Jordan zehirlendigini David'den öğrenmişti. Öğrenir öğrenmez nezarete gitmek istemişti.Fakat daha o kadar toparlayamamisti.Bunu yapanları mahvedecegini söyleyip duruyordu. Hannah ve Emily ' de olayı gizleyip söylemedigi için olanlardan nasibini almıştı. Emily babasıyla arasını daha yeni düzeltmisken tekrar küsmüştü .Babası hiç değişmeyecek, hiç akıllanmayacaktı.Her seferinde etrafindakileri üzüp kırıyordu.Emily babasının tam tersi biri olduğunu biliyordu. Jordan ne kadar öfke ve kinle doluysa Emily de bir o kadar merhamet ve şefkat duygusuna sahipti. ..Babası gibi katı kalpli biri olmadığı için kendini şanslı hissediyordu.
-----------------------------------------------------------------
Derya intihara kalkışmıştı.Nezarethane bekçisi Deryayı baygın bir halde bulmuştu. Bu kızın ölmemesi gerekiyor diye düşündü. Derya nefes almakta zorlanıyordu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Hemen hekim çağrıldı. O sırada nezarethanenin baş görevlisi Arthur geldi. Ciddi bir ses tonuyla
-Nasıl Olmuş bu olay?
-Kız kendini asmış .Hekim çağırdık.
Adamın gözü kızın boyundaki kolyeye takılmıştı.
-Hepiniz dışarı çıkın. Jack sen kal !
Iceridekiler dışarı çıktıktan bir süre sonra baş görevli Arthur konuşmaya başladı.
-Jack sana bir görev vereceğim. Bu kızı Ormandaki eve götür.
-Efendim diğerlerine ne diyeceğiz?
-Kızın öldüğünü söylersin.
-Peki efendim. ....
-----------------------------------------------------------------
Militanlar arama yapıyorlardı. Uzun bir kuyruktan sonra sıra Bahar ve Selim'e gelmişti. Baharın elindeki paketleri açmak istediler. Fakat Bahar buna izin vermedi.
Kısa bir münakasanın ardından kazanan Bahar olmuştu. Bunda Emily in de katkısı bulunuyordu. Emily Bahar ve Selim'in kavga ettiğini görünce durumu düzeltmisti.Bahar bu durumdan çok rahatsız olmuştu. Her seferinde Emily'in yaptığı iyilikler altında eziliyor gibi hissediyordu kendini. Elbet bir gün borcumuzu öderiz diye düşündü. Şimdilik yapabileceği hiç bir şey yoktu. ...Sabah ola Hayrola diye düşündü. ..
-----------------------------------------------------------------
Meryem sabahın erken saatlerinde kalkmıştı.Ellerindeki malzemelerle güzel bir sofra hazırladı. Karnı tok olan insanı bile sofraya oturtacak türdendi. Çiftlik sahiplerinin ve Mustafanın kalkmasını bekliyordu. Bugün Mustafa ona at binmeyi öğretecekti. O da Mustafa'ya ufak bir jest yapmak istemişti.Ciftlik sahibi Ömer ve eşi Zehra kalkmıştı.Zehra ve Ömer ellili yaşlarında bir çiftti.3 erkek 1 kız çocukları varmış. Fakat erkeklerin hepsi hastalıktan ölmüş .Kızını ise uzak bir kente gelin verince bir daha haber alamamış. Bu yüzden Meryem ve Mustafayı kendi evlatları yerine koyuyorlardı.Meryem ve Mustafanın gelişi onları mutlu etmişti. Sıcak bir gülümsemeyle Günaydın dedi Zehra Hanım. "Bir eksik var mı?"
-Mustafa ve ekmek eksik.Mustafa kalkınca ekmek alır.Merak etmeyin siz geçin oturun. Ben de kaldırayım artık şu uykucuyu. .. Meryem karşısında duran aynaya baktı. Kendinden emin bir şekilde Mustafanın odasının kapısını çaldı. Biraz bekledikten sonra tekrar çaldı. Hala ses gelmediği için odaya girdi. Fakat odada kimse yoktu. Meryem telaşlanmaya başladı "Mustafa yok!!"
Zehra hanım Meryem'i sakinleştirmeye çalıştı.
-Sakın ol kızım .Belki mühim bir işi çıkmıştır. Gelir birazdan. ..
-Hiç böyle yapmazdı.En azından mühim bir işi olsa bile haber verirdi mutlaka. Mustafaya bir şey olmuş olmasın?
-Sen gönlünü ferah tut kızım. Ömer amcan Mustafayı aramaya gitti. Bulur birazdan gelirler.
-Mustafaya da bir şey olursa dayanamam .Buraya sağ salim gelsin yeter ki. .
-----------------------------------------------------------------
Ahmet sonunda nezarete girmeyi başarmıştı. Parmaklıkların arkasında en küçüğünden en yaşlısına pek çok insan bulunmaktaydı. Çoğunun hali içler acısıydı.Insallah Derya buradadır da onu bulur geri dönerim diye düşündü. Bu gittiği 5.nezarethane idi. Artık ümidini kaybetmeye başlamıştı. Her zaman yaptığı gibi sessizce geziniyordu. Adamların konuşmalarına şahit oldu .
"Şu Komutan Jordan'i zehirlemeye çalışan kıza ne oldu? Kaçtı mı? Yerinde yok. .."
"O kız öldü. İsmi Deryaydı galiba. "
"Nasıl öldü ki?"
"Kız kendini asmış. Kurtarmaya çalışmışlar ama olmamış. Başaramamışlar. "
"Dediklerine göre Komutan Jordan uyanmış. Bu duruma çok kızacak.Peki kızın cesedi nerede? "
"Bizim nezaretin ek binası var ya .Onun yanındaki boş araziye götürmüşler. "
Ahmet adamların konuşmasıyla yere yığıldı. Olamaz diye düşündü. Bu gerçek olamaz.Derya böyle pes edemez.
-----------------------------------------------------------------
Deryanın evinde üzüntü hakimdi.Hatice Hanımın ağlamaktan gözleri şişmişti. Deryanın bu hayatta tanıdığı tek akrabası 65 yaşındaki anneannesi idi. Yaşlı Kadın tek başına kalmıştı. Kapı tıkladı. Hatice Hanım bir umutla kapıyı açmaya gitti.
"Derya kızım sen mi geldin? "
-Beni hatırlamadın mı Hatice Hanım?
-Arthur? Senin ne işin var burada?
-Sizi bulmak hiç zor olmadı Hatice Hanım. Yıllardır aynı evde oturuyorsunuz.
-Defol git buradan. .
-Size sormam gereken şeyler var. Leyla içerde mi?
-Sen benle dalga mı geçiyorsun? Leyla öleli 20 kış geçti. .
-Leyla öldü mü? Benim bundan haberim yoktu. Konuşmamız gereken daha çok şey var. Lütfen içeri gireyim.
Hatice Hanım Arthur un içeri girmesine izin verdi. Acı bir kahve yaptı.Uzun süren sessizliğin ardından Arthur konuşmaya başladı.
-Leyla ne zaman ve niye öldü?
-Leyla doğum yaptıktan kısa bir süre sonra öldü.
-Derya Leyla'nın kızı mı?
-Evet.Sen Deryayı nereden tanıyorsun?
-Sen işin o kısmını boşver. Ben Deryanın Boynunda benim Leyla'ya aldığım kolyeyi buldum. Bu ne demek oluyor ? Derya benim kızım mı?
-Leyla sen gittikten sonra kimseyle evlenmedi. Deryaya hamile kaldı. Doğumdan sonra da çok yaşayamadı.Derya senin kızın .Yıllarca arayıp sormadığın kızın.
-Leyla benim gitmemi istedi. Ben gitmek istemedim. Leylanın hamile olduğunu bilseydim hiç gitmezdim.
-Yaşananlar yaşandı. Geçmişi geri alamayız.
-Kızım biliyor mu babasının yaşadığını?
-Deryaya babasının öldüğünü söyledik. Leyla'nın hayatını mahvettin. Deryanın da hayatını mahvetme.
-Derya benim kızım. Yıllar sonra onu buldum ve artık onu asla yalnız bırakmayacağım.
-Deryanın Nerede olduğunu biliyor musun? Öldü mü kaldı mı ?
-Derya benim yanımda. Merak etme. Artık kimsesiz değil. Bundan sonra babasıyla beraber yaşayacak.
-----------------------------------------------------------------
Atiye Hanim Bahardaki değişimin farkındaydı. Hiç konuşmayan o sessiz kız gitmiş yerine kendine güvenen ve sözünü esirgemeyen bir kız gelmişti. Bu durum aslında iyiydi fakat Atiye Hanımın merak ettiği Baharın niye ve nasıl değiştiğiydi. Kızının Selim'e olan bakışlarını görmüştü. Selimin de kızına nasıl bağlı olduğunu biliyordu fakat bazı korkuları vardı. Herkes Selim ve Baharı abi kardeş olarak biliyordu ve eğer bu ortaya çıkarsa David ve Jordan in vereceği tepki hepsinin sonu olabilirdi. En iyisi Baharı karşıma alıp konuşayım diye düşündü. Kızının kalbini kırmaktan korkuyordu. Baharı yanına çağırdı.
-Kızım seninle bir konuda konuşmak istiyorum. Ama bana doğru cevap vereceksin.
-Bu ne demek anne? Sen benim sözümden kuşkulanıyorsan ne cevap bekle ne de soru sor..
-Iyi o zaman.Beni dinle Bahar.Bir insan pek çok insanı sevebilir fakat sadece bir kişiye aşık olur. Sana açıkça sorayım. Sen Selim'i seviyor musun yoksa aşık mı oldun?
-Anne bunun cevabını sana şimdi veremem. Çünkü daha önce bu kelimeleri hiç duymadım. Yaşıyorsam bile bilmiyorum. Fakat emin olduğum tek bir şey var.Ben Selime güveniyorum. -----------------------------------------------------------------
Emily David'ın karşısına geçti. David'ın bu ara garip davranışları olduğunu düşünüyordu Emily.Aklı David'ın odasındaki büyük portreye takılmıştı. Zamanı gelince öğrenirsin demişti David. Emily sessizliği bozup konuşmaya başladı.
-Zamanı gelince öğrenirsin demiştin. Zamanı sence de gelmedi mi David?
-Neden bahsediyorsun Emily?
-Bilmemezlikten gelme David. Odanda sakladığın portreden bahsediyorum. Aradan 2 hafta geçti.
-Bu kadar çok mu merak ediyorsun? Gel gör o zaman. ..
Emily David'ı takip etti. David yavaş yavaş portrenin üzerindeki örtüyü kaldırdı. Emily portrede gördüğü yüz karşısında şok olmuştu. ..
-Ama bu Baharın resmi.-----------------------------------------------------------------
Not:Yorumlar yok denecek kadar az. Lütfen düşüncelerinizi belirtin. Yeni bölümler yorum ve vote lara bağlı olarak gelecek. ...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin Bedeli
Historical FictionBIR OSMANLI POLISIYESI Aşk üç şey ister:Emek, Yürek ve Cesaret Ülkesi işgal altında olan genç bir kız ve cesur bir asker.Hayat onların yolunu birbirine bağlamıştı işte. Karanlık bir yüzyıla meydan okuyorlardı. Haklarında verilen karara uymadılar, t...