Önceki bölümü okuduğunuza emin olun lütfen.
🌈~
Yağmur damlalarının camlara çarparken çıkardığı tıkırtı sesleriyle gözlerini açmıştı Jisung. Birkaç kez yatakta dönüp gerildikten sonra doğruldu, esneyip gözlerini ovaladı.
Havaya kalkan kahverengi tutamları, eliyle düzeltmeye çalıştıktan sonra kalkmış, elini yüzünü yıkamıştı. Dişlerini de fırçaladıktan sonra tekrar odasına girdi.
Su damlalarının ıslatmaya çalışarak aşağı kaydığı camına ilerledi. Güneş doğmaya başlamıştı, etraf tatlı bir pembe tonunda aydınlanmaya başlamıştı fakat yağmur durmamıştı.
Jisung derin bir iç çekip odasından çıktı. Minho'nun odasına yavaş adımlarla ilerlerken uyanıp uyandırmama konusunda bir ikilemdeydi. Bugün ava gidip gidemeyeceklerini sormalıydı ama uyandırırsa da tekrar uyuyamaz diye korkuyordu.
Usulca kapısını açıp kafasını içeri uzattı. Minho'nun uyuduğunu görünce parmak uçlarında yürüyüp içeri girdikten sonra yatağının yanına adımladı.
Yere çöküp karşısındaki büyüğünü inceledi. Kafasında hala uyandırıp uyandırmamayı tartıyordu. Birkaç dakika sessizce Minho'ya baktı.
"Uyumuyorum Jisung, söyle."
Tam vazgeçip gidecekken Minho'nun gözleri kapalı bir şekilde konuşmasıyla korkuyla geriye sıçrayıp poposunun üstüne geriye düşmüştü. Büyük olan gözlerini açtı yavaşça.
Jisung ise bir elini kalbine diğerini ise poposuna koymuş, yüzünü buruşturarak ovuyordu. "Ay! Korkuttun beni hyung."
Minho yatakta doğrulup derin bir nefes vererek ellerini saçlarından geçirdi, o sırada Jisung da ayağa kalkmıştı. "Yağmur yağıyor, avlanmaya gidecek miyiz?"
Büyük olan kafasını kaldırıp tahta çerçeveli cama bakmasıyla şimşeğin çakması bir olmuştu. Jisung korkuyla yerinden sıçradı. Minho ise derin bir nefes vermişti. "Gitmesek daha iyi sanırım, gidip uyuyabilirsin."
Minho tekrar yatağına yattığında Jisung ise başını onaylarcasına sallamış fakat bir adım attığında gürleyen gök yüzünden ufak bir çığlık atıp Minho'nun yanına koşmuştu.
Bedenini sıcak yatağa sokarak yorganın altına saklandı. Büyük olan gözlerini devirmişti. Tek kolunu ona dolayıp kendine doğru çekerek daha rahat bir pozisyona gelmelerini sağladı. Jisung'ın kalbi korktuğu için güm güm atıyordu. Minho'ya doğru iyice sokulup sakinleşmeye çalıştı.
"Aptal bir gök gürültüsünden de mi korkuyorsun yani?"
Minho kendi kendine mırıldandığında Jisung küçük ellerini onun tişörtüne koymuştu. Gri, ince kumaşı avuçları arasında sıkarken kafasını onaylarcasına sallayıp gözlerini sıkıca kapattı. Şu an güvendeydi, Minho onu kötü şeylerden korurdu. "Seninle ne yapacağım böyle ben?"
Genç balıkçı, kolları arasındaki tayfasını sıkıca sararken söylemişti. Jisung titrek bir nefes aldı, yağmur damlalarının sesini dinleyerek etrafını saran Sandal ağacı kokusunun onu sakinleştirmesine izin vermişti. Çok geçmeden uyuyakaldı.
Minho ise Jisung'ın sırtını okşuyordu yavaşça, onu sakinleştirmek adına. Küçük olanın nefeslerinin düzene girdiğini duyduğunda saçlarının arasına ufak bir öpücük kondurmuştu. Böyle yapması işin içinden çıkmasını zorlaştırıyor, her geçen gün ona daha da bağlandığını hissediyordu.
En başından beri olan aşırı korumacılığının bu şekilde ona aşık olmasıyla sonlanacağını düşünmemişti genç balıkçı. Derin bir nefes verip gözlerini kapattı. Haftalardır alamadığı uykusunu o gün sadece birkaç saatte tek seferde almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hook Approach 𖤐 /Minsung
Fanfiction(TAMAMLANDI.) Ağır botlarının, teknesinin tahta zemininde çıkardığı sesler eşliğinde karşısında titreyen çocuğa yöneldi Minho. "JISUNG SENİ ÖLDÜRMEMEM İÇİN BİR SEBEP SÖYLE!" "IMM-ŞEY-BİLMİYORUM." - 'Mariners Apartment Complex' isimli ficte geçen Mi...