🦀~
Jisung, dev ağların tutsak ettiği balıklardan birkaçını gizlice okyanusa geri bırakırken arkasından gelen sesle hemen elini üstündeki gömleğe silmiş ve hiçbir şey olmamış gibi davranmaya başlamıştı.
"Gördüm ki!" Jungwoo, Jisung'a dil çıkarıp "Minho'ya söyleyeceğim!" Tehditleriyle, güvertede bir kovalamaca başlamasına sebep oldu.
"Yah! Hayır!" Jisung var gücüyle koşsa da uzun bacaklı çocuğa bir türlü yetişemiyordu. O sırada yanından geçmekte olduğu beden tek koluyla onu belinden yakalamıştı. "Jisung?"
Jisung çatılı kaşlarıyla ona ileride hala dil çıkaran Jungwoo'ya bakarken ellerini Minho'nun belindeki koluna koymuştu. "Hyung bırak! Kopartacağım onun o dilini!"
Minho, kolları arasında çırpınan bedeni zorlanmadan önüne doğru çekmiş ve teknenin kahverengi duvarına iterek elindeki halatı iki eliyle tutup Jisung'ın bedenini kapsayacak şekilde ellerini onun iki yanından duvara yaslamıştı. "Uslu dur."
"Ama beni tehdit ediyor!"
Minho, öğlen güneşinin aydınlattığı yüze gülümseyerek bakmıştı. Jisung ise kaşları hala çatık bir şekilde Minho'nun arkasındaki çoktan işinin başına dönmüş olan bedene bakıyordu. Kollarını göğsünde, küçük bir çocuk gibi çaprazlamıştı.
"Ne diye tehdit ediyor seni?" Minho biraz ona doğru eğildiğinde Jisung dudaklarını büzmüştü. "Minho'ya söyleyeceğim diy-"
Küçük olan birden az kalsın kendini ele vereceğini yeni fark etmiş gibi ellerini ağzına kapatmıştı gözlerini büyüterek. Bakışlarını, üzerindeki beyaz saten gömleğin, hafif rüzgar etkisiyle hareketlenmeye çabalayan kahverengi dalgalı, dağınık saçlara tezat bir görüntü sunduğu büyüğüne çıkardı.
Minho ise gülümsüyordu, yavaşça eğilip Jisung'ın dudakları üstüne kapattığı ellerine bir öpücük bıraktı. Bunu yapmasıyla burnuna gelen balık kokusu durumu anlamasına yetmişti. Fakat artık bu küçük sincap onun yardımcısından ziyade sevgilisi olduğu için zamanla sinirlerine hakim olmayı, onu azarlamamayı öğrenmişti.
İlk başlarda aralarındaki ilişki birazcık tuhaf olsa da gün geçtikçe daha çok Minho sayesinde birbirlerine alışmışlardı. Büyük olan, aralarındaki yaş farkından dolayı Jisung'ı bebeğiymiş gibi görmeden edemiyor, ona yol gösterip bazı şeyleri ilk kendinden öğrenmesini sağlıyordu.
Jisung da bu durumdan oldukça hoşnuttu. Minho zaten ona her zaman bir şeyler öğretiyordu. Eskisinden tek farkı bunu artık azarlamalarıyla ve kırıcı sözleriyle değil, öpücükleri ve ilgisiyle yapıyor olmasıydı.
Büyük olan ona seslenen bir tayfasına bakmak için derin bir nefes vererek Jisung'la göz temasını kesmişti. Jisung, Minho yanından ayrılana kadar onun profilini izledi. Geçen zaman içinde biraz daha olgun hissediyordu ve bu da kişiliğine tezat bir şekilde sürekli Minho'yu arzulamasına sebep oluyordu.
Utandığından kızaran yüzüne eliyle yelpaze yaptı ve düşüncelerini kovmak için kafasını iki yana salladı küçük olan. Ardından Jungwoo'ya yardım etmeye, balıkları kasalara yerleştirmeye ilerledi.
—
İkili, günün satışlarını bitirdikten sonra Minho'nun dışarıda yeme teklifiyle kasabanın klasik restoranlarından birine gelmişlerdi. Jisung, heyecanla bugün Zoe'nin ona suyun yukarısına zıplayarak yaptığı gösteriyi anlatıyordu. Minho'nun ise konu pek umrunda değildi, Jisung'ın konuşurkenki mimiklerini, el hareketlerini dahası arada bir yükselen heyecanlı sesinin eşlik ettiği pırıltılı gözlerini izliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/292283195-288-k456285.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hook Approach 𖤐 /Minsung
Fanfiction(TAMAMLANDI.) Ağır botlarının, teknesinin tahta zemininde çıkardığı sesler eşliğinde karşısında titreyen çocuğa yöneldi Minho. "JISUNG SENİ ÖLDÜRMEMEM İÇİN BİR SEBEP SÖYLE!" "IMM-ŞEY-BİLMİYORUM." - 'Mariners Apartment Complex' isimli ficte geçen Mi...