18.Bölüm

36K 1.1K 25
                                    

İki gündür hastahaneydik,Miran'ın durumu gün geçtikçe iyiye gidiyor. O gün yaptığım şey için utanmıştım. Ailesinin yanında boynuna sarılıp ağlamıştım. Bana şaşkınca bakıyordu. Haklıydı. Kendimden nefret ediyordum,ama onu kaybetme korkusu,beni öldürmüştü. Bukadarmı korkuyordum onsuzluğa? Saçma! Benim yüzümden birşey olacak diye korktum. Eminim...

Hemsire odaya girince düşüncelerimden ayrıldım.

Bana gülümseyip Miran'ın serumunu değiştirdi. Miran ise uyuyordu... Pürüzsüz teni,uzun kiprikleri,dolgun dudağı... Ah kahretsin! Kendimle iç savaş veriyordum. Ona çekiliyordum.

"Geçmiş olsun" deyip hemsire odadan ayrıldı. Oturduğum koltuktan kalkıp Miran'ın baş ucuna gelip yüzünü izlemeye başladım. Dağınık saçlarını elimle tereddütle düzeltim. Yakışıklıydı,ve benim kocamdı! Kendimi onun saçlarını okşarken buldum. Geri dönüp bir adım attım. Ama Miran elimi tuttu. Ona döndüğümde hınzırca bana sırıtıyordu. Pislik!

"Elimi bıraksan"

Dişlerimi birbirine kilitleyip tısladım. Uyumuyordu. Fırsatçı.

"Hadi gel" deyip yatakta ileriye kaydı. Benden yatağa uzanmamımı istiyordu? Aslında yorgundum. İki gündür koltukta düzgün bile uyuyamamıştım. Ama olmaz...

"Saçmalama asla"

Deyip elimi çektim.

Yanlış anlamıştı.

"Yanlış anlama,ameliyat yerin daha yeni yanlışlıkla çarparsam"

İstekli göründüğümü biliyordum. Belkide istekliydim?

"Birşey olmaz"

Deyip beni yatağa çekti. Düzgünce uzandım. Üstünde birşey olmadığı için omzum ona değiyor,vücuduma ateş dalgası yayılıyordu.

"Yere düşeceksin"

Koluyla kendine bastırdı. Elim istemsizce karınındaki bandaja gitti.

"Ağrın varmı"

Sesim fısıldayarak çıkmıştı.

"Önemli değil,geçti"

Sesi düzgündü aynı zamanda durgun.

"Benim yüzümden"

Dediğimde gözlerimden bir damla yaş düştü. Kafamı eğdim.Kafamı kaldırıp gözyaşımı sildi.

"Yezda,konu kapansın sen hiçbirşey yapmadın,kendini suçlama"

Kafamı sallayıp sustum.

Odada ikimizin nefes alış-verişi hariç ses yoktu. Kalbim sanki her an ağzımdan fırlayacak gibi geliyordu. Miran ise konuşmuyor,sadece kafasını tavana dikip tavanı izliyordu.

"Annemler nereye gitti"

"Bedirhan eve götürmüş sanırım"

Aileside hergün gelip uzun süre durup gidiyorlardı. Zuhal Hanım bana o gün kazayı sorduğunda konuşmadım. Oda üzerime gelmedi. Peki ya kazaya neden olan kavgası o ne olacaktı. Ona asla güvenmeyecektim. Aklıma o fotoğraflar gelince yataktan kalktım.

"Birşeymi oldu"

Kafamı hayır anlamında salladım.

"Gelirim birazdan"

Deyip odadan çıktım. Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım. Aynadan yüzüme bakıyordum. Soluk yüzüme. Elimi okadar sıkmıştımki parmak boğumlarım bem beyaz olmuştu. Aldatmıştı. Yine o güne dönmek istemiyordum. Susacaktım. İçime atmalıydım. Ama biliyordum,buyüzden içim kan ağlıyacaktı...

"Nezaman çıkıyorum"

Ayakta durmuş,Miranı izliyordum.

"Oğul yavaş ne bu acele"

Yakup Ağa'nın sesiyle ona olan bakışlarımı çektim. Mal gibiydim...

"Dede lütfen,burası beni boğuyor"

Sonunda Miran galib gelmiş,hastahaneden çıkmıştık. Hep birlikte bizim eve yol almıştık. Arabada sesiz ce ilerliyorduk. Ben Sevda,Zuhal Hanım arkada,Miran ve Bedirhan ön taraftaydar. Diğerleri başka bir arabayla geliyorlardı.

"Oğul nezaman Mardine döniysen"

"Bilmiyorum anne,daha işleri halletmedim,sizde birkaç gün kalın,birlikte döneriz"

Onlar bizde kalırsa,yakın olmamız lazım. İşte bu canımı sıkmıştı. Söz verip uzaklaşıyım derken,dibinde bitiyordum. Evren bana istemediğim şeyleri yaptırıyordu.

Sonunda eve varmıştık. Evin temiz olması dağınık olmaması işime geldi. Zaten ogün tüm gün dışarıdaydık.

"Oğul sen get dinlen,yemek olunca gelirsin"

Miran kafasını sallayınca onunla birlikte bende merdivenlerden çıktım. Hangi odada kalacaktık? Kendi odasına girince bende peşinden odaya girdim. Yatağın pikesini açtım. Miran yatağa girince pikeyi üzerine örttüm.

"İstediğin birşey varmı"

"Hayır"

"Peki"

Deyip odadan çıktım. Bu adam.. Ona soğuk davranmak,benimde hoşuma gitmiyor,ama yapacak birşeyim yoktu. Aşağıya indiğimde Abimlerde gelmişti. Selam verip mutfağa geçtim. Yorgundum. Üzgündüm. Bitkindim.

Üç kişi birlikte yemekler kısa sürede hazırlandı.

"Abim ile aranız nasıl"

Sevda'nın sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim. Zuhal Hanım mutfakta yoktu. Nezaman gitmişti?

"İyi"

Deyip geçirirdim konuyu. Artık kırılmak istemiyordum.

"Gözlerin öyle demiyor ama"

Deyince sustum. Çokmu belli oluyordu?

"Akşam konuşalım Sevda"

"Oğul şirkete durumlar nasıl"

"İyi amca,büyük bir iş peşindeyiz,karşı tarafın cevabını bekliyoruz"

Masada bu konu hariç kimse konuşmuyordu.

"Bedirhan karşı şirket kim"

Dedi Miran. Herkes yemeğiyle ilgileniyordu.

"Altay şirketi,varisi yakında Ali olacakmış"

Dediğinde içtiğim su boğazımda kaldı. Miran sinirle bana bakıyordu. Bunun benimle alıp veremediği neydi.

"İyimisin kızım"

Dedi Zuhal Hanım sırtımı okşarken.

"Evet iyim saolun"

Ali'nin adını duyunca neden rahatsız olduğumu biliyordum. Ama herzaman yanımda bitiyordu. İstenmeyen ot yanında bitermiş diyen söz bence doğru... Kapı zili çalınca ayağa kalktım. Kim bu saate? Kapıyı açtığımda sarışın oldukça güzel bir kadın vardı. Beni nefretle baştan aşağıya süzdü. Ben ise dikkatle ona bakıyordum.

"Buyrun kime bakmıştınız"

Eliyle saçını geriye atıp bir adım öne geldi.

"Miran'a"

Bukadarıda fazlaydı. Utanmaz. Birde buraya gelmişti.

"Bana bak seni sokak sürtüğü birdaha kocama yaklaşırsan onu ararsan seni öldürürüm. O benim ve bana ait"

Şaşırmış bir vaziyette bana bakıyordu. Daha doğrusu benim arkama.

"Duydun,ben ona aitim"

Miran'ın arkadan bana sarılması,ve söylediği cümle...

Evet o bana aitti,sadece bana...

Uzun süre gelmedi,sınav yüzünden. Sınav bombok geçti. Neyse artık yazmakta zorlaniyorum nedenini bilmiyorum. Neyse bölümü beğendinizmı?
Öpüldünüz. Allaha emanetsiniz.

Zeynep...

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin