Ertesi gün büyük olan sabah erken kalkmıştı. İşe giderken giyeceği kıyafetleri hazırlamış, ondan sonra ise odasından çıkarak yüzünü yıkamıştı.
Genel işlerini hallettikten sonra kızının odasına girmişti sessizce. Minik bedenin uyumaya devam ettiğini gördükten sonra gülümsemiş ve odadan çıkarak mutfağa ilerlemeye başlamıştı.
Mutfağa girdiği zaman dolaba ilerlemiş ve açarak bakınmaya başlamıştı. Hazırlayacağı şeyler için malzemeleri çıkarıp tezgaha koymuş, sonra malzemelerin bazılarını yıkayıp tabaklara koymuştu.
Önlüğü takacağı sırada kapının çalması ile beraber saate bakmıştı. Sonra gülümsemiş ve önlüğü sandalyenin üzerine bırakarak kapıya doğru ilerlemişti.
Kapıyı açtığı zaman karşısında gördüğü benden ile gülümsemeye başlamıştı. Kapının kenarına geçmiş, dışarıda olan bedenin içeri girmesi için yer açmıştı.
"Hoş geldin," demişti küçük olan içeri geçerken. "Umarım senin için zor olmuyordur."
Jisung başını iki yana sallamıştı hafifçe. Sonra gülümsemiş, montunu çıkarıp asarak beresini de çıkarmıştı. Büyüğüne bakmıştı ilk. Sonra gözleri, dün gördüğü bedeni aramaya başladı.
"Kızınız, uyuyor mu?"
Minho olumlu anlamda başını salladığı vakit küçük olan anladığına dair birkaç mırıltı çıkarmıştı. Büyük olan ise sadece gülümsemiş ve küçük olanın elindeki çantasını alarak koltuğun üzerine koymuştu.
"Kahvaltı hazırlıyorum. Yardım etmek ister misin?"
Küçük olan başını salladığında onunla beraber mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı. Mutfağa geldiklerinde sandalyenin üzerine koyduğu önlüğü almış ve yan tarafında duran bedene uzatmıştı. Sincaba benzeyen oğlan, uzatılan önlüğü alıp teşekkür etmişti. Önlüğü kendisine taktıktan sonra tezgah üzerinde olan malzemeleri kesmeye başlayan büyüğe yardım etmeye başlamıştı.
Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti. Beraber kahvaltıyı hazırladıktan sonra birbirlerine bakıp gülümsemişlerdi. Küçük olan taktığı önlüğü çıkarmaya çalışırken diğer beden de kızını uyandırmak için mutfaktan çıkmıştı.
Önlüğü astığı yeri en sonunda bulduktan sonra asmıştı küçük olan. Baba ve kızı mutfağa girdiklerinde gülümsemiş ve küçük bedene doğru dönmüştü gülümseyerek. Yumuşak bir ses tonu ile beraber konuşmaya başlamıştı.
"Günaydın, Yujin." demişti küçük olan aynı ses tonu ile beraber. "Bugün geçireceğimiz ilk gün."
Minik kızın yüzünde büyük bir gülümseme oluşurken, babasına bakmıştı izin alır bir şekilde. Babası da kızına bakmış, hafif bir şekilde başını sallayarak izin vermişti kızına.
Minik beden, karşısında duran bedene doğru eğilmişti. Kucağına gelmek istediğini anladığında ise dikkatli bir şekilde kucağına almıştı onu Jisung. Gülümseyerek kucağındaki minik bedene bakarken, sesini duyması ile beraber gülümsemesi büyümüştü.
"Jisungie, bugün bana iyi bak~"
Kıkırdamıştı ismi geçen beden. Küçük bedeni sansalyesine oturttuktan sonra, kendilerini izleyen büyüğe çevirmişti bakışlarını.
Ve ikilinin ilk etkileşimleri, o zaman olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad •Minsung
Fanfiction"Ben sadece... Kızım ile ilgilenmeni istiyorum." 『Lee Minho + Han Jisung』