Bölümler belki bir miktar daha Alp'ten devam edecek ama sonra Selin'e döneceğiz.Keyifli okumalar dilerim.
Oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen.
Görüşmek üzere. ♡
Alp'ten...
Demek Selin'de aynı şeyi söylemişti ona. Aynı düşüncede olabildiğimiz bazı konular vardı demek ki... Veyahut Selin'in eskiden bana sürekli olarak dediği gibi ben çok değişmeseydim; vardı. Gülümsedim Melek'e ve hemen ardından saçını okşadım. O da bu arada yeniden konuşmaya başlamıştı bile. "Sizde birbirinizi daha çok sevdiniz mi? Ayrılıklar özlemleri, sevgileri büyütürmüş ya hani..."
Dudağımı kemirdim kısa bir an için Melek'e demem gereken doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordum ki, burada beni kurtaran annem oldu. "Aa, bak sana ne göstereceğim?" Dediğinde Melek anında anneme dikkat kesildi.
"Babanın küçüklük fotoğrafını görmek ister misin?" Annemin en büyük hobisi buydu zaten; ya benim ya da kız kardeşim Pınar'ın küçüklük fotoğrafını göstermek. Neyse ki bu durum Melek'in dikkatini çekmişti de bana sorduğu soruyu unutmuştu. Hemen annemin kucağına oturup telefondan gösterdiği fotoğrafa bakmaya başladı.
"Babamın bir zamanlar küçücük olduğuna inanmak güç!" Dedi bana bakıp gülerken. Elimi uzatıp saçlarını karıştırdım.
"Yaaa baba, yapma." Saçlarını düzeltti hemen fazlasıyla takıntılıydı saçları konusunda. Yanıma gelmeden önce hakkında zerre fikrim olmadığı kızımı her geçen gün tanıyordum ve bu artık benim çok hoşuma gitmeye başlamıştı. Uzanıp ipek gibi olan saçlarını öptüm koklayarak. Annemle kısa bir an göz göze geldiğimizde "neyi kaçırdığını anladın mı" bakışı vardı gözlerinde. Hızla gözlerimi annemin gözlerinden kaçırdım. Gördüğüm şey bana acı vermişti.
"Şehriye Hanım birazdan gelecek anne, benim işe gitmem lazım. Melek'i de yüzme kursuna bırakacağım. Sende bol bol dinlen hatta istersen arkadaşlarınla takıl. Hadi kızım." Kahvaltısını çoktan bitirmişti zaten Melek. Hemen annemi öpüp kucağından kalktıktan sonra kenarda duran sırt çantasını aldı.
"Görüşürüz babaanne" diyerek el sallayıp öpücük yolladığı gibi de kapıya koşturdu. Ben her ne kadar yavaş falan diyor olsam da beni hiçte dinlemiyordu.
"Güle güle evlâdım.",
"Görüşürüz anne." Dedim ve kapıda seslenerek beni bekleyip duran kızımın yanında aldım soluğu. Her sabah olduğu gibi Melek'in çeşit çeşit sorularının eşliğinde bindik arabaya.
"Çok soru soruyorsun Melek.",
"Merak ediyorum." Çocukça omzunu silkerek yaptığı itiraf karşısında yanağından makas alıp arabayı kursun olduğu mekana sürmeye başladım. Melek oflayarak radyoyu açtıktan sonra neredeyse her sabah dinleyip durduğu o şarkıyı bulunca son ses açıp oynamaya başladı. Müzik dinlemeyi gerçekten çok seviyordu. Onun bu hâlini saatlerce falan izleyebilirdim ben. Evet, hayatım tamamıyla değişmişti; Selin'in bana bir zamanlar dediği gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar Sonra
Romance"Ben gidiyorum ve Melek'e dört ay sen bakacaksın." Selin'in ettiği birkaç kelimenin ardından yıllar sonra aynı hikâyenin kapağı yeniden aralandı. Alp, Selin ve Melek'i yeni bir hayat bekliyordu bundan böyle. Büyük sözler etmek kolaydı ya da kırıcı h...