Gelen Usta Selim idi. Usta Selim bu bölgede ikamet eden en meşhur , cesaretiyle bilinen ve bir o kadar da yakışıklı bir zabitti. Selim Şehr-i Stanbul'un efsanesiydi adeta. Adil, dürüst ve mert.Istanbul'da ki pek çok hanfendinin hayaliydi.Şimdi ise Baharın tam karşısında duruyordu. Yanında ise Süheyla teyzenin evine giren çakma kaba dayılar vardı.
- Süheyla Hanim bu evde mi ikamet ediyor?
Süheyla bir adım öne çıktı.- Buyrun benim,ne vardı?
-Bu sal.klar sizin evinize girip yağmalamış.... Doğru mu?
-Evet doğru......Benden ne istiyorsunuz?
Elinde bir poşet vardı.
- Buyurun bu size ait....
Usta Selim hırsızları fena benzetmişti.Adamlarin şekli kaymıştı adeta.
Süheyla teyze poşeti aldı. Bu beklenmedik misafir bizi çok mutlu etmişti.
- Çok teşekkür ederim oğlum.Allah senden razı olsun.
-----------------------------------------------------------
Aradan 14 karanlık gece geçmişti.
Artık pazara bile çıkamıyorduk. Adeta AÇIK hava hapishanesindeydik.Azınlıklar kutlamalara başlamıştı bile.Her gün olduğu gibi camdan dışarıyı izliyorduk gizli gizli.
Bir kabadayının küçük bir çocuğu darp ettiğini gördük.Çocuk ağlıyordu ve iki pislik çocuğu daha da korkutuyorlardi.
Meryem birden yerinden doğruldu.Olanları anlamaya calisiyordum.Fakat anlaşılacak pekte bir şey yoktu.Olan biten bütün ayrıntılarıyla belliydi.
-Meryem,nereye?
-Burda kal Bahar.
Eline kalın bir odun parçası aldı Meryem.Onun peşinden gittim.Bunu neden yaptığımı daha sorgulayamadan kaderimin dönüm noktasına doğru koşmaya başladım.
Kabadayilardan birinin arkadan kafasına vurdu.
- Bırakın çocuğu pislikler...
Meryem adamları oyalerken çocuğu kaçırdım bende.
- Arkana bakmadan evine git ablacim...
-Sağol abla.....
Meryeme bakmaya gittim.
-Meryem nereye,noluyo?
-Bahar çabuk Peşimizdeler, kacmamiz gerekiyor.Koş!!!!
Can havliyle kaçmaya başlık. Nefesim kesilmişti Meryemi de kaybetmiştim kabadayilardan biri beni biri Meryemi kovaliyordu.Yakalanırsam biterdim.
Koşacak alan kalmamıştı. Çıkmaz sokak,olamaz!!!!!
Saklanacak yer kalmamıştı. Bana doğru geliyordu....Korkuyor muyum? Sanırım.Ustelik Meryem de ortalıkta görünmüyordu.
Bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum. Türkçe konusmadigi aşikar.....
Bağırmak istiyorum ama kimse yok etrafta, ne yapacağım........
Belki de buraya kadardi.Allahım yardım et......,
Bileklerimi tuttu ve bana tokat atti. Ağzım çıktığı kadar bağırıyordum. İkinci bir tokatla yere düştüm.Hala bana bir şeyler söylüyordu ve anlamıyordum.
"Vous penzes que vous pouvez me èchapper?"(Benden kacabileceğini mi sanıyordun? )
-Bak ne dediğini anlamıyorum. Lütfen bırak beni.Yoksa çok fena olur!
"Ceci est la fin de la route"(Burası yolun sonu)
"Maintenant, personne ne peut vous souver"(Artık seni kimse kurtaramaz benden. )
Düştüğüm yerden hızlıca doğruldum. Saçlarımdan tutup beni tekrar yere düşürdü.
Tam ümidimi kaybettigim anda bir ses her şeyi değiştirdi.Bu ses sadece benim hayatımı değil herkesin hayatını değiştirecekti. .
-Heeeeeeeeytttt birak kızı sersem herif!!!!!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin Bedeli
Historical FictionBIR OSMANLI POLISIYESI Aşk üç şey ister:Emek, Yürek ve Cesaret Ülkesi işgal altında olan genç bir kız ve cesur bir asker.Hayat onların yolunu birbirine bağlamıştı işte. Karanlık bir yüzyıla meydan okuyorlardı. Haklarında verilen karara uymadılar, t...