BÖLÜM 4

455 21 0
                                    


Keyifli okumalar dilerim! ❤🥰

Oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyelim lütfen.

Alp'ten...

Nedim bir bomba atmıştı ortaya aniden çocuk zaten ağlıyordu birde korkutmuştu. Sinirle ona baktıktan sonra Melek'e çevirdim gözlerimi ve yanına yaklaştım. "Annen iyi korkma, tamam mı?",

"O zaman neden öyle dedi?" Resmen küçük Selin! Her şeyi sorguluyor.

"Hani az önce konuştuk ya merak etmiş anneni o yüzden sordu. Değil mi Nedim?" Konuşmamın sonuna doğru dişlerimi sıkarak baktım ona ansızın hızla bir çeki düzen verdi kendisine.

"Yolculuk yaptı ya annen onu konuşuyorduk Melekciğim.",

"Tamam Nedim Ağabey." Melek Nedim'i, Selin ile epey samimi oldukları için tanıyordu haliyle ve besbelli onu görmekten mutlu olmuştu. Benimde işime gelmişti şu an bu durum. O çocuk oyalamadan anlardı ve severdi de zaten.

"Hadi size yemek ısmarlayayım.",

"Çocuğun karnını saçma sapan şeylere doyurmaya kalkmayacaksın değil mi?" Dediğimde,

"Ooo Alp Bey, baba olduğunuzu hatırladınız galiba? Hayırdır ağabey?" Omzuna yavaşça vurdum ve sonra Melek'e çevirdim gözlerimi. Bizim konuşmalarımızı büyük bir dikkatle ve sırıtarak izliyordu. Az önce avaz avaz bağırarak ağlayan o küçük kız kendisi değilmiş gibi. Sanırım Nedim ile aramızda olan diyalog hoşuna gitmiş olmalıydı.

"Hayrına şerine başlatma da çıkalım evden. Hamburger yemeğe ne dersin Melek?",

"Yasak." Gözlerimi açıp Melek'e baktım. Nasıl yasak?

"Neden yasakmış?" Diye sordum başımı kaşıyıp ona bakarken.

"Annem sadece ayda bir kere yememe izin veriyor ve geçen gün yedirdi. Şimdi yiyemem." Annesinin kurallarına ne kadar da bağlıydı. Başka bir çocuk olsa eminim ki hoplaya zıplaya karşılardı bu durumu.

"Sağlıklı ve düzenli beslenmek bunu gerektirir. Ayrıca annem yediğimi duyarsa çok kızar." Nedim koluma vurup "kolay gelsin" dercesine bakınca sinirle dudaklarımı ıslattım. Her şey normal olsaydı ben şimdi arkadaşlarla takılıyor falan olurdum herhalde.

"Tamam, kalk sağlıklı beslenelim. Acıkmadın mı?",

"Çok acıktım." Diye mırıldanıp minik elleriyle oynadığında Nedim onu kucağına aldı ve "Hadi gidelim" dedi. Ben kendimi yabancı gibi hissediyordum. Çocuk da bana çok yabancıydı ve ben bu çocuğun beş yıldır babasıydım. Hep birlikte evden çıktığımız gibi Nedim Melek'i arkaya bindirip yanıma oturdu. Arabayı çalıştırdım bende.

"Şarkı açsak olur mu?" Güldü Nedim.

"Babasının kızı." Sözüyle gözlerimi açarak Nedim'e baktım. Bana mı benzetmişti yani? Melek aslında tam olarak küçük bir Selin'di. Benimle alakası falan yoktu. Belki saçları ve gözleri bana benziyor olabilirdi, o kadar. Hoş pek fazla bir şeyini de bilmiyordum zaten. Melekle ilgili birçok şeyi kaçırmıştım ve ben her birini kaçırdığımda kızım bir yenisini eklemişti benim kaçırdığım şeylere. Günden güne yabancı olmuştum onun için halbuki hayatındaki ona en yakın olması gereken iki insandan birisiydim; babasıydım onun!

Radyoda çalan her şarkıya eslik etmeye devam ederken bir sürenin sonunda nihayet gelmeye karar verdiğimiz restoranın önüne geldik. Melek, "sonunda çok acıktım" dediğinde gülümsedim. Sanırım gerçekten çok obur bir kız çocuğuna sahiptim. Nedim bana göz kırptığında, "ne oldu" dercesine bir bakış attım ona. Omzunu silkti ve Melek'in arabadan inmesine yardımcı oldu. Restorandan içeriye girdiğimiz gibi bir masa seçip oturduk. Nedim yine geveze geveze konuşmaya başlamıştı. "Selin çok inatçı bunun da üstesinden gelecek.",

Yıllar Sonra  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin