BÖLÜM 16

338 14 0
                                    

Merhaba! ♥️

Nasılsınız? ♥️

Gördüğünüz üzere bir süre önce askıya almış olduğum kurguya devam etme kararı aldım. Umarım sizlerde severek okumaya devam edersiniz. Bu arada hayalet okur olmazsanız çok çok sevinirim. 🙏🏻

Oy verip özellikle de yorum bırakmayı ihmal etmeyin. Yorumlarınız benim için önemli. 🫶🏻♥️

Hepinize keyifli okumalar diliyorum. ♥️

Tekrar görüşmek üzere! 🥰

"Anneee!!!" Melek'in seslenmeye başlamasıyla koptuk birbirimizden! Bunu nasıl başarabildik bilmiyorum ama başardık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Anneee!!!" Melek'in seslenmeye başlamasıyla koptuk birbirimizden! Bunu nasıl başarabildik bilmiyorum ama başardık. Hemen fermuarını indirdiği eteğimin fermuarını geri çekip kendimi toparlarken bu kez ben seslendim ona. "Efendim bebeğim?!"

Alp'in de benden arta kalır bir yanı yoktu aslına bakılırsa. Kendimizi zorlukla toparladığımız sıra Melek koştura koştura merdivenlerden aşağıya indi. Az önce ki rahat tavrımıza hala şaşırıyor ve kendi kendime kızmaya da devam ediyordum. Kısa bir anlık bir his, diye düşünerek avutmak istedim kendimi ama... Ne avutması? Zaten öyle değil miydi ha? Her şey geçmişte kalmıştı ve öyle de olmaya devam edecekti. Kendi kendimi avuttuğum falan yoktu doğru olan buydu ve benim istediğimde. "Aa baba sen gitmemişsin.",

"Gitmemi mi isterdiniz küçük hanım?" Diyerek ona göz kırptı Alp, Melekse bu sırada dibimize kadar gelmişti bile. "Hayır, gitme! Keşke hep beraber olsak; sen, ben ve annem..."

Kurduğu cümlenin sonuna doğru ses tonu varla yok arası bir hal almaya başlamıştı artık. En çok da Melek bu hale geldiği için kızgındım Alp'e. Ona zorlu bir hayat bırakmıştı. Evet, ben kızıma olabildiğince iyi bakmak için çabalamıştım ama tek başıma sonuçta her şey bir yere kadardı öyle değil mi? Didinip durduğum anlarda bazen bazı şeylere yetişemediğimi düşünmenin kendimi berbat bir anne gibi hissettirdiği anlar oluyordu. "Bana gelir kalırsın yine ha."

Dedi bu sırada Alp çoktan konu değiştirme havasına bürünmüştü bile belki de benim ne diyeceğimi kestiremediğimi anlamıştı bilmiyorum. Üzgünce dudaklarını şişirdikten hemen sonra başını salladı Melek ve iç çekip mırıldandı. "Peki...",

"Şey..." Deyip duraksadı Alp ve gözlerini gözlerime birkaç saniyeliğine diktikten sonra Melek'e döndü yeniden. "Hadi sizi yemeğe çıkarayım ha ne dersiniz?"

Ben dudaklarımı ıslatmış tam "hayır" diyecektim ki, Melek sevinçle zıplayıp "hadi, hadi" diye ısrar etmeye başlayınca benim itiraz edebilme ihtimalimin de neredeyse tüm yolları kapanmış,tıkanmıştı. "O zaman çıkalım."

Dediğimde Melek'in o güzel gözleri ışıl ışıl oldu. Benim içinde bundan daha önemli hiçbir şey yoktu şu anda. Bebeğim mutlu olsun ve ışıl ışıl baksın. Dünyada başka ne isterdim ki? "Oley! Yaşasın!"

Yıllar Sonra  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin