42.BÖLÜM-SON 💟

963 19 1
                                    

yazarın anlatımı...

5 ay sonra..

Bu bir hafta içinde doğuracaktı alya. Bazen kesik kesik olan ağrılar onu zorluyordu. Bu süreçte kimse yanından ayrılmamıştı. Uğur masanın üzerine dağıttığı kâğıtlara göz atarken alya da selma hanımın yedirmem çalıştığı meyveyi ısrarla reddediyordu. Onun canını meyve istemiyordu.
"Sevgilim" dedi alya uğur'a bakıp uğur o kadar yoğundu ki alya'yı duymamıştı bile ege elinde telefon sürekli biriyle yazışıyordu. Nisa ve utku evlerine gitmişlerdi. Selma hanım da merve tabanını kenara koyarak mutfağa gitmişti. Alya birden ağlamaya başladığında uğur kulağındaki kulaklığı kenara atmıştı. Ege ve Selma hanım da alya'nın yanına geldiğinde alya ağlarken uğur'a baktı.
"Güzelim iyi misin" dedi alya cevap vermek yerine daha fazla ağlamaya başlamıştı.
"Kızım iyi misin" dedi selma hanım efe ise alya'ya gülerek bakıyordu.
"Neden bizimle ilgilenmiyorsun" dedi tekrardan ağlarken. Uğur karısına sarıldığı gibi saçlarının arasına bir buse kondurmuştu. Alya'nın ağlaması durduğunda ege bağıra bağıra gülmeye başlamıştı ve Selma hanımla uğur'un yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. Alya uğur'a daha da sokuluyordu ki karnına saplanan keskin ağrıyla inledi. Ağrılar artarken uğur ve ege telaşla bir oraya bir buraya gidiyordu. Alya'nın suyu gelmişti. Selma hanım alya'nın derin nefes alıp vermesinin sağlarken uğur ve Ege'ye seslendi.
"Ege git odaya çocuğun çantasını getir uğur oğlum sen de alya'yı kucağına al hemen hastaneye gidelim" dedi herkes dağılırken uğur alya'yı kucağına almıştı.
"Sakinleş güzelim " dedi
Arabaya bindiğinde ege ve Selma hanımın gelmesiyle gazı kökleyerek hastaneye gitmişlerdi. Utku ve nisa da onların gittiğini görünce hırkalarını alıp hastaneye gitmişlerdi.
Yol boyunca uğur alya'yla birlikte derin nefes alıp vermişti ve bu hallerini ege çekmişti. Bir eli direksiyonda diğeri ise alya'nın elindeydi. Alya acıyla nefes alıp verirken uğur da nefes alıp veriyordu. Hastaneye yetiştikleri gibi alya'yı doğuma almışlardı.

Aradan neredeyse yarım saat geçmişti ve hala ses seda yoktu. Sadece alya'nın sesi vardı. herkes hastanedeydi. selma hanım, ege , utku , nisa ve uğur.

"hadi alya ıkınman lazım"dedi doktor hanım alya başını olumsuz anlamda sallayarak

"UĞUR'U İSTİYORUM" diye çığlıklar atıyordu doktor yanında duran hemşirelerden birini göndermişti. bir kaç saniye sonra uğur içeri girdi. hazırlanıp gelmişti. karısının elinden tutu. terlemişti dağınık saçları anlına yapışmıştı ki uğur ilk saçlarını karısının yüzünden çekmiş ve dudaklarına bir buse kondurmuştu.

"dayan güzelim" dedi tekrar öptü. bu sırada alya uğur'un elini sıkıyor ve ıkınıyordu.

kısa süre sonra odanın içinde ağlayan bebeğin sesiyle alya acı bir şekilde gülümsedi uğur da gülüyordu. Alya kafasını arkaya atıp derin nefes aldı. Sonunda güzel kızları doğmuştu.

Alya'yı normal odaya aldıktan iki dakika sonra kızları yıkanmış ve temiz bir şekilde hemşire tarafından odaya getirilmişti. Bebeği alya'nın kucağına bıraktığında alya heyecandan ölmek üzereydi.
"Hoş geldin güzelim" dedi alya kızının başına bir buse kondurdu. O kadar hafif öpmüştü ki varlar yok arasındaydı. Alya karşısında oturan uğur'a baktı.
"Almak iser misin?" Dedi uğur tereddüt etmişti
"Ya canını yakarsam" dedi
"Hayır aşkım merak etme sen bu dünyada canını yakacak Son kişi bile değilsin" dedi ve kucağında duran kızını uğur'un kucağına bıraktı uyuyordu.
"Sonunda geldin ha !güzelim" dedi uğur da hafif bir şekilde öptü.
"Alya sana teşekkür ederim güzelim" dedi alya'nın da gamzeli yanağına bir buse kondurmuştu. Yarın hastaneden taburcu olacaklardı. Aslında kalmalarına gerek yoktu ama uğur ne olur ne olmaz burada kalmak istemişti. Şimdi küçük bebekleri hemen yanlarında uyuyorken onlarda uzanmışlardı. Uğur kızına dalıp giden karısına baktı.
"Güzelim uyu artık ben buradayım merak etme" dedi alya bakışlarını kızından çekip kocasına baktı. Ardından tekrar kızına döndü
"Uğur sence biz ona bakabilecek miyiz çok korkuyorum ya ona layık bir anne baba olamazsak" dedi alya düşünceli gibiydi. Korkuyordu. Anne ve babası gibi olmaktan ziyade çocuğunun bu kadar şeyi yaşamasını ona da aynı şey olma korkusu vardı üzerinde. Uğur ise alya'nın başına bir buse kondurup
"Sen onlar gibi değilsin güzelim artık onları umursama geçmişi yok et hayatından sadece kızımıza odaklan" dedi
"Ee güzelim bu prensesin adı ne olacak biz bunu düşünmedik"
"Aslında ben Ada olsun istiyorum ama senin istediğin başka bir isim varsa onu koyabiliriz" dedi alya. Ada  ismini severdi. Alya'nın söylediğine karşılık
"Tabi güzelim Ada  olsun artık oğlumuz olunca ismini ben koyarım" dediğinde alya uğur'a sarılmıştı. Hikaye böyle mutlu sona ulaşmış ikisi de birlikteliğin mutluluğun tadın almışlardı. Aileleri yüzünden ikiside bu ilişkide zarar görmüş yaralamış ve neredeyse ölümden dönmüşlerdi ama hep birbirlerine karşı gerekli saygıyı sevgiyi göstermiş en sonunda başarmışlardı.
Alya ve uğur hikayesi sona ermiş ve yeni bir hayata başlamışlardı.
Alya, uğur ve sevgili çocukları Ada...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


SON...


Evet arkadaşlar kitabın sonuna gelmiş bulunmaktayız eğer ikinci kitabın gelmesini istiyorsanız lütfen yorumlarda belirtin sizi seviyorum Allah'a emanet 💟💟💟💟😙😊😙😊😙😙


SESSİZ SEDASIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin