18 | "Max."

5.8K 924 1.8K
                                    

Önceki bölümü okuduğunuza emin olunn <3 Okunma az çünkü bildirim gelmemiş olabilir

Yorum sınırı yok diye az yorum yapıyorsunuz moralim bozuldu biraz söyleyim bu arada

🐟~

Minho ve Jisung her zamanki gibi teknelerinin yolunu tutmuşlardı. Küçük olan sekerek yürüyor, etrafındaki insanlara gülümseyerek el sallıyordu. Minho ise kafasına taktığı siyah şapkanın ucunu tutup başını hafif eğerek selam veriyordu.

Jisung, iskeleden teknenin içine zıpladığında oluşturduğu etki yüzünden tekne ayaklarının altında sallanmıştı. Bunu yapmak çok hoşuna gidiyordu, her seferinde.

"Kaç defa şöyle zıplama diyeceğim?"

Minho kızsa bile, hiç aldırmıyordu kahverengi saçlı. Dudaklarını büzüp Alice'i çözen Minho'nun yanına gitmişti yardım etmek için.

"Üzgünüm hyung." Her seferinde özür dilese de yapmaktan kendini alıkoyamıyordu Jisung. Suyun ayaklarının altında hareketini hissetmek vücudunu karıncalandırıyordu. Büyük olan gözlerini devirdikten sonra açtığı halatı teknenin içine atmıştı. Sonra da tekneyi çalıştırmak amacıyla kabine girdi.

Dümene doğru ilerleyen Minho'nun gözü bir saniyeliğine masanın üzerinde duran kavanozdaki balığa takılmıştı. "Siktir."

Kısık sesle küfretmesinin sebebi, Darwin'in hareket etmiyor oluşuydu. Hoş, Minho zaten küçük bir hamsinin nasıl bu kadar uzun yaşadığını anlamamıştı.

Jisung da arkasından kabine girdiğinde Minho neden yaptığını bilmese de anlık bir kararla kavanozun önüne geçti küçük olanın görmesini engellemek adına. Fakat Jisung'ın sabah yaptığı ilk iş Darwin'i beslemek olduğundan ona doğru yaklaşan çocuk ile boğazını temizledi.

"Ağları kontrol ettin mi?"

Jisung başıyla onaylayarak geçmek istediğini belirtircesine kafasını Minho'nun arkasına uzatıyordu. Minho da aynı inatla engellemeye çalışıyordu.

"Peki ya yemler?"

"Ettim hyung, çekilir misin bir dakika." Jisung elinde hareket eden solucanın derisini işaret parmağıyla okşarken sormuştu. Minho derin bir nefes verdi, nasıl olsa eninde sonunda Jisung balığının öldüğünü öğrenecekti.

Yavaşça kenara çekilip gelecek olan hıçkırık veyahut burun çekme sesine kendini hazırladı fakat beklediği gibi olmamıştı.

"Awww, ne tatlı uyuyor!" Jisung gözlerinden kalpler çıkararak hareket etmeyen balığını izliyordu. Minho şaşkınca ona döndü kafasını iki yana sallayarak. "Tch tch, sen gerçekten aptalsın." Kendi kendine konuşmuştu.

Jisung solucanı suyun içine atıp çekilmişti. Balığı uyanınca aç olacaktı sonuçta. Minho ise önüne dönüp tekneyi hareket ettirmeye odaklandı, dümeni sola çevirmişti.

Birkaç dakikanın ardından derin maviliğin ortasına gelmişlerdi. Büyük olan güverteye adımladığı sırada beyaz gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıvamıştı kirlenmemesi adına.

Büyük ağları okyanusun derinliklerine gönderdiler. O sırada Minho boş kasaları dizerken Jisung ise oltayla yeni balıklar tutuyor, biraz sevdikten sonra geri suya bırakıyordu.

Ağır bir balığın oltaya takılmasıyla sendelemişti küçük olan. Heyecanla oltayı çekmeye ve kolu çevirmeye başladı fakat yeterli olmuyordu.

Geri geri yürüyüp gözlerini kapatarak tekrar çekti tüm gücüyle lâkin birden oltanın hafiflemesiyle geriye doğru savrularak yere düşmüştü. Oltanın ucu da önüne boş bir şekilde düştüğünde dudaklarını büzdü üzgünce. Kaçmıştı işte! Kim bilir ne kadar büyük bir balıktı ve eğer yakalayabilseydi Jeongin'e hava atacaktı.

Hook Approach 𖤐 /MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin