Makbule Hanım karşısında duran adamın elindeki silaha odaklanmış başka hiç bir şey görmüyor, duymuyordu sanki. Adam bir anda Meryemi saçlarından sürükleyerek yanına çekti.
-Bu kim Makbule Hanım? Kızın mı? Kardeşin mi? Arkadaşın mı?
-Bak o masum. Hiç bir şeyden haberi yok. Bırak onu.
Adam elindeki silahı Meryem'in kafasına doğrulttu. Meryem çaresiz bir şekilde hiç bir şey yapamıyordu. Kısa süren bir sessizliğin ardından 4 el silah sesi duyuldu. Makbule Hanım gözlerini sıkı sıkı kapamıştı.Meryem ise yere düşmüştü.
Makbule Hanım'ın yüzü kan içinde kalmıştı. Yavaş yavaş gözlerini açtı. Düşündüğü manzara çekindiği kadar korkunç değildi. Evet biri vurulmuştu. .Ama vurulan ne Meryem ne de Makbule Hanımdı...Vurulan onları öldürmeye çalışan adamlardı..
Makbule Hanım hemen Meryemin yerden kalkması için ona yardım ediyordu. Meryem ise halen olanı biteni anlamaya çalışıyordu.
-Meryem iyi misin?
-Iyiyim Makbule Hanım. Siz iyi misiniz?
-Benim bir şeyim yok.Hadi hemen gidelim buradan.
Meryem asıl büyük sürprizi ayağa kalkınca yaşadı.
-MUSTAFA???-----------------------------------------------------------------
Hatice Hanım Deryanın kaldığı eve getirilmişti fakat hala Deryayı görememişti. Yaşlı kadın torununu merak ediyordu. Deryanın bulunduğu odaya gizlice girdi.
-Derya ,kızım iyi misin?
-Büyükanne senin burada ne işin var ?
-Sen beni düşünme kızım .Hem artık nezarette değilsin ki.
-Neredeyiz büyükanne?
-Babanın evindeyiz kızım.
-Babam mı? Ne diyorsun büyükanne? Benim babam yok ki. ..
-Kızım baban yaşıyor. Şu an babanın evindesin. Sen kendini biraz toparla sana her şeyi ben anlatacağım ..
Yaşlı Kadın Deryayı dinlenmesi için oda da yalnız bıraktı. Arthur ise yaşlı kadını kenara çekip konuşmaya başladı.
-Sana henüz onunla konuşmaman gerektiğini söylemiştim.
-Sen bana ne yapacağımı söyleyemezsin Arthur! Kendine gel.O benim torunum. Kızımın emaneti. Ben onun iyiliğini elbet senden daha iyi bilirim.
-Ona ne anlattın?
-Henüz fazla bir şey bilmiyor. Ama ona yaşananları benim anlatmam daha doğru. Sen sadece biraz zaman ver.Kendine de, kızına da. ...-----------------------------------------------------------------
Emily saatlerdir odasından çıkmamış,
kendini elindeki kitaba vermişti. Kendini kitaba o kadar kaptırmıştı ki David'ın odasına girdiğini fark edememişti.David önündeki kitabı çekip almıştı.
-Ne yapıyorsun David?
-Kendine bir iyilik yap ve biraz ara ver şu kitaba. Çık bir nefes al.
-Beni rahat bırak David.
-Sana anlatacaklarım var Emily. Sen benim bu dünyadaki tek arkadaşım, sırdaşımsın.
-Bu mutluluğunu neye borçluyuz?
-Bahar .. Dün gerçekten çok güzel bir gündü.
-Tahmin etmeliydim..David olmayacak hayallere kapılıp sonra kendini üzmeni istemiyorum. Sen benim abim sayılırsın.
-Sen merak etme Emily. Ben öyle biri değilim. Amcamla hala küs müsün?
-Sayılır. Onu anlayamıyorum. Artık eskisi gibi biri değil. O artık benim tanıdığım adam, babam değil. ..
-Sen eskisi gibi misin peki Emily? Önceden güler yüzlü, etrafına neşe saçan biriydin. Şimdi ise içine kapanık birisin ve neşeni kaybettin. Ama ben bunun sebebini biliyorum. Selim.
-Selimle alakası yok bunun. Ben eski hayatımı özledim. Burada mutlu değilim. Ama ben kimin umrundayım ki? Annem için tek önemli olan şey davetler.Babam için ise Istanbul. Ya sen? Varsa yoksa Bahar. ..
-Haksızlık ediyorsun Emily. Sen bizim için çok önemlisin.
-Boşver beni David. Beni anlayan bir tek kitaplar var. Izninle şimdi beni yalnız bırak.
David yeğeninin bu garip hali karşısında pek bir şey yapamamıştı. Ama Emily'in hiç te iyi olmadığının farkındaydı. ..
-----------------------------------------------------------------Bahar saatlerdir kardeşinin baş ucunda onu izliyordu. Dönüşümlü olarak kardeşiyle ilgileniyorlardı.Bakma sırası annesine gelince Bahar da kardeşine bir şeyler hazırlamaya koyuldu. David'ın getirdiği doktor bir karışım önermişti.
Bahar karışımı hazırlarken bir kütleme sesi duydu. Elindekileri bırakıp hemen sesin geldiği yere yöneldi. Süheyla Hanım (Meryem'in annesi) yere düşmüştü.
-Süheyla teyze? Ne oldu sana böyle?
-Bir an her şey karardı sanki Bahar. Nicedir içimde bir kasvet var.
Bahar Süheyla Hanımı yerden kaldırdı ve bir bardak su içirdi.
-Daha iyisindir inşallah.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin Bedeli
Fiksi SejarahBIR OSMANLI POLISIYESI Aşk üç şey ister:Emek, Yürek ve Cesaret Ülkesi işgal altında olan genç bir kız ve cesur bir asker.Hayat onların yolunu birbirine bağlamıştı işte. Karanlık bir yüzyıla meydan okuyorlardı. Haklarında verilen karara uymadılar, t...