bu fotoğrafta üvey babam vardı. gerçekten o mu yoksa halüsinasyon mu görüyordum? fotoğrafı elimi aldığım gibi dikkatlice inceledim. bu oydu kesinlikle oydu hiç değişmemişti. hala iğrenç bir insandı. burada kalamazdım. odadan çıkacaktım ki kapı açıldı. içeri o adam girdi.
"sevgili üvey kızım nasılsın"dedi ondan uzaklaştım.
"ne istiyorsun?"
"sana bir sır vermeye geldim"dedi yatağa oturduğunda ben hala ondan uzakta hem de ayaktaydım.
"gel buraya alya" dedi sesi yumuşaklıktan tamamen kaybolmuştu ve yanına oturmam için yatağa hafifçe vuruyordu. korkarak yanına gittim. bakışlarım yerdeydi ve derin nefesler karnıma giren kısa keskin ağrılar.
"aslında seni ahmet denen o adam getirdi. abime vermişti. abim bakamayacağını söyleyip bize verdi. tabi o zaman güzel karım bebekleri çok seviyordu. sana baktık seni büyüttük abimin sana tecavüz etmeye çalıştığını söyledin ve adamı hapse aldılar karısı çocuğu terk etti." dedi elleri aniden saçlarıma geçtiğinde onu kendimden uzaklaştırmak istesem de yapamadım.
"ahmet şu an burada iyi saklan ya da abinin yanından ayrılma derim alya" dedi ve beni yere atıp ayağa kalktı. karnım yere çarpmasın diye ellerimi son an da zemine koymuştum. sırtıma attığı tekme ile odadan çıktığında zorla kalkıp kapıyı kilitledim. telefonumu çıkartıp uğur'u aradım.
"efendim güzelim" dedi
"uğur" dedim titreyen sesimle
"güzelim iyi misin?" demişti ki odanın kapısı kırıldı. elimdeki telefon yere düştüğünde eğilemeden o pislik yanıma gelmiş ve beni tutuğu gibi yatağa atmıştı. elim karnıma gitti.
"demek hamilesin"
"hayır lütfen lütfen yapma lütfen ona zarar verme" diye ağlıyordum.
"üzgünüm ama o umurumda değil şu an tek umurumda olan kişi sensin" dedi üstüme gelirken ben kaçamadan üstüme çıkmıştı. çığlıklar atıyordum ama duyan yoktu abim abim nereye gitmişti? yatağın kenarında duran komodinin üstünde duran vazoya yetişmeye çalışıyordum ama çok zordu. karnıma daha şiddetli saplanan ağrılar işimi zorlaştırıyordu.
"lütfen yapma" dedi
"kes artık alya bu iş olacak" dedi. tenime değen dudaklarıyla nefes almamı güçlendiriyordu. kafasını boynumdan uzaklaştırmaya çalıştığımda ince bileklerimi tek eliyle tutu. yüzüme defalarca tokat atmıştı sen sonun da dayanamamış gözlerimin kararmasına engel olamamıştım.
uyandığımda hala yataktaydım yanımda kimse yoktu. bakışlarım bedenimde dolaştı. beyaz pantolonumun bacak arasında kan vardı. hala titriyordum bunu yapmış olamaz? dudaklarımdan kopan acı çığlıklara engel olamamıştım. etrafta patlayan silahlarla odanın kapısı açıldı o gelmişti belinden silahı çıkardı gülüyordu.
"gerçekten çok güzeldi her ne kadar sen bayılmış olsan da hal bu ki ben senin arzu dolu inlemelerini duymak isterdim" dediğinde ondan uzaklaşmaya başlamıştım ki odada patlayan silahla adam devrilerek önüme düştü. arkasında kızgın boğa misali duran uğur koşarak yanıma geldi. yaralı yüzümü inceledi ardından bakışları kanlı pantolonuma baktı. benim bakışlarım ondan başka her yerdeydi. bakmaya korkuyordum. beni ayağa kaldırıp uzun montunu bana giydirip beni kucağına aldığı gibi konaktan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ SEDASIZ
Teen FictionHayatta başlarken kaybetmiş bir kız gerçek ailesiyle anlaşamaması geride bıraktığını düşündüğü zorlukların tekrar önüne çıkması hayatını baştan sonra değiştiriyor