"Ben gidiyorum ve Melek'e dört ay sen bakacaksın." Selin'in ettiği birkaç kelimenin ardından yıllar sonra aynı hikâyenin kapağı yeniden aralandı. Alp, Selin ve Melek'i yeni bir hayat bekliyordu bundan böyle. Büyük sözler etmek kolaydı ya da kırıcı h...
Uzundan da uzun bir aradan sonra herkese merhabalar! ♥️🙏🏻 Bilmiyorum ne kadar beklettim ama baya bir süre geçtiğinin farkındayım. Açıkçası diğer kurgular, hayat vs derken buraya çok fazla vakit ayırmadığımın farkındayım. Umarım beklemekten yılmamışsınızdır.
Keyifle okumanız dileğiyle! ♥️🙏🏻
Lütfen oy verip yorum bırakmayı ihmal etmeyin. 🫶🏻
Bu arada herkese de iyi bayramlar! ♥️🙏🏻
Görüşmek üzere. ♥️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sarp gelmekten yılmayacaktı belli ki üstelik onunla daha sonra konuşacağımızı söylememe rağmen kapıya dayanmıştı. Bu durum bende gözlerimi devirme hissiyatı oluşturdu ister istemez. Bana ne anlatacaktı onu da merak ediyordum doğrusu! Duyduklarım ortadaydı; yani ben her şeyi gayet doğru bir şekilde anlamıştım ve daha fazla benimle inatlaşmasına ne gerek vardı anlamıyordum ki. "Merhaba" dedim olabildiğince soğuk çıkan bir ses tonuyla, elimde değildi ancak kendi içimde de bir savaş vermemiştim yani bu konu üzerine. "Dayanamadım geldim Selin seninle konuşmak istiyorum. Lütfen.",
"Tamam Sarp, tamam." Dedim en nihayetinde pes ederek! Bunalmıştım gerçekten yani. Bazı şeyler ortadayken neden sürekli olarak beni darlayıp duruyordu anlamıyordum. Annem buradayken de şu durumda gelmesi hiç ama hiç iyi olmamıştı! Sarp'ı içeriye davet ettikten sonra beraberce içeriye girip kapıyı kapattım. Annemde salondaki koltukta oturmaya devam ediyordu. Sarp'ı görünce yüzünde neredeyse güller açtı desem yeridir.
"Aah, Sarpcığım hoş geldin." Sevecen bir tavırla onu karşılarken öpüp sarıldı annem. Sarp ciddi manada onun favorisi haline gelmişti; tanıdığı yıllardan itibaren.
"Hoş buldum efendim, nasılsınız?",
"Ben iyiyim Sarpcığım hatta seni görünce çok daha iyi oldum. Sen nasılsın?",
"İyi diyelim iyi olsun. Selin ile konuşmak için geldim de." Annem bana yandan bir bakış attı "konuş" dercesine. Konuşmaktan başka bir çaremin olmadığını bende biliyordum. Bir yanım kızgın olsa da diğer yandan bana ne açıklama yapacak merak etmiyor değildim aslında. Annem ayaklanınca, "lütfen rahatınızı bozmayın" dedi panikle Sarp. Anneme karşı her zaman saygılı ve zarif bir adam olmuştu. Belki de annem bu tavrından dolayı bayılıyordu ona.
"Çocuğum siz rahatça konuşun ben zaten yol yorgunuyum yukarıya çıkıp dinlenmek istiyorum." Dedikten sonra merdivenlere doğru yönelip yukarıya çıkmaya başladı. Sarp'ta bu sırada annemin az önce oturduğu koltuğun sol tarafına oturunca bende çaprazında kalan berjere oturdum ve bacak bacak üstüne atarak ona baktım.
"Kahve içer misin?" Diye sordum ayaklanma üzere bir pozisyon alırken aynı zamanda da düşünmeye devam ediyordum. Sarp'ın başta söylediği gibi her şeyi yanlış anlamış olabilirdim. Bir yanım bana bunu fısıldayıp duruyordu. Kendi hassas yanımdan dolayı böyle bir düşünceye kapılmamdan daha doğal bir şey olamazdı herhalde! Sarp'ın meselesi tam da benim hassas noktama denk gelmişti.