↬Sixth

12.9K 1.4K 504
                                    

"Sonra canavar da prens gelince prensesi sıkıca tutuyordu! Ama prens, prensesi o kötü kalpli canavarın elinden kurtarmış ve beraber yaşamışlardı."

Akşam olduğu vakit üçü de birlikte yemek hazırlamış, sonra da masaya oturarak yemekleri yemeye başlamışlardı. Küçük kız gördüğü rüyayı heyecanlı bir şekilde anlatırken, iki büyüğü de gülümseyerek onu dinliyordu.

Minik beden doyduğunu hissettiği zaman tabağını önünden itmiş, babasına dönerek izin ister bakışlar ile beraber ona bakmaya başlamıştı. Jisung, baba ve kızı arasında olan bağı anlamaya çalışırken, sol tarafında oturan bedenin sesini duyması ile beraber tekrar ikisine bakmıştı.

"Baba, yemeğimi bitirdim. Televizyon izleyebilir miyim?"

Küçük kızının sevimli bir şekilde konuşması ile beraber büyük olan gülümsemiş, başını olumlu anlamda sallayarak kızına beklediği cevabı vermişti. Minik beden onların yanından heyecanlı bir şekilde ayrıldığında ise, mutfakta sadece ikisi kalmıştı.

"Okuyor musun," diye sormuştu büyük olan, karşısındaki bedene bakarken. "Eğer okuyorsan, Yujin sana sorun oluyor mu?"

Jisung, başını tabağından kaldırıp karşısındaki bedene bakmıştı. Sonra ise tekrar yemeğine dönmüş, bir süre elindeki kaşığı yemeğin içinde gezdirmişti.

"Okuyordum, zaten belli günler okulum oluyor. Ve okusam bile Yujin bana sorun olmuyor, endişelenmeyin."

Minho, küçük olanın bu cümleleri ile beraber ses çıkarmamış ve düşünmeye başlamıştı. Ona engel olmak istemediği gibi kızını da yalnız bırakmak istemezdi. Bir yol bulmalıydı bu konuda.

Aynı şeyleri sadece kendisinin değil, karşısındaki bedenin de düşündüğünü biliyordu. En azından bunu gözlerine baktığında bile anlıyordu.

Çünkü her zaman parlayan gözleri, bu sefer soluk ve siyahtı.

"Okuduğun zamanlar ne yapacaksın? Yani okula gideceğin zamanlar."

"Ben de bu konuyu konuşmak istiyordum."

İkili bir süre göz göze gelmişti cümlelerini bitirdikten sonra. Aynı anda konuşmaları ile beraber bir süre ikisi de susmuş ve birbirlerine bakmaya başlamışlardı. En sonunda ise sessizliği bozan kişi küçük olan olmuştu.

"Benim bir arkadaşım var, benimle aynı durumda ama bölümleri farklı. Onunla konuşsam, sizin açınızdan sorun olur mu? En azından ben okuldayken kızınızı gezdirebilir. Okul çıkışı da onu alıp eve dönerim."

Minho, küçük olanın teklifi ile beraber bir süre düşüncelerine dalmıştı. Çenesini eline yaslamış, dalgın bir şekilde küçük olana bakıyordu. Ona güvenmek istiyordu ama şöyle bir sorun vardı. Daha onunla tanışalı iki gün olmuştu ve iki günde birine güvenmesi zordu.

Ama yine de denemek istemişti büyük olan. Karşısında ona cevap bekleyen bir şekilde bakan küçüğü ile göz göze geldiğinde ise düşüncelerinden kurtulmuş ve kendine çeki düzen vererek konuşmaya başlamıştı.

"Tamam," demişti kararlı bir şekilde. "Ama en ufak bir şey olursa bu konuyu tekrar açarım."

Küçük olan, büyüğünün verdiği cevap ile beraber hızlı bir şekilde başını sallamış ve gülümsemişti. Minho'nun ona güvenmesi, onu hem mutlu etmiş hem de kendisini daha iyi hissetmesini sağlamıştı.

Dad •MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin