Merhabalar, nasılsınız? Biliyorum bölümler her zaman sık gelemiyor ama ben ilham geldikçe bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Bu arada olan olayları unutuyor musunuz bilemiyorum. Yani umarım böyle bir şey olmuyordur. Elimden geldiğince yazdığım kurgulardan uzaklaşmamaya çalışıyorum çünkü. Alp, Selin ve Melek'in hikayesine bir kere daha giriş yaptık. Artık bu sefer tamamına erdirebileceğimizi ve içime sinen şekle sokabileceğimi düşünüyorum. Sizlerde okurken satır aralarına düşüncelerinizi bırakırsanız çok iyi olur. Bu gerçekten benim için çok önemli. Eleştirilerinize olabildiğince açığım birbirimize saygıyı kaybetmemek şartıyla tabii ki. Unutmadan geçen bölümü Alp'in ağzından okumuştunuz nasıl buldunuz? Bu bölümde de aynı şekilde ilerlemeyi düşünüyorum. Ilk bölümlerde Alp'i Selin'in ağzından tanımış oldunuz. Peki ya gerçek Alp? Onu merak etmiyor musunuz?
Bölüm yeniden Alp'in ağzından olacak.
Bir kere daha herkse keyifli okumalar diliyorum. ❤
Bol multimedialı bölüme hoş geldiniz. 😉💖
Alp'ten...
Baba mı demişti o? Evet, "baba" diyordu. Kızım bana, "gitme baba" demişti. Yüzümde oluşan allak bullak ifadeyi net şekilde hissedebiliyordum. Melek'e hızlıca döndükten sonra ellerimin arasına aldım minik elini. Yanında olduğumu söylememe ihtiyacı olduğunu görebiliyordum. Çok küçüktü ve oldukça hasta olmuştu. Ben ise buna karşılık ne yapacağımı şaşırmış haldeydim. "Buradayım kızım" diye mırıldandıktan sonra ufacık, ateş gibi yanan eline öpücük kondurdum. Evin neşesi gibi olan Melek'in çıt çıkaracak hali kalmamıştı. "Annem gitti sende gidersen yapayalnız kalırım."
Of Selin... Neden gittin sanki?! Ben Melek'e nasıl bakacağım şimdi? Elimi ondan çekmeden telefonu yeniden boştaki elime aldım ve kayıtlı olan numarayı tuşladım. Doktorun bir an evvel gelmesi gerekiyordu. Adama nihayet ulaştığımda Melek'in durumundan bahsettim ve evin adresini verdim. "Yanındayım biraz sonra doktorun gelecek ve seni iyi edecek."
Dedikten sonra saçlarını okşadım. Hem üşüyordu hem de ter içerisinde kalmıştı. Daha önce hiç hasta bir çocuğa bakmamış olan ben tutuşup kalmıştım haliyle. Telefonum çalmaya başladığında ekrana bakmamla birlikte paniklemem bir oldu. Selin arıyordu çünkü ve bana Melek'i soracak, onunla konuşmak istediğini söyleyecekti. Ben ekrana baktıkça telefon çalmaya devam ediyordu. En sonunda açtığımda Selin kulağıma kulağıma cırladı. "Alp neredesin ya? Bir saattir çaldırıyorum.",
"Abartma istersen Selin anca bir dakika olmuştur.",
"Aman sen anca beni düzelt zaten." Gözlerimi devirdim. Aklım şu an tamamıyla Melek ile dolu olmasa belki de Selin'in o sözünü fesatlığa dahi çekebilirdim.
"Melek ile konuşabilir miyim? Kızımı çok özledim." S*ktir! Aha işte şimdi s*çtık Alp! Ben şimdi Selin'e nasıl derim, sen bana güvenip bıraktın ama ben çocuğa bakamadım hasta ettim onu diye?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar Sonra
Romantik"Ben gidiyorum ve Melek'e dört ay sen bakacaksın." Selin'in ettiği birkaç kelimenin ardından yıllar sonra aynı hikâyenin kapağı yeniden aralandı. Alp, Selin ve Melek'i yeni bir hayat bekliyordu bundan böyle. Büyük sözler etmek kolaydı ya da kırıcı h...