↬Seventh

12.4K 1.4K 854
                                    

Jisung, ertesi gün okula gitmeden önce tekrar uğramıştı büyüğünün evine. Bu sefer kapıda karşılaşmıştı büyüğü ile. İkisi de birbirine selam verdikten sonra gülümsemiş ve birbirlerine aynı şekilde bakmaya başlamışlardı. 

"Günaydın," demişti büyük olan sakin bir şekilde. "Biz kahvaltı yaptık, sana da ayırdık. Senin için sorun olur mu?"

Küçük olanın başını iki yana sallaması ile beraber büyük olan gülümsemişti tekrar. Elini kahverengi saçlara atmış ve dağınık olan saçları düzeltmişti. 

Yaptığını fark ettiğinde ise, çekingen bir şekilde çekmişti elini. 

"Dersim bir saat sonra başlayacak. Çıkarken size haber vereceğim, derse girmeden önce de. İsterseniz arkadaşımın-"

"Gerek yok, Jisung. Sana güveniyorum. Sadece kızıma dikkat edin dışarıdayken."

Duyduğu cümle ile beraber yüzünde oluşan gülümseme daha da büyürken, içeriden koşarak gelen bedeni görmüştü küçük olan. Gülümseyerek minik kıza bakmaya başladığında ise, minik kız çoktan yanına gelmiş ve ayağına yapışmıştı.

Bu hareketi ile beraber ikisi de gülmüş, küçük olan ayağına sıkı bir şekilde yapışan bedeni kucağına almıştı. Minik kız, babasının yanağına minik bir öpücük bıraktıktan sonra kendisini kucağına alan bedene dönmüştü heyecanlı bir şekilde.

"Jisungie, bugün dışarıda mı olacağız?"

Kahverengi saçlı oğlan, göz ucu ile büyük olana bakmıştı. Minho ise gülümsemiş, ona baktığını gördüğünde ise başını hafif bir şekilde olumlu anlamda sallamıştı.

Büyüğünden aldığı cevap ile beraber kucağında olan minik bedene bakmıştı gülümseyerek. Heyecanla cevap beklediğini anladığı vakit, onu daha fazla bekletmemek istemişti.

"Evet," demişti kıkırdayarak. "Ben derse gireceğim, sana da bir arkadaşım bakacak. Ben de dersten sonra hemen yanınıza geleceğim."

Minik kız başını hızlı bir şekilde salladıktan sonra evden çantasını alarak çıkan babasına bakmıştı. Tekrar babasına minik bir öpücük bırakmış, kucağında olduğu beden ile beraber geçirmişti onu.

Tekrar içeri girdiklerinde ise Jisung kucağındaki bedeni dikkatli bir şekilde yere bırakmış, onun kendisinin elinden tutup salona çekmesine izin vermişti. Salona geldiklerinde ise koltuğun üzerinde duran ilaç, oyuncak ve küçük pembe çantayı göstermişti Yujin.

"Bunları koyacakmışız çantaya, babam öyle dedi."

Küçük kızı onayladıktan sonra boş olan kısma oturmuş, çantayı eline alarak dikkatli bir şekilde koltuğun üzerindeki eşyaları koymuştu çantasına. Çantasını hazırladıktan sonra koltuğa bırakmıştı tekrar ve karşısında ona gülümseyerek bakan minik bedene dönmüştü.

"Nasılsın bakalım prenses," demişti gülümseyerek. "Ben gittiğimde mışıl mışıl uyuyordun."

"Ne yapayım, sen de babam ile konuşmaya dalmışsın mutfakta. Ben de uyuya kaldım."

Küçük kızın verdiği cevap ile beraber biraz utansa bile belli etmemiş, gülmüştü. Televizyonda açık olan çizgi filme geri döndüğünü fark ettiğinde ise, kendisi de telefonu ile ilgilenmeye başlamıştı.

'Üzgünüm Yujin,' diye geçirmişti içinden. 'Ama babana kapılma konusunda kendimi engelleyemedim.'

Dad •MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin