınızı yerim. Yezda konusunda ana karakter tam istediğim gibi,google de ararken ışte bu dedim. Miran konusunda çok zorlandım. Aradığım tip sert yakışıklı olacaktı. Erkeksi tabikide :D Fotoğraflarını paylaşacağım. Daha iyi kafanızda canlandırırsınız.

İyi okumalar..

Miran kapıda dikilmiş bana bakıyordu. O mavi gözleri... Beni hem mutluluğa hemde karanlığa itiyordu. Onu daha bir gündür tanıyorum,tanımak demek yalan olur. Onu tanımıyorum. Neyi sever,neden nefret eder,hiçbirini bilmiyorum. Sevda odadan çıkınca o kapıda ben ise odanın içinde birbirimize bakıyorduk. Kapıya yönelip tam çıkacakken dirseğimden tutup kendine çekti. Kulağıma eğiliğinde huylandım.

"Söyle, belki sana yardımcı olabilirim"

Bir umut... Bir umut doğdu içimde. Şöylesem... Olmayacak birşey idi. Gelin ağa okulda. Traji komik. Sanırım kendimi istabul kızı sanıyorum. Gözlerimi ona dikip konuşmaya başladım. Onun o mavi gözlerine bakınca birşey bile söyleyemiyordum.

"İnan bana benimkisi olmayan dua'ya amin demek olur"

Yine gitmeye yeltendim,ama yine tutup kendine çekti. Neydi bunun derdi.

"Denemeden bilmezsin güzelim"

Güzelim... Bana demişti! Bana!Tamam hoşuma gitmişti,ama abartılacak kadarda değil.

"Annemlere ayıp oluyor,içeri geçelim"

Elini çekip

"Hazırlan gidelim"

İstemiyordum. Annemle daha doğru düzgün konuşmadan gitmek istemiyordum. Ama başka çarem varmı? Hayır!

Başımı sallayıp odadan çıktım. Ben önde o arkamda avluya yöneliyorduk. Annem avluda masayı düzenliyordu. Bizi görünce hemen işini bırakıp yanımıza geldi.

"Yemeğe kalsaydınız ağam,kızıma doymadım daha"

Miran gülerek annemin elini tuttu.

"Bana "ağam" kelimesini yardımcılarım köy haklı kullanıyor,bana adımla yada oğlum demenizi tercih ediyorum"

Çok ince düşünceli,terbiyeli aynı zamanda saygılıda. Anneme böyle davranması,benim hoşuma gidiyordu. Ona sanırım alışmaya başlamıştım. Bir gündür tanıyordum,ama önemi yoktu. Öyle böyle alışacaktım.

"Peki,ozaman biz dışarda dolaşıp geliyoruz"

Miran'ın sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Sanırım annemin teklifini kabul etti.

"Çantamı alıp geliyorum"

"Gerek yok etrafta dolaşacağız sadece"

Deyip kapıya yöneldik.

Onunla ilk defa kendi köyümde gezecektik.

Daracık sokaklarda onunla yan yana yürüyorduk. İkimizde konuşmuyorduk. Yada konuşacağımız şey yoktu.

"Bana söylememekle kararlısın değilmi"

Kafamı çevirip ona baktım. Neyden bahsediyordu?

"Neyi anlamadım"

Gülümseyerek bana baktı. Sonra cevap verdi.

"Hayallerin"

Ah yine bu konu. Söylemek istemiyordum. Şimdilik.

"Zamanı gelince söyleyeceğim söz"

Nekadar yürüdüğümüzün farkına bile varmamıştım. Ara sokaktan meydana kadar gelmistik.

Karşımdaki gelen kişilerle canım sıkıldı. Gelen Dijle ve okuldan iki kızdı. Konuşarak yanımıza geldi. Miran'ın kolunu tutup yolumuzu degistirecektimki cırtlak sesiyle seslendi. Miran durunca bende durdum. Dijle yanımıza jet hızıyla gelip bana sarıldı! Bana! Dijle çok yapmacıktı. Ağa kızı Dijle.

"Duydumki evlenmişsin,hayırlı olsun"

Benimle konuşuyor ama gözü Miran'daydı. Utanmaz. Evlendiğimi duymuştu,herkes gibi. Tabiri caizse onunda dürümüne yağ çalındı. Herzaman fırsat kolluyordu. Okul başkanını kazandığım onun kaybettiği için kin beslemişti. Bunu görmeyecek kadar kör değildim. Benden zengindi ama kalbi benden kirliydi...

"Herkes çok şaşırdı,okulumuzun gözdesi evlenmiş"

Bunu aşalıyarak söylemişti,ama hiçbir zaman onun dediklerine önem vermiyordum. Boşa konuşuyordu. Kendi herzaman üstün görüyordu.

"Tamam işte sende fırsat kolla geç yerime,herzamanki yaptığın şey değilmi Dijlecim"

Diş'e diş ozaman. Miran ise birşey söylemiyor sadece dinliyordu.

"En çokta seninki üzüldü. Okula bile gelmiyor"

Devam ederse iyi şeyler olmayacaktı,bunu hissetmiştim. Miran açıklama bekler gibi bana baktı.

Dijle ortalığı karıştırmakta bir numaraydı. Fırsatçı!

Miran'a dönüp

"Hadi,bizi bekliyorlardır" dedim. Dijle fazla birşey anlatmadan geri dönmek istiyordum. Daha sonra Dijle'ye

"Görüşmemek üzere Dijle" deyip Miran'la geldiğimiz yola geri dönüp yürüdük. İkimizde yine konuşmuyorduk. Acaba ona kimden bahsettiğimizi söylesem'mi? Onu ilgilendirseydim sorardı. Ama umursamadığını anladım. O durunca bende durdum.

"Bana açıklama yapman gereken bir konu varmı"

Sadece Dijle ağzından birşey kaçırdı diye ona anlatacak değildim. Hem önemsizdi.

Başımı hayır anlamında salladım. Bana getirecek olan şeyleri bilseydim,bunu yapmazdım...

Konağa girdiğimde gözler bizim üstümüzdeydi. Merdivenleri peşi sıra çıkıp, avluda oturan ev ahalisine baktım.

"Hoşgelmişsen"

Miran koltuğa oturup

"Hoşbulduk dede "dedi. Ben ise ayakta öyle duruyordum. Otursam ayıp olurmu diye düşündüm. Zuhal Hanım imdadıma yetişti.

"Yezda,get kahve yap kızım" Dedi. "Peki" diye mırıldanarak oradan ayrıldım. Bu aileden ister istemez çekiniyordum. Mutfağa indiğimde Hafize abla oradaydı. Elinde kahve tepsisi vardı,sanırım kahveleri önceden istemişlerdi.

"Ben götürebilirmiyim"

Gülümseyerek elime tepsiyi verdi. O sırada dış kapıdan birileri girdi. Kim olduğuna bakmadım. Tepsiyle biraz bekledim. Gelenler kesin hizmetlilerden biridir diye geçirdim. Yavaşça merdivenleri çıktığımda bir kadın bir adam birde arkası dönük Miran'la el sıkışan biri vardı.

Yakup Ağa "Gel kızım" dediğinde o kişi önünü döndü. Bu.. Bu olamazdı..

"Yezda" dedi. Hiç şaşırmışa benzemiyordu.

Şimdi ne yapacaktım. Herkesin gözü bendeydi. Ağzımı açıp tek kelime etmedim. Edemedim.

Sustum... Başıma gelecek olayları bilseydim, ölsemde susmazdım...

İyi Bayramlar. Size kiyamadım. Yazdım. Uzun olmuş sanırım :D Bakalım neler olacak?



BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin