Akşam yemeğinin ardından yeni evlerine gelmişlerdi. Alya hala uğur'u o kadından kıskanıyordu. Eve gelir gelmez odaya çıkıp üzerini değiştirmişti. Uğur da kotuğa oturmuş üzerindeki yorgunluğu atmaya çalışıyordu. Alya aşağı indiğinde yorgunlukla koltukta oturan uğur'u görünce bu olayı abartmamsı gerektiğinin farkına vardı. Uğur'un yanına gitip oturdu. Uğur'u kendine çekti. Uğur alya'nın göğsüne kafasını yaslayıp gözlerini kapattı. Alya'da uğur'un saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Uğur ayağa kalktığında alya da kalkmıştı.
"Bir şey mi oldu?" Dedi alya
"Hadi gel odamızda uyuyalım ben de üzerimi değiştiriyim" dedi odaya çıktıklarınıda alya yatağa uzanmış uğur'un gelmesini bekliyordu. Banyodan çıkan yarı çıplak uğur'la alya onu incelemeye başladı.
Altında gri pijama vardı. Elimde silahı vardı.
"Onu -?" Diyordu ki
"Merak etme güzelim sadece yanımda bulunması için getirdim"
Silahı bıraktığı gibi kendini yatağa atıp alya'yı yanına çekti.
"Sadece uyu güzelim"dedi ve gözlerini kapattı.
Ertesi sabah alya erken uyanmış uzun bir süre uyuyan uğur'u izlemişti. Saçları dağılmıştı. Dudakları hafif arralanmış. Bir eli yastığın altında diğeri ise alya'nın belindeydi. Uğur'un dağılmış saçlarını daha da birbirine katmıştı. Uğur hareket bile etmemişti.
"Uğur beni bıraksanda ben de gidip kahvaltı hazırlıyım" dediğinde uğur onu kendine çekmişti.
"İşimizin çıktığını söyleyelim gelmesinler" dedi sıkıca sarılırken
"Hadi uğur bırak beni" dedi alya uğur sanki onu duymuyormuş gibi yaptı. Alya uğur'un omzundan ısırıca uğur tek gözünü açıp alya'ya baktı.
"Ne yapıyorsun alya" dedi
"Seni sinirlendirmeye çalışıyorum belki beni bırakırsın" dedi
Uğur alya'yı bıraktığıda alya iki kişilik büyük yatakta diğer tarafa doğru yuvarlanıp yataktan kalktı.
Kısa sürede kahvaltıyı hazırlamıştı. Uğur'u uyandırmak için yukarı çıkacaktı ki. Kapı çalmaya başldı. Uğur'u bırakıp kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında bir yaşlı çift karşılamıştı onu. Yaşlı Adam her ne kadar güler yüzlü olsa da kadın öyle değildi. Kendini beğenmiş bir hava yaşıyordu üzerinde.
"Buyurun efendim kime bakmıştınız" dedi alya güller yüzle yaşlı adama bakıyordu. Zaten kadınla ne konuşabilirdi ki.
"Uğur'a bakmıştım"
"Kimsiniz"
"Ben büyük babası Faruk deniz yanımdaki de sevgili eşim Hünkâr deniz uğur'un babaannesi" dedi
"Tanıştığıma memnun oldum efendim ben de Alya uğur'un kız arkadaşıyım" dedi alya ikisini içeri davet edince uğur'u uyandıracağını söyleyip yanlarından ayrıldı.
Odaya girdiğinde uğur'un gitindiğini gördü. Siyah gömleğini giyiniyordu. Vücudunda kasılırken kasları bellirginleşiyordu. Harika vücudu güneşin ışığından parlıyor. Ela gözleri güneşle birlikte eşsiz bir manzara ve renk oluşturuyordu. Alya kendine gelince onu gülümseyerek bakan uğur'u görünce utanmıştı.
"Güzelim beni gözlerinle yemen bittiyse hadi annenler gelmeden aşağı inelim" dedi uğur onu daha da utandırarak
"Uğur babaannen ve büyük baban geldi şimdi aşağıda oturuyorlar" dedi dedi alya bakışları uğur'u kadrajına almadan etrafı inceliyordu.
"Tamam sn çık ben geliyorum" dedi. Uğur'un sesinde bir an oluşan sert bir ciddiyet vardı. Alya onu oda da bırakıp aşağı inmişti. Neden bu kadar ciddileşmişti ki.
Aşağı indiğinde yaşlı adamın bıkkın bir şekilde bir şey konuştuğunu görmüştü. Yanlarına gittiğinde
"Efendim bir şey içer misiniz?" Diye sordu
"Zahmet etme kızım" dedi Faruk bey ardından karısı karısı konuştu.
"Bol köpüklü sade kahve istiyorum" dedi alya kajve yapmak için mutfağa gidiyordu ki uğur merdivenlerden inerek yanlarına geldi. Alya'nın gitmesine izin vermeden kolundan kendine çekip ellini belline koydu.
"Eve kahve yok ayrıca çok bir şey istiyorsan ayağa kalkıp mutfağa git babaanne alya sizin hizmetçiniz değil" dedi söylediğinde oldukça ciddiydi.
"Oğlum şimdi yapma otur adam akıllı konuşalım" dedi Faruk bey hükar hanım onun aksine bu olaydan memnundu saki. yani kavgalı olmalarından. Alya uğur'un kolundan tutu. Onun sakin olmasını istiyordu.
"Adam akılı konuşalım öyle mi ? Hangi hakla siz benim evime geliyorsunuz?" Dedi bağırıyordu. Aksine sesi sakindi ama öldürücü ve ürkütücü şekilde çıkmıştı.
"Oğlum anneni kaybettin kardeşinle babanıdq yeni kaybettin. Şu an iyi değilsin" dedi
Uğur alya'dan ayrıldığında alya uğur'un elinden tutmuştu. Ama uğur sinirle büyük babasına döndü.
"Benim sadece annem vardı. Onu da oğlun öldürdü" dedi sinirle hünkar hanım kaşlarını çatmış oturuyordu ki alya'ya ters ters bakıyor süzüyordu.
"O senin baban uğur terbiyesizlik yapma" dedi hükar hanım uğur'a bakarak
"BENİM BABAM YOK !" Dedi bağırarak ardından hem babaanesine hem de büyük babasını süzdü.
"Sen istesen de istemesen de sen onun oğlusun" dedi hükar hanım
"Sakin ol bir az hükar" dedi faruk bey
"SEN karışma faruk" dedi çemkirerek hünkar hanım uğur derin bir nefes alıp babaannesine döndü.
"HEMEN EVİMDEN DEFOLUN GİDİN" Dedi tekrar sesini yükselterek
"Uğur sakin ol" dedi alya bu sırada hünkar hanım alya'yı omzundan itip uğur'dan uzaklaştırmaya çalıştı. Uğur babaannesinin kolundan tutup alya'dan uzaklaştırdı.
"Eğer bir daha alya'ya dokunursan acımdan canını yakabilirim hünkar hanım" dedi dişlerinin arasından.
"Şu an senin bu oruspunun yanında olmaktan çok babanın ve kardeşinin ölümüne sebep olan o şerefsizleri bulman gerekiyor" dedi alya artık karışmama kararı alıp onlardan uzaklaşınca uğur babaannesinin gözlerinin içine baktı.
"Onları ben öldürdüm" dedi babaannesinin gözleri dolmaya başlamıştı duyduğu şeyle büyük babası şaşırmıştı. Alya hiç bir şey yapmadan sadece olayları izliyordu.
"Onları kızgın ateşin içine attım onları ben öldürdüm. Sonunda annemin intikamını aldım" dedi yüzünde korkunç gülümsemeyle
Babaannesi ayakta kalamıyacak durumdaydı. Büyük babası ona destek oldu.
"Eğer buradan polise gidersen ilk seni sonra kocanı öldürürüm. Ve bunu yapmaktan acayip zevk alırım şimdi ikis seçeneğiniz var ya şimdi geldiğiniz yere gider orada hayatımıza devam edersiniz ya da ikinizide şu an öldürürüm" dedi babaannesinden uzaklaşarak
Arada kısa bir sessizlik oldu uğur
"SELİM BURAYA GEL" Dedi. Selim üstünü düzelterek içeri girdi.
"Tamam oğlum biz gidiyoruz" dedi büyük babası fısıldayarak
"Buyur abi" dedi selim emir almak için resmen uğur'un gözlerine bakıyordu.
"Sevgili babaannemi ve büyük babamı dikkatli bir şekilde evine götür bir şey lazım olursa sen ilgilen" dedi
Herkesin çıkmasıyla alya ve uğur yanlız kalmıştı. Alya tepki vermeden uğur'a bakıyordu.
"Güzelim annengil nerede kaldı" dedi alya bir şey demeden odaya çıkmıştı. Annesi onu 3 defa aramış babası ve abileride bir çok kez aramıştı.
Beklemeden onları aradı.
"Anne neden hala gelmediniz?bir şey mi oldu?" Dedi annesinin konuşmasına izin vermedi.
"Kızım bir şey aslında abilerinin acil toplantı yapması gerekiyormuş bu yüzden babanla birlikte şirkete gittiler"
"Siz gelseydiniz anne"
"Artık akşam yemeği yeriz kızım"
"Tamam anne"
Telefonu kapattınca banyoya girdi. Sıcak suyu açıp kuvvetin dolmasını bekledi. Babasını ve kardeşini yakarak öldürmüştü. Evet onlardan pek haz etmese de bu şekilde ölmelerini istememişti. Öldüklerini biliyordu ama bu şekilde öldüklerini daha yeni öğrenmişti. Uğur iyi biriydi. Ama sevdiği birine zarar verildiğinde onu kimse tanıyamazdı. Üstündeki kıyafetleri çıkartıp sıcak suyun içine girdi. Vücudu bir az olsun bile rahatlamıştı..Nisa alya ve uğur'la bir şeyler yapmak istiyordu. Uzun süredir birlikte takılmıyorlardı. Bunun için yarın pikniğe gitmeyi düşünmüştü. Bu günden yiyecek bir şeyler yapmak gerekiyordu. Utku erken saate işi olduğunu söyleyip evden çıkmıştı. Bir iki lokma yedikten sonra hazırlanıp evden çıkmıştı. Alışveriş yapmak gerekiyordu.
Uzun bir alışverişin ardından bir kafede oturmuştu. Masada dört sandalye vardı. Birine kendi otururken diğerlerine alışverişte aldığı ürünleri bırakmıştı. Üç sandalyede de eşyaları vardı.
"Tamam dedim en kısa sürede ona her şeyi söyleyecem sıkma canını bebeğim" dedi bu ses bir yerden tanıdık geliyordu. Nisa elindeki telefonu masa bırakıp arkasını döndü. Utku yanında bir kızla kahvaltı ediyordu.
"Olay çıksın istemiyorum" dedi kız
"Merak etme nisa öyle biri değil tamam der kapatır konuyu" dedi nisa beklemeden ayağa kalkıp eşyaları aldığı gibi kafede çıkmıştı. Eve yetiştiğinde eşyaları mutfa bıraktığı gibi odasına çıkmıştı. Utku bir kızla nasıl oturabilirdi? Sakin olmalıydı. Ani karar almamalıydı. Eşyalarını topladığı gibi evden çıkıp uğur'un eski evine gitmişti. Eve girince kapıyı kitleyip kendini koltuğa attı. Artık tutuğu gözyaşları serbest kaldığında telefon çalmaya başladı. Utku arıyordu. Kim olduğuna bakmadan telefonu açtı.
"Efendim"
"Yavrum nerdesin eve geldim yoksun" dedi utku
"CEHENNEMİN DİBİNDEYİM UTKU " dedi bağırarak ağlıyordu.
"Ne olduğunu söyler misin nisa "
"Nasıl yaptın ya bana bunu nasıl yaptın"
"Yavrum-" dediğinde daha fazla dinlemek istemiş telefonu kapatmıştı nisa yanında duran yastığı kucağına alıp sıkıca sarılıp ağlamaya devam etti. Alya'ya şu an ihtiyacı vardı. Telefonu alıp aradı ama açan olmadı bir iki defa tekrar aradı yine açan olmadı. Sinirle elindeki telefonu koltuğa fırlattı. Kapı çalmaya başladığında yastığı kenara koyup ayağa kalktı. İlk kilidi ardından kapıyı açtı. Utku nefes nefese kalmış bir şekilde tek elini kapıya yaslamış derin nefesler alıyordu.
"Nisa?" Dedi sesinde sorgu vardı.
"Senin burada ne işin var"
"Konuşalım" dedi utku içeri girip onu kolundan tutarak içeri yönlendirdi. İkiside koltuğa oturduğunda utku tek elini nisa'nın omzuna koydu.
"Neler oluyor yavrum? "
"Ayrılmak istiyorum" dedi nisa utku'nun elini omzundan çekip ayağa kalkıp ondan uzaklaştı...
💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫😘😍
Kusura bakmayın geçikti biraz.....
Diğer bölümü en kısa sürede yayınlıyacağım.
💫💫💫💫💫💫💫💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ SEDASIZ
Fiksi RemajaHayatta başlarken kaybetmiş bir kız gerçek ailesiyle anlaşamaması geride bıraktığını düşündüğü zorlukların tekrar önüne çıkması hayatını baştan sonra değiştiriyor