Büyük olan, eve geldiği zaman sessizliğe karşı şüphelenmiş ve evin içerisinde dolanmaya başlamıştı. Bugün eve erken geldiği için şanslı olduğunu düşünürken, şimdi ise evde kimseyi bulamıyordu.
Kızının odasına girdiği zaman uyuyan minik bedeni gördüğünde gülümsemiş, hiç rahatsız etmeden odasından çıkmış ve salona gitmişti. Koltuktaki bedeni gördüğünde ise, gülümsemesi büyümeye başlamıştı.
İkisi de yorulmuş olacaklardı ki, derin bir şekilde uyuyorlardı. Ve bu nedense kendisinin yumuşak hissetmesine sebep olmuştu.
Koltukta yatak bedenin yanına doğru ilerlemişti sessizce. Sonra hafif bir şekilde diğer tekli koltuğa oturmuş, bir süre küçük olanı uyurken izlemeye başlamıştı. Kahverengi saçları hafif bir şekilde dağılmış, hafif bir şekilde nefes alıp veriyordu.
Bir elini kahverengi saçlara atmış, uyandırmayacak bir şekilde okşamaya başlamıştı elinin altındaki saçları. Bu hoşuna gitmiş bir şekilde gülümsemiş, aynı şekilde devam etmişti.
Kızının odasından sesler gelmeye başladığı zaman elini çekmiş, koltuktan kalkarak kızının odasına doğru ilerlemişti. Minik bedenin kalktığını gördüğü zaman gülümsemiş ve odasına girmişti.
"Benim minik prensesim uyanmış."
Konuşması ile beraber kızı ona doğru gülümsemiş, babasına doğru minik ve hızlı adımlarla ilerlemiş, sıkıca onunla boylarını eşitleyen büyüğüne sarılmıştı. Büyüğü onu kucağına aldığı vakit etrafa bakınmış, sonra uykulu gözlerindeki endişesini belli edecek şekilde babasına bakmıştı.
"Baba," demişti aynı uykulu ses tonuyla. Bir yandan da etrafa bakınmaya devam ediyordu. "Jisungie nerede? Gitti mi yoksa?"
Babası kızının sorusu ile beraber bakışlarını salona doğru çevirmişti. Bahsettiği kişi hala koltukta uyurken kızına doğru dönmüş ve alnından hafif bir şekilde öperek kızının sorusunu cevaplamıştı.
"O uyuyor prensesim, çok mu yoruldunuz bugün?"
"Jisungie beni yakalamaya çalıştı! Ve yakaladı. Sonra çizgi film izledik biraz. Uyku saatim gelince ben uyudum ama o ne yaptı bilmiyorum."
Minho kızının cümlesi ile beraber hafif bir şekilde başını sallamıştı. Kendisine göre küçük olan ellerden birini tutmuş, kızı her uyandığında yaptıkları gibi onu düşürmemeye çalışarak dans etmeye başlamıştı mutlu bir şekilde.
Hafif bir şarkı mırıldanmaya başladığı zaman, kızı da kendisine eşlik etmeye başlamıştı. Onunla beraber hafif hareketlerle dans ediyor, bir yandan da beraber şarkı söylüyordu. Bakışları arada bir salona doğru dönüyor, sonra kızının gözlerine gidiyordu.
En son salona baktığında ise, tekli koltuklardan birinde oturarak onları izleyen bedeni görmüştü. Yeni uyandığı belli oluyorken eliyle gözlerini ufalıyordu. Jisung'ın yüzünde olan o minik tebessüm, Minho'nun daha da mutlu hissetmesine sebep olurken içten içe onun gitmemesini diliyordu.
Minho, Jisung'ın sürekli onlarla beraber olmasını istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad •Minsung
Fanfiction"Ben sadece... Kızım ile ilgilenmeni istiyorum." 『Lee Minho + Han Jisung』