Öğrendiklerimi hazmedecek durumda asla değildim. Verdiği karar ve yaptığı şeylerin sonucu bizim hayatımızda, kızımızın hayatında çok büyük şeylere neden olmuştu. Her şey çok daha farklı olabilirdi ve Melek çok daha mutlu bir çocuk olarak da büyüyebilirdi. Ona bir kere daha vurmak üzereyken kollarımdan tutup, "Selin ne oluyor? Sakin ol" dedi bana!
"Seni asla affetmeyeceğim!" Yüzüne o sinir olduğum gülümsemesini kondurdu başta ve sonra ciddileşecek konuşmaya başladı.
"Yine o eski meseleler mi?" Sinirle soluduktan sonra gözlerimi gözlerine diktim. "Her şeyden haberim var benim! Saklama artık!"
Tedirgin oldu ve gözlerindeki o bakış değişti Alp'in. "Bir şey sakladığım yok benim kızım!"
Kuyruğu dik tutmaya çalıştığı Alp'in her halinden belli oluyordu şu an. Bir kere yüz ifadesi kendisini ele vermesine neden olmuştu. Onu tanıyordum ama elbette ki çok da iyi tanıyamamış olduğum için hayatımız bu noktaya kadar gelmişti. İçimdeki öfkeyi, kızgınlığı kolay kolay da atamayacağımın farkındaydım. "Her şeyi biliyorum bana rol yapma artık."
Soludu ve başını önüne eğerken saçlarını karıştırdı. Onun bu hali kabullenmek demekti bir yerde. "Evet, yaptım ve bunun hesabını vermeyeceğim. Öyle olması gerektiğini de anlatmış olmalı sana Aydan. Malum ağzında bakla ıslanmıyor arkadaşının!"
Gözlerimi devirdim kızgınlıkla Aydan, Nedim gibi benden saklamayı seçmemiş aksine beni uyandırmayı seçmişti. Benim ve kızımın daha fazla bir yalan içerisinde olmasını istemememişti. Her şeyin başladığı o akşama dönüp her şeyin bambaşka olabileceğini düşünme ihtimalimi sağlamış olsa da benden saklamamıştı. O ana dönmek ister miydim peki? Eğer Alp'in o şeyi yeniden yapmayacağını bilsem evet kesinlikle isterdim! Kendim için olmasa bile kızımız için isterdim bunu! Doğacak olan bebeğimizin haberini verdiğimde yaşayacağımız mutluluğu isterdim mesela! Gözyaşları içerisinde salondaki koltukta büzüşmeyi değil. Alp ile değil de onun hastalığıyla mücadele etmek isterdim. "Melek'i baba sevgisinden mahrum bıraktığın gerçeği yüzünden senden nefret ediyorum! O hastalık değil Alp, sen babasız bıraktın benim kızımı! Daha haberini aldığın an terk ettin! Aslında var ya şimdi daha çok kızgınım sana ve belki de kendime! Sen bana sığınamadın demek ki hiç ve yalanlara sığınıp her şeyi yok etmeyi seçtin! Değdi mi bari ha? Değdi mi?",
"Selin lütfen-",
"Bana demeliydin!" Diye haykırdıktan sonra yanağıma akan yaşımı elimin tersiyle sildim.
"Diyemezdim! Öleceğim benden vazgeç diyemezdim sana!",
"Bu yüzden beni kendinden nefret ettirip kaçmayı seçtin! Beni bırak bebeğimizi hiç mi düşünmedin ya?! Hiç mi?! O bebeği daha doğmadan terk ettin sen Alp! Şimdi düşünüyorum da bir sene o yüzden bakmadın Melek'in yüzüne. Yaşına gelmeden ilk kelimesini söylediğinde, "baba" dediğinde bile sızlamadı demek senin için. Umurun-",
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar Sonra
Romantik"Ben gidiyorum ve Melek'e dört ay sen bakacaksın." Selin'in ettiği birkaç kelimenin ardından yıllar sonra aynı hikâyenin kapağı yeniden aralandı. Alp, Selin ve Melek'i yeni bir hayat bekliyordu bundan böyle. Büyük sözler etmek kolaydı ya da kırıcı h...