1 saat önce usta selim
Aklımda hiçbir şey olmadan bomboş yürüyordum sokaklarda......
Aklımı değilde kalbimi dinliyordum.Nedensizce işte..... Ayaklarım beni sahile götürmüştü. Hep sevmiştim bu manzarayı.. Bu deniz kokusu...Güvercinler....Yaşama sebebi gibiydi adeta...
Ya da unutmak için gelirdim diye düşündü... Her şeyi unutmak ve nefes almak için,geçici bir huzur.
Her taraf kan ağlıyordu....Ben burda ne yapıyorum diye düşündü.
İçinden koşmak geldi ve koştu.
Bir çığlık duymuştu sanki.Sesin sahibi sanki tanıdık biriydi....Biraz daha ilerleyince çıkmaz sokağa girmişti.
Bu o kız diye düşündü...Yere düşmüştü ve ağlıyordu.
Ne olduğunu anlamadan ortaya atıldı.
Kavgaya tutulmuşlardı.Birden kafasına taş yedi.yere düşmüştü. Bahar yerinden kimildayamiyordu. Bir seyler yapmalıyım diye düşündü Bahar. Fakat o pislik Selim i boğuyordu.Yanındaki sopaya yöneldi.Kendisine tokat atan o adamın kafasına sopayı indirdi.Adam yere yıkılmıştı Yerde hareketsiz yatıyordu.
Selimin yanina gitti.Allaha şükür yaşıyordu..... Sopayı yeniden eline aldi.Bu sefer kendisi için vurdu sopayla.Bir darbe de Meryem için, o ufak çocuk için.
Bir anda durdu.Ne yapıyorum ben?????
O adama doğru yaklaştı... Nefes almiyordu.Nefes almiyordu.Ölmüştü. Katil oldum,katil oldum.Ben birini öldürdüm.
Selim kendine gelmişti.
-İyi misin,sana bir şey yaptı mi?
- Ölmüş mü?
-Evet.....Burası dolar şimdi. Kaçmamiz lazim çabuk.....
Koşmaya başladılar.Ara sokaklardan.Bir ara ayağının üzerine düştü Bahar.
-Sen devam et kaç.Ben kendime bakarim....
-Seni boyle birakamam....Elini ver.
-Ne diyorsun sen be?
-Benden sana zarar gelmez korkma.
Selim Baharın yürümesine yardım etmeye çalışıyordu. Fakat Bahar bir türlü ayağı üstüne basamıyordu.En sonunda Baharı yavaşça kucağına aldı ve öyle yürümeye devam etti. Bahar bu şekilde çok huzursuz görünüyordu. En sonunda onu Hekim Dileğin evine getirdi.
-Oğlum bu kim?
-Tanrı misafiri,ayağı sakat bir bak hele hekim anne.
Hekim Dilek ilaç aramak için dolapları karıştırırken Selim de aklındaki soruları soruyordu.
-O adam neden sana zarar vermeye çalıştı?
"Ufak bir çocuğu patakliyordu. Engel olunca bu sefer de bana saldırdı."
-Kendine dikkat etmelisin;orta da bunun gibi çok insan var.
"Sağol yaptığın her şey için.Beni hatırladın mı? "
-Evet.Bunun ne önemi var ki?
"Haklısın.Ama sürekli bir şekilde karşıma çıkıyorsun.Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilemedim. "
-Sen de sürekli başını belaya sokuyorsun.Belki de ondan dolayıdır bu karşılaşmalar...
"Belki de.."
-Ben sizi hekim ile yalnız bırakayım. Bir şey olursa seslenin.
Hekim kadin Baharın yürümesine yardim etti.Farklı merhemler suruyordu.O sıra da Selim Bahar ve hekimi yalnız bıraktı.
-----------------------------------------------------------
Selim dışarıda öyle dolaşıyordu.
Kendi kendine icinden söylenmeye başlamıştı. Kafası bir hayli karışmıştı."Neden böyle oluyor?Neden böyle hissediyorum? Kalbim niye garip atıyor onu görünce? Nasıl böyle büyük bir bencillik yapıp ona aşık oldum?Aşk gerçekten böyle bir duygu mu?En önemlisi sevmek mi zor sevilmek mi?Hem sevmek hem de sevilmek kavuşmak için yeter mi?
Icimden bu duyguyu bu fikri atmak istiyorum. Böyle bir zaman da ne aşkı bu böyle? Ben bu hayatta kimi sevdiysem hep kayıp gittiler elimden. Ona da bir şey olmasından korkuyorum. Allahım sen yardım et.."
-----------------------------------------------------------
-O nerede Hekim Hanım?-Kim selim mi?
-Evet
-Gelir birazdan...
-Benim bir an önce eve varmam lazım. Hepinize tesekkur ederim . Hayatımı kurtardınız.
Hiç bir yol bilmeden sokaklarda yürüyordu Bahar...Ak saçlı bir kadına yolu sormak için yaklaştı.
-Teyze Beyoğlu na nerden giderim ?
- Kızım İstanbulun halinden haberin yok mu ?
-Yok ne olmuş ?
-İşgal kuvvetleri girmiş İstanbula.Akşamüstü Beyoğlu na girmişler. Canını seviyorsan gitme oraya......

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaretin Bedeli
Ficción históricaBIR OSMANLI POLISIYESI Aşk üç şey ister:Emek, Yürek ve Cesaret Ülkesi işgal altında olan genç bir kız ve cesur bir asker.Hayat onların yolunu birbirine bağlamıştı işte. Karanlık bir yüzyıla meydan okuyorlardı. Haklarında verilen karara uymadılar, t...