"Baba!"
Uyuya kaldığı koltuktan hızlı bir şekilde kalkmıştı Minho. Eşi bugün çalışacağı için evde çocuklara kendisi bakıyordu. Kızı küçük kardeşi ile ilgilenirken o da koltuğa uzanmıştı ama bu uzanması sonucunda uyuya kalmıştı.
Şimdi ise endişeli bir şekilde oğlunun bağırdığı odaya, kısaca kızının odadına koşmuştu.
İçeri girdiği zaman gördüğü dağınıklık ile daha da şaşırırken oğlunun hali ile kendisini gülmemek için zor tutmuştu. Oğlu, ablasının kıyafetlerinden giymiş ve saçları bağlanmış bir halde kendisine bakıyordu. Ek olarak gözleri de doluydu ve burnu hafif kızarıktı.
"Yujin, meleğim bunu seninle konuşmuştuk." demişti Minho, yumuşak bir ses tonuyla beraber. Ardından içeri girmiş ve ağlamak üzere olan oğlunu kucağına almıştı. "Yeonhwa'ya kıyafetlerini giydirmeyeceğine söz vermiştin."
Kızı ise bir süre kaşlarını çatmış, dudaklarını büzerek babasına bakmıştı. Ardından onun kucağındaki kardeşine bakmış, başını yana çevirerek sessiz bir şekilde konuşmuştu.
"Sadece bir seferlik bir şeydi, zaten hep onun yüzünden beni suçlayın."
Minho kızının dedikleri ile beraber şaşkın bir şekilde ona bakmaya başlamıştı. Yeonhwa doğduğundan beri kardeşine iyi davranıyordu Yujin. Tabii o büyüdükçe ve kendisinden küçük olunca kıskanmaya başlamıştı.
Babalarının ilgisi sürekli küçük kardeşindeydi. Sürekli onunla ilgileniyorlardı ve kendisini arka plana atıyorlardı. En azından Yujin'in düşündüğü bu yöndeydi.
Minho'nun konuşmasına izin vermeden babasını odasından çıkarmış ve kapısını kapatmıştı küçük kız. Sonra da bir süre dağılmış olan odasına bakmış, odasını toplamaya başlamıştı.
Minho ise bir süre kapının önünde durmuş, ardından oğlunun odasına geçmişti. Onu yatağına bırakmış, ilk önce saçlarındaki tokaları çıkarmaya başlamıştı.
"Ablam benden nefret mi ediyor?" demişti Yeonhwa, daha beş yaşında olduğu için birkaç kelimeyi yuvarlıyordu ve ağladığı için dedikleri zor belli oluyordu. "Baba, ablam neden öyle bir tepki verdi? Onun yanına gittiğimde de sinirle bana bakmıştı."
Minho duydukları ile beraber daha çok şaşırmıştı. Bir süre şaşkın bir şekilde oğluna bakmış, ardından üzerindeki kıyafetleri çıkarmıştı.
Oğluna temiz pijamalarından giydirirken kızı ile konuşmayı aklında bir yere not etmişti Minho. Ardından kendisinden cevap bekleyen oğluna bakmıştı gülümseyerek.
"Ablan seni, bizden daha çok seviyor ve önemsiyor Yeonhwa."
"O zaman neden bana öyle davranıyor?"
"Büyük ihtimal seni kıskandı, o yüzden. Sen bunları düşünme olur mu?" demişti yumuşak bir şekilde. Ardından oğlunu yatağa yatırmış ve üzerini örtmüştü. "Baban gelene kadar uyu hadi, baban gelince seni uyandıracağım."
Küçük çocuğun başını sallaması ile beraber onun saçlarını karıştırmış ve odadan çıkmıştı. Ardından derin bir şekilde nefes alıp vermiş, kızının odasına gitmişti.
Kapıyı tıkladığı zaman bir ses gelmeyince kapıyı açmış, başını içeri uzatmıştı Minho. Kızı yatağında oyuncağına sarılı bir şekilde oturmuş, bir an olsun bir başını kaldırmamıştı.
Minho içeri girmiş ve kapıyı hafif aralık bırakmıştı. Ardından yatağa ilerlemiş, kenara oturarak hala somurtmaya devam eden minik kızına bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad •Minsung
Fiksi Penggemar"Ben sadece... Kızım ile ilgilenmeni istiyorum." 『Lee Minho + Han Jisung』