"Biraz kendinden bahseder misin?"
Elindeki kahve bardaklarından birini oturan bedenin önüne koymuş, diğerini ise kendi tarafına koymuştu. Koltuktaki eski yerini aldığında ise, karşısındaki beden elindeki bereyi sıkı bir şekilde tutmuş ve kendisini tanıtmaya başlamıştı.
"Ben Han Jisung, üniversite öğrencisiyim. 21 yaşındayım. Yarı zamanlı iş arıyordum, Changbin benimle konuşunca da buraya geldim."
Büyük olan başını anladığına dair sallarken, kendisini tanıtan bedene bakıyordu bir yandan. Bacaklarını üst üste koymuş, tüm ilgi odağu ondaydı.
Jisung, kendisini bu şekilde ilgili ve dikkatli dinlemesinden dolayı biraz utansa bile, buna fazla odaklanmamayı seçmiş ve elindeki beresi ile daha çok oynamaya başlamıştı.
"Peki," demişti büyük olan karşısındaki bedene bakarken. "Lee Minho. Kızımın adı da Lee Yujin. Dikkat etmen gerekenleri söyleyeceğim, ama sana güvenebilirim, değil mi?"
Kendisine yöneltilen soru ile beraber hızlı bir şekilde başını olumlu anlamda salladı küçük olan. Sonra ise elindeki bardağı sehpanın üzerine bırakmış, karşısında oturan bedeni dinlemeye başlamıştı.
"Çileklere karşı alerjisi var. O yüzden evde çilekli bir şey bulundurmamaya dikkat et lütfen. Uyku saatleri düzenli. Genelde sabah erken kalkar, benimle birlikte uyanır ve bu saatlerde tekrar uyur. Uyandığı zaman ilacını alması gerekiyor, ilaçları da mutfakta beyaz dolabın çekmesinde. İlaçları aldıktan iki saat sonra yemek yemesi gerek."
Büyüğün dediklerini birebir not almaya başlamıştı küçük olan. Not işi bittikten sonra büyüğüne bakmıştı. Minho, kahvesinden bir yudum aldıktan sonra konuşmaya devam etmişti.
"Fazla iş olmadığı sürece yedi gibi geliyorum eve. Fazla iş olduğu zaman çoğunlukla iki veya üç saat uzuyor. Eğer evin uzaktaysa burada kalabilirsin, boş bir odamız var."
"Teşekkür ederim, evim yakında. Birkaç bina ilerisinde."
Büyük olan başını salladıktan sonra anlatmaya devam etmişti. O anlattıkça küçüğü not almıştı dikkat etmesi gerekenleri. Bu dikkat edilmesi gerekenler bittikten sonra, yumuşak bir ses duyulmuştu yan taraflarından.
İkisi de saçlarını düzeltmeye çalışarak gelen minik bedene bakmıştı. Küçük olan gülümserken babası koltuktan kalkmış ve kızının yanına ilerleyerek minik bedeni kucağına almıştı. Tek koluyla minik bedeni tutarken, boşta kalan eli ile beraber saçlarını düzeltmişti.
Küçük kız, babasının bedenini kucağına alması ile beraber gülümsemiş ve büyüğün yanağına minik bir öpücük bırakmıştı. Sonra koltukta oturan ve kendilerine gülümseyerek bakan bedene bakmıştı.
"Baba, bu kim?"
Babası, kızının işaret ettiği kişiye doğru dönmüştü. Yüzüne minik bir gülümseme yerleşirken tekrar kızına bakmış ve alnına minik bir öpücük bıraktıktan sonra konuşmaya başlamıştı.
"O bahsettiğim kişi prensesim. Jisung bundan sonra ben yokken seninle ilgilenecek olan kişi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad •Minsung
Fanfiction"Ben sadece... Kızım ile ilgilenmeni istiyorum." 『Lee Minho + Han Jisung』