"Acaba oda beni hoş buluyormu" diye içimden geçirdim. Ben onu yakışıklı tatlı kısaca mükemmel görüyordum. O beni nasıl görüyordu?
Yatağın ortasında oturup,saçma sapan düşüncelerle boğuşuyordum. Yatağa gireli 5 dakika olmamıştı. Kapım tıklanınca Miran olduğunu bildiğim için hızla ayağa kalkıp saçımı üstümü düzeltim. Neden böyle davranıyordum?
Kapıyı açtığımda kulağında olan telefona
"Çıktı anne,iyi geceler"
Deyip telefonu elime tutuşturdu.
Kulağıma götürüp "Alo dediğimde annemin sesini duydum.
"Anne" deyip yatağın üzerine oturup annemle konuşmaya başladım. Miranda yatağa oturup,konuşmanın bitmesini bekledi. Kısa kesip telefonu kapattım. Annemi özlemiştim,ama şu iki günde aklıma hiç gelmemişti. Ana ekranda Miran'ın fotoğrafı vardı. Bakıp gülümsedim. Bana bakınca kendimi toparladım.
"Istersen fotoğraflara bakabilirsin" deyip güldü.
Sırtımı yatağın başına yasladım. Miran bana bakınca onada yer açtım. Yanıma gelip oturdu. Telefonu ona uzattım. Fotoğrafları açıp tek tek birlikte baktık.
"Burada Fransa'daydım" deyip bienale fotosunun gösterdi. Anlamıştım. Eyfel kulesinin önünde çekilmiş.
"Anladım" deyip bilmişçe güldüm. Devam edip bir kaç fotoya daha baktık. Bir fotoyu hızla geçti. Görmemimi istemiyordu? Geriye gidip fotoya baktım. Miran ve sarışın bir kızdı. Yüzünü seçemedim,ama Fizik olarak Mirana'a benziyordu.Sanırım eski bir foto olacaktı. Ama kızla sarmaş dolaş,kız dudaklarını Miran'ın yanağına bastırmış ve çekilmişler. Bir tuşa bastım,sil işlemi gelince sildim. Kıskanmam normaldi. O benim kocamdı!
"Neden sildin"
Dedi bana bakarak.
"Bilmem,annenler görür falan diye şey ettim,sildim"
Seni kıskandım diyemedim. Ama bu cümle sayesinde rezil olmuştum. O ne rezil bienale cümledir?
Bana bakmaya devam edip gülünce,vücudumdaki tüm kan hücreleri yüzüme hücum etti.
"Istersen yenisini çekinirsin"
Deyip sinirle telefonu ona uzattım.
"Kıskandınmı sen beni" deyip kahkaha attı. Bende gülmeye başlayınca o durdu,ve eliyle çenemi kavradı.
"Hep böyle gül tamamı" deyip fısıldadı.
Kalbim neden böyle tekliyordu? Kalbim sanki göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi atıyordu. İçimdeki bir dürtü ise bana öp onu diyordu. Öpmemde bir sorun olurmu? Hayır! İstiyormuyum? Evet!
O bana yavaşça yaklaşınca ben olduğum yerde durmuş,bekliyordum. Ne geri çekiliyor,nede adım atıyordum. Dudakları dudaklarıma deyince,heyecanım dahada arttı. Ve dudaklarım onun dolgun dudaklarında adeta can bulmuştu. İki eliyle yüzümü kavradı. Ben ise elimi onun gür saçlarının arasına sokup okşamaya başladım. Yavaş yavaş ileriyorduk,sanki hiç bitmesini istemiyormuşşuz gibi. Nefesiz kalınca ben geri çekildim. Alnını allıma yasladı. Elim saçlarında. Eli yüzümde idi. Derin nefes alış-verişlerimiz hariç odada hiçbir ses seda yoktu.
"Gitsem iyi olacak" deyip alnıma öpücük bırakıp odadan çıktı. Alnımdan öpmesi,beni sahiplenmesi demekti. Benim için anlamı büyüktü. Yatağa uzanıp Miran ile yaşadığım herşeyi hayal etmeye başladım...
Sabah gözlerimi saçlarıma değen el sayesinde açtım.Miran
baş ucumda durmuş,saçlarımı okşuyordu.
"Günaydın" deyip yatağın içinde oturdum.
"Sanada hadi kahvaltı hazır" deyip odadan çıktı. Ağa oğlu ve kahvaltı,bu adam beni şaşırtmak için başka ne yapacak acaba. Yataktan çıkıp hızla banyoya girdim. Saçım başım dağılmış bir haldeydim. Hızla elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Üzerime diğer kot pantalonu ve bir bluz giyip saçımı açık bırakıp aşağıya indim. Masaya göz atınca tek kelimeyle harika gözüküyordu. Saate baktığımda gözlerim yuvadan fırlayacaktı.Saat on ikiye geliyordu,be saate kadar nasıl uyudum.
"Hadi kahvaltı yapıp dışarı çıkalım ilk başta sirkete uğrayalım,sonra gezeriz,tabi ıstersen"
Kafamı sallayıp masaya oturdum. Cidden harika bir masa hazırlamış.
"Hadi Yezda"
Merdivenlerden hızla indim. Üst katta bir saatir giyeceğim bir şey arıyordum. Ama birşey bulamadım. Üzerime diz kapaklarıma gelen bir ceket giyip aşağıya indim.
"Dakikalardır bunun içinmi bekledim" deyip güldü.
"Kusura bakma,giyecek birşey bulamadım"
Şirkete girdiğimizde herkes bize bakıyordu. Miran elimi tutup asansöre bindirdi. Elim alev almıştı.
"Neden herkes bize öyle baktı"
Gülümseyip bana döndü.
"Büyük patronun eşini ilk defa görüyorlar o yüzdendir"
Bende sorun bendemi deyip kendimi yiyordum.
Bir kapıyı çalmadan içeri daldık. Kapının orada genel müdür yazıyordu. Içerde Miranın boyunda,yapısında kumral biri vardı.
"Ooo Miran hosgeldin,dün bekledim gelmedin" deyip koltuktan kalkıp bize yaklaşıp Miran'a sarıldı. Tipik erkek selamlaşması...
"Buda yengem oluyor sanırım" deyip elini uzattı. Bende uzattım.
"Tanıştırayım Yezda,dün fotoğrafını sildiğin kişi" deyip güldü. Kahretsin! Rezil oldum. Bu adam beni yerin dibine sokmaya çalışıyor sanırım.
"Ne fotoğrafı" deyip oda güldü.
"Neyse Bedirhan biz dışarı çıkacağız,akşam hep birlikte yemek yiyelim"
Bedirhan Miran'ın amcasının oğlu,yaklaşık yarıda şirketin hissedarı.
Miran ile heryeri gezmiştik neredeyse. Fotoğraf çekinip,eğlenmiştik. Ben bu adama alışmaya bağlanmaya başlamıştım.
Evin kapısını açıp içeri girdik. Miran yukarı çıktı. Girişte yerde kahve rengi bir zarf duruyordu. Eğilip zarfi açtım. İçinden bugünümü mahvedecek şeyler vardı. Her bir fotoğrafta Miran vardı. Dün çekilen bir fotoydu. Bir kadın ile. Otel girişinde. Üstündekiler,dün giydikleri idi. Birde bilgisayar yazısıyla yazılmış bir yazı vardı.
'Kocan tarafından aldatılmak nasıl bir duygu'
Donmuş kalmıştım. Hiçbir zaman mutlu olamayacakmıydım. Elimdeki fotoğraflar çekilince gözlerim dolu Miran'a baktım. Şaşırmış,şok olmuş bir vaziyette bana bakıyordu. Elimi kaldırıp tokat attım.
Bana yalan söylemişti,hemde gözümün içine baka baka. Ona birdaha asla ama asla güvenmiyecektim...
Okuyan sayısı vote veren sayısı vote veren sayısı düştü. Ve bu benim hoşuma gitmiyor. Biraz canlanin :D görüşmek üzere.
Not:GECE FISILTILARI Hikayeme göz atın.
Seviliyorsunuz
Zeynep