"Baba," demişti minik beden kollarını büyüğünün koluna dolarken. Uykulu bakışlar ile büyüğüne bakıyordu. "O bahsettiğin kişi gelene kadar uyuyabilir miyim?"
Minho, kızına baktığında onun uykulu bakışlarını fark etmişti. Kendisine göre minik kolları kolundan çekmiş, ufak bedeni kucağına alarak hafif açık olan alnına minik bir öpücük kondurmuştu.
Bundan 6 yıl önce, üniversite zamanlarında biriyle birlikte olmuştu. O ilişkiden ise, hiç beklemediği bir şekilde kızı dünyaya gelmişti.
Ve şu an, ikisinin istenmemesi üzerine kızına kendisi bakmaya çalışıyordu. Bakıyordu bakmasına ama, işe gittiği zamanlarda artık onu da götüremezdi. Evde kalması gerekiyordu.
Bu yüzden tanıdığı herkese sormaya, o kişiyi bulmaya çalışmıştı. En yakın arkadaşı kendisine gelmiş, çevresinden birinin iş aradığını ve onunla bu konu hakkında konuştuğunu söylemişti.
Daha önce bu kadar sevindiğini hatırlamamıştı Minho. Arkadaşına birçok kez teşekkür etmiş ve o sevinç ile eve gelip kızı ile beraber vakit geçirmeye başlamıştı.
"Tabii ki bebeğim, gel seni odana götürelim."
Minik beden kucağındayken ayağı kalkmış ve onu düşürmemeye dikkat ederek odasına götürmüştü. Dikkatli bir şekilde yatağa yatırmış, üstünü örtmüş ve yanağına bir buse bırakmıştı. O uyuduktan sonra ise kapıyı yarım açık bırakacak bir şekilde odasından çıkmıştı.
Duvardaki saate bakmıştı sonra. Öğleden sonra bire geliyordu saat. O bahsettiği kişi de gelmek üzere olmalıydı.
Salona heçtiğinde etrafı son kez düzeltmiş, boy aynasından kendi kıyafetlerini de düzeltmişti. Zilin çalması ile beraber, büyük bir heyecan ile kapıya yönelmişti.
Kapının önüne geldiğinde durmuş, heyecanını bastırmaya çalışarak konuşmuştu.
"Kimsiniz?"
Karşı taraftan cevap beklerken bir yandan da heyecanlıydı. Kızını kiminle bırakacağını veya o kişiye güvenip güvenmeyeceği konusunda düşünürken, diğer taraftan cevabı duyması ile beraber kapıyı açmıştı.
"Ben... İş başvurusu için geldim. Kızınıza bakacak birini arıyorsunuz sanırım."
Kapıyı açtığında göz göze geldiği beden ile beraber az da olsa şaşırmıştı. Karşısındaki beden, kahverengi saçlı, sincaba benzer yüze sahip bir çocuktu. Bir bere taksa bile, bereden saçları gözüküyordu.
Ve Minho, karşısındaki çocjğu tatlı bulmuştu. Kendisinden küçük olduğunu düşünmüştü.
"Buyur," demişti içeri geçmesi için çekilirken. "Doğru yere geldin."
Dışarıdaki beden içeriye geçtiğinde kapıyı kapatmış, salonu işaret ederek ikisi de salona geçmişti. Asıl olan heyecan, şimdi başlıyordu işte.
Zorlu geçecek olan süreç, şimdi başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad •Minsung
Fanfiction"Ben sadece... Kızım ile ilgilenmeni istiyorum." 『Lee Minho + Han Jisung』