"Kalk ve yiyecek bir şeyler hazırla."
Minho'nun otoriter sesi duyulurken odasının kapısı açılmıştı. Gözünü, sıcak bir yorganın altında açtığında birkaç saniyeliğine etrafını yadırgamıştı Jisung. Hayatı boyunca hep sert, soğuk yerlerde uyumaya alıştığı içindi bu şaşkınlığı.
Esneyerek yerinde doğruldu ve yandaki duvardan saati kontrol etti. Etraf hala karanlıktı, tahmin ettiği gibi güneş henüz doğmamıştı. Minho'dan korktuğu için fazla oyalanmadan kalktı. Elini yüzünü yıkayıp küçük mutfağa geçmişti.
Minho üstünü giyinmiş bir şekilde gelip masaya oturarak hesap kitap defterine bir şeyler yazıyordu. Bir süre sonra ikili kahvaltılarını yapmış, teknelerine doğru yola koyulmuşlardı.
Minho, boş kasaları üst üste dizmesi için Jisung'ı yanına çağırdı. Kendisi ise Alice'i çözüp dümeninin başına geçmişti.
Bir süre mavi örtünün derinliklerine doğru ilerlediler. Jisung rüzgarı daha iyi hissedebilmek için teknenin ucundaki çıkıntıya oturmuş, kollarını ve bacaklarını önündeki direğe sarmıştı. Altındaki okyanusun sıçrayan suları bacaklarına gelirken kahkahalarla gülüyordu.
Minho ise bir yandan sigarasını içiyor, diğer yandan Jisung'ı izliyordu. Gözlerini devirdi genç balıkçı. Bu çocuğun gerçekten bir aptal mı olduğunu yoksa rol mü yaptığını düşünmeye başlamıştı. En son dayanamayarak kabinin penceresini açıp seslendi.
"Jisung!"
Jisung kendini o kadar kaptırmıştı ki Minho'nun sesini duymuyordu bile. Minho birkaç seslenişin ardından pes etmişti. Düşerse düşsündü. Ona neydi ki?
Sonunda avlanacakları yere gelmişlerdi. Minho çalışan motoru durdurup botlarının çıkardığı sesler eşliğinde güverteye çıktı. Eline aldığı dev ağları ayarlamaya başlarken Jisung da oturduğu yerden atlayıp Minho'ya yardım etmeye başlamıştı.
Siyah büyük ağ okyanusun derinlerine ilerlerken Jisung ise hala olta kullanma konusunda alıştırma yapıyordu. Aldığı solucanı gözlerini kapatarak oltasına geçirdi. Sanki solucanın çığlıklarını duyuyormuş gibi hissediyordu. Kısaca bir özür mırıldanarak teknenin diğer tarafından okyanusa yolladı oltasını.
Saatler sonunda bir balık yakalayabilmişti. Hemen onu oltadan kurtarıp parlayan pullarına baktı. İşaret parmağı kadar bile uzun olmadığı için onun yavru bir balık olduğunu anlamıştı. Evden getirdiği kavanoza Minho'nun yakaladığı balıkları attığı kovadan gizlice biraz su doldurmuştu. Büyük olan bu yaptığını görse kızabilirdi.
Kendi kendine gülerek yakaladığı küçük balığı kavanoza koymuştu. Sonraysa tekrar bir yem alıp oltasına geçirdi. Bir yandan yanına aldığı balığıyla konuşuyor, diğer yandan işine devam ediyordu. Ona bir isim vermeli miydi? Bunu daha sonra düşünecekti.
Güneş batmaya başladığında ikili yakaladıkları balıkları ağdan kurtarıp kahverengi kasalara koyarak dizmeye başlamışlardı. Minho bir süre sonra işi Jisung'a bırakıp teknesini çalıştırarak limana doğru yol almaya başlamıştı.
Jisung dizme işini bitirdiğinde neredeyse varmışlardı. Küçük olan büzdüğü dudağıyla çırpınan balıkları izliyor, kucağındaki kavanozuna daha sıkı sarılıyordu. Minho birazcık azarlamıştı onu ama Jisung yine de balığından vazgeçmemişti.
Teknenin temiz bir manevrayla durduğunu hissedince küçük olan yerinden kalkıp kasaları limana taşımaya başlamıştı. Minho ise Alice'i bağlayıp yanına gelmişti. Kahverengi kasaları indirme işi bittiğinde çoktan satın almak için gelenlerle ilgilenmeye başlamıştı Minho. Jisung ise onu izliyordu. İşini yaparken çatılan kaşlarına hayretle baktı. Gerçekten korkutucu bir aurası vardı. Dalmış gitmiş olacak ki Minho'nun ona seslenmesini duymamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hook Approach 𖤐 /Minsung
Fanfiction(TAMAMLANDI.) Ağır botlarının, teknesinin tahta zemininde çıkardığı sesler eşliğinde karşısında titreyen çocuğa yöneldi Minho. "JISUNG SENİ ÖLDÜRMEMEM İÇİN BİR SEBEP SÖYLE!" "IMM-ŞEY-BİLMİYORUM." - 'Mariners Apartment Complex' isimli ficte geçen Mi...