Asla Pes Etme

727 42 2
                                    

Gecenin karanlığında mahalle annemin çığlıklarıyla uyanıyordu. Bu hayatta annemin ve benim en büyük korkumuz gerçek olmuştu. Bundan sonra uzun sürecek bir kabusu yaşayacağımı bilmiyordum. Benim kabusum...

Süheyla teyze annemi kendine gelmesi için sarstı. Kardeşlerimin korktuğunu anladım bir anda.

-Yeter Atiye,kendine gel.Zor bir durum evet anlıyorum ama sevdiklerini kaybeden tek insan sen değilsin. Mahalleye iyi bak.Her evde,her oda da göz yaşı var.Senin bakmakla mükellef olduğun 3 çocuk var.Ali abi seni böyle görüyorsa ne düşünür?Onlar sana Ali abinin emaneti.!!!

-Ben ben ne yapacağı mı bilmiyorum.....

-İçeri gidelim Atiye.Herkes bize bakıyor......

Olamaz bu olamaz.Her şeyden habersiz olan masum kardeşlerim.Merve ve Melek.....Onlar daha 7 yaşında. Çok ufaklar.
Babamın acı haberi evimize yıldırım gibi düşmüştü. Toparlanmamız uzun bir süre almıştı. Bu süreçte en çok hasar gören annem olmuştu. Fakat belli etmeden her gece gizli gizli ağlaması en çok beni kahretmişti. Artık annemi de tanıyamıyordum
.Herkes gibi oda değişmişti.Icine kapanık biri haline gelmişti. Her zaman gülen yüzünü söndürmüslerdi annemin. Beni abimden ve babamdan ayrı düşürmüşlerdi. ..Değişmeyen tek şey kardeşlerimdi . Onların masumiyeti...
-----------------------------------------------------------
Kadı Abdullah'ın Evi

Bugün Kadı Abdullah'ın evinde hoş telaş vardı.Kadı Abdullah biricik oğlu Süleyman'ı evlendiriyordu. Evinin arka bahçesine sofraları kurulmuştu bile. Bu mutlu günlerinde çok kişi çağırmamışlardı.Fakat yine de herkes çok huzurlu görünüyordu. Az kişi vardı ama bu kişiler de öz akranları gibi yakındı onlara; Şemsi Efendi, Zabit Selim,Zabit Ahmet,Zabit Mustafa, Zabit Rıza,Derya Hanım, Derya Hanımın büyükannesi Hatice Hanım ve komşulardan bir kaçı bulunuyordu.

Derya Hanım yapılan bazı operasyonlarda onlara katılıyordu. Derya mahallenin en yardım sever ınsanlarından biriydi.Hatta karakolda kendine tahsis edilmiş bir oda bile bulunuyordu. Dersaadetteki herkesin yardımına koşan,alçak gönüllü ve bir o kadar da mütevazı idi.

Zabit Ahmet ise ekibin yani heyetin başkanı idi. Yapılan operasyonları Şemsi Efendi ve Kadi Abdullah'ın fikirleri dogrultusunda planlardı.

Zabit Mustafa ise ekibin belki de en cesur zabitiydi. Geçmişi ile bir türlü yüzleşemiyordu,kaçmaya çalışıyordu adeta.Onun bu büyük sırrını henüz bilen yoktu. Mustafa için kilit isim Borya Vergeni idi.

Zabit Rıza ekibin en gizemli kişisiydi.
Ne zaman ne yapacağı hiç belli
olmazdı.Birden celallendiği gibi birden sakinleşirdi.Rıza kendini her zaman herkesten üstün gördüğü için pek sevilmezdi. Hep yalnız kalırdı.

Düğün için birbirinden güzel yiyecekler hazırlamıştı Derya Ve Hatice Hanım. Mükellef sofralar kurulmuştu. Deryanın yüzüne bir ara hüzün düştü.

"Süleyman çok şanslı Abdullah amca.Sen çok iyi bir babasın. "
Kadı Abdullah Deryanın baba acısıyla yandığını biliyordu.

"Sen benim kızım sayılırsın Derya.Senin düğününü de ben yapacağım kızım" demişti.

Selim mühim bir işi çıktığı için en erken gitti.Düğünden sonra kurulan sofralar toplandı.Ardından herkes birer birer evlerine doğru yol aldılar.Geriye sadece güzel anılar kaldı. .
-----------------------------------------------------------
-Merve,Melek çabuk eve gelin....

-5 dakika daha anne...

-Bir daha seslenmiyecegim....Çabuk.

Annem çok titizdi artık. Çocukları evden cikarmiyordu.Aslında hakli da sayilirdi.Sokakta kaba dayılar kol geziyordu.İstanbul pek tekin değildi. Evde bir tüfek vardı. Birde balta.Ne zamana ne olacağı belli olmazdı.Süheyla teyzenin evine saldirmislardi onlar evde yokken.Bu yüzden artık bizim evde kaliyorlardi.Bu yenilik aslında iyi olmuştu. Süheyla teyzenin bir kızı birde oğlu vardı.Kızı Meryem benle yaşıttı . Meryem annesi Süheyla teyze gibi siyah saçlı ve ela gözlüydü .Meryemin birde abisi Mehmet vardı.Babasından da ondanda haber alamıyordu Meryem....

Karşılıksız kalan mektuplar ve göz yaşı.

Geçen süre zarfında Meryemle iyi anlaşmaya başladık. Onun için dost tabirini kullanmak yalan olmaz.Meryem gibi olmayı isterdim.O gözü kara , lafını esirgemeyen, cesur biriydi. Bense onun aksine az konuşan, her şeye karışmayan, kendi halinde bir kızdım. Utandığım zaman beni hemen ele verecek bir yüzüm var. Konuşamadığım,kendimi ifade etmekte zorlandığım çoğu şeyi yazıyordum.

- Keşke mektebe gidebilsek her şey normale dönse dimi Meryem?

- İnşallah.Bak Bahar ben her şeyimi kaybettim.Ailemi,sevdiklerimi.Bunu anlayabiliyor musun?

-Evet....

- İçimde bir ateş var Bahar.Bu ateş her gün büyüyor. Bu ateş anca babamın,abimin öcünü alınca dinecek...

-Aklında ki ne?

-Ben böyle evde oturup sonumu beklemiyecegim. Başkalarının hakkımda verdiği karara da boyun eğmicem.....

Meryem de haklıydı aslında. Bize bunu reva görenler zevk içinde yok oluşumuzu izliyordu.Neden di bu savaş? Bunca yıl huzur içinde yaşamıştı oysa ki atalarımız......

Aşağıdan sesler gelmeye başladı. Evde ki herkes korku içinde kapıya yöneldi. Evet kalabalıktık ama bizi koruyacak bir er yoktu.

Bir cesaretle kapıyı açtık.........O da ne?

Gelen hep gelmesini istediğimiz ama gelmeyeceğini düşündüğümüz biriydi. Değişen hayatımızın ilk misafiri ve benim için en özel olan misafir idi. .O gün hayatımıza bir bomba düştü adeta. Ama ne bomba...Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı..

Cesaretin BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin