"Sevgilim."
Duyduğu ses ile beraber başını kaldırmış ve kendisine doğru yaklaşan küçüğüne bakmıştı büyük olan. Gülümsemiş, kollarını açarak sevgilisine bir sarılma teklifi sunmuştu. Küçük olan ise bu teklife karşılık gülümsemiş, sevgilisinin kolları arasına bırakmıştı kendi bedenini yavaş ve nazik bir şekilde.
"Efendim bebeğim," demişti yumuşak bir ses tonu ile beraber. Bu sırada ise sarıldığı bedenin kollarını belinde hissetmişti. "Okulda bir olay mı oldu?"
"Hayır, sadece sana bu şekilde sarılmak istedim."
Eşinin cümlesi ile beraber ufak bir kahkaha atmıştı Minho. Bir elini kahverengi saçlara koymuş ve okşamaya başlamıştı. Bir yandan ise kendisine sarılan bedenin söylenmelerini dinliyordu.
Kızlarının tekrar büyük olanın annesi tarafından alınmasına söyleniyordu o an küçük olan. Daha yeni gelmişti ve annesinin gideceğini biliyordu, ama biraz izin verseydi belki tamamen bir aile olarak vakit geçirebilecekler ve mutlu olacaklardı.
Ama yine de sesini çıkarmamış ve büyük olana bakmıştı açıklama yapması için. Büyük olan ise, kendisine sarılan sevgilisinin bakışları ile beraber gülümsemiş ve açıklama bekleyen küçüğünün gözlerine bakarak konuşmaya başlamıştı.
"Bebeğim biliyorsun annem yarın gidecek. Bu geceliğine tekrar kızımız ile ilgilenmek ve onunla vakit geçirmek istedi. Hem, izinleri kullandığımı fark etmiş, bizim de baş başa kalmamızı söyledi."
Küçük olan büyüğünün açıklama yapması ile beraber gülümsemiş, başını anladığına dair salladıktan sonra büyüğünün gözlerine bakmaya devam etmişti. Büyüğü ise bir elini küçüğünün yüzüne koymuş, yanağını hafif bir şekilde okşamaya başlamıştı.
Yüzüne doğru yaklaşmış ve dudaklarına minik, masum bir öpücük bırakmıştı büyük olan. Bir yandan gözlerini eşinin yüzünden ayırmıyordu. Siyah küreler, gece gökyüzünün siyahlığını andırıyordu sanki. Gözlerindeki parlaklıklar ise, gece parlayan yıldızlar gibiydi. Bunu görmeyi seviyordu Minho. Doğruyu söylemek gerekirse, o eşinin her şeyini ve her özelliğini seviyordu.
"Biliyor musun," demişti sakin bir ses tonu ile beraber. Bir yandan küçüğünün yanağını okşamaya devam ediyordu. "Her şeyden daha çok güzelsin ve bu beni deli ediyor."
Jisung, duydukları ile beraber geniş bir şekilde gülümserken sarıldığı bedenin yüzüne doğru yaklaşmış, demin kendi dudakları ile buluşan dudaklara bir öpücük daha bırakmıştı. Bu seferki, önce olan gibi kısa sürmemiş, biraz daha uzun sürmüştü. Ama masumluğunu korumaya devam etmişti.
Büyük olanın elleri ince belini bulurken küçük olan gülümsemiş, kollarını kucağında olduğu bedenin boynuna doğru dolamıştı. İkili, tekrar birbirlerinin gözlerine bakarken büyük olanın gözleri tekrar dudaklarına doğru kaymıştı.
Belki tekrar öpse bir sorun çıkmazdı diye düşünüyordu büyük olan. Sonuçta şu an evde sadece ikisi vardı.
Tekrar yüzünü yaklaştırmış, demin kendisini öpen kişiyi tekrar öpmeye başlamıştı büyük olan. Bu seferki öpücük, diğerleri gibi ne masumdu ne de kısa süreliydi. Bu seferki biraz olsun şehvet ve istek doluydu.
Küçük olan, aklına gelen fikir ile beraber kendi kendine sırıtmış, büyük olanın kucağındayken kendisini hafif bir şekilde büyüğüne sürtmüştü. Bu şekilde büyüğünden bir inleme kazanırken, tekrar kendisini sürtmüş ve öpücüğü biraz daha derinleştirmişti.
Mesajı alan Minho, ellerini eşinin belinden kalçalarına doğru getirmişti. Eşini düşmemesi için tutarken koltuktan kalkmış, odalarına doğru ilerlemeye başlamıştı. Bir yandan dikkatli bir şekilde odalarına ilerliyor, diğer yandan da kucağında olan bedeni öpmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad •Minsung
Fanfiction"Ben sadece... Kızım ile ilgilenmeni istiyorum." 『Lee Minho + Han Jisung』