🗺🏴☠️~
Görkemli geminin etrafında uçuşan martıların kulak tırmalayıcı sesleriyle gözlerini açmıştı küçük olan. Olduğu yerde esnerken doğrulmaya çalışmış, fakat Minho'yu rahatsız edebileceğini düşündüğünden bu fikrinden hemen vazgeçmişti.
Büyüğünün belinde olan kollarını sıkılaştırmış ve kendi kendine gülümseyerek yanağını yasladığı göğüse sürtmüştü.
Minho ise Jisung kıpırdanmasın diye etrafındaki kollarını sıkılaştırmıştı. Uykulu sesiyle konuşmadan önce gözlerini açtı.
"Kedi gibi davranma." Jisung Minho'nun birden konuşmasıyla bir tık korkmuştu. Baş parmağını ön dişlerinin altına yaslayıp kafasını yukarı itti. "Korkuttun beni hyung."Minho derin bir nefes alarak pencereden sızan gün ışığıyla birlikte Jisung'ı kendinden uzaklaştırıp yattığı yerde doğrulmuştu. "Kedilere alerjim var."
Eliyle dağınık saçlarını daha da dağıttıktan sonra gemiye geldiğinde giydiği kıyafetleri giymişti. Elini yüzünü yıkamak için odadan çıktı. "Biliyorum." Jisung da mırıldandıktan sonra aynılarını tekrarlamıştı.
Bugün oldukça geç uyanmışlardı. Minho, getirdikleri eşyaları Jisung'ın kucağına tutuşturduktan sonra genci sırtından itekleyerek "Bunları tekneye bırak, gel." demiş, kendisi ise güverteye çıkmıştı.
Küçük olan zor da olsa eşyaları tekenelerine getirmeyi başarmıştı. Hızla anahtarla kabini açıp poşetleri içeriye bıraktı. Gözü masanın üstündeki kavanoza takıldığında gülümseyerek yanına gitmişti.
"Günaydın Darwin!" Minho'nun yemleri tuttuğu kovalardan birinden aldığı solucanı kavanozun içine atarken gözlerini kapatmıştı. Bu katliamı izleyemezdi.
Darwin'i besleyip dün geceki daveti ve gördüğü yunusları kısaca ona anlattıktan sonda kabini kilitleyerek koşar adımlarla gemiye dönmüştü.
Güvertede bakışlarını gezdirdiğinde Kai ve yanında uzun boylu, orta yaşlarında olduğu belli olan bir adamla konuşan Minho'yu görmesiyle yanlarına adımlamak için harekete geçmişti.Fakat adımını henüz atmamışken kolundan tutulmuştu, şaşkınca kaldırdığı kaşlarıyla arkasına döndü. Ten en samimi gülümsemesiyle Jisung'a bakıyordu. Rahatsız olmaması için elini geri çekerken konuştu. "İşle ilgili konuşuyorlarken gitmemeni öneririm."
Jisung kaşlarını çatmıştı, ne işiydi şimdi bu? Minho'nun zaten bir işi vardı. Düşüncelerini kendine saklamak yerine önündeki tahtaya dirseğini yaslayarak yanındaki siyah saçlı çocuğa döndü.
"Minho'nun zaten bir işi var, hem onunla konuşuyorsa benimle de konuşabilir." Tekrar bir adım atacağı sırada Ten panik yapmış, hızla konuşmuştu. "Onları boşver, gel sana haritamı göstereyim."
Jisung'ın bu teklifle gözleri parlarken umutla ona baktı. "Hani nerede?"
Ten, gülümseyerek kahverengi, dizlerine kadar uzanan kadife ceketinin iç cebinden sararmış, rulo bir kağıt çıkardı. Yönünü okyanusa doğru çevirirken ruloyu kaldırıp önünde tutarak açmıştı.
Jisung, kağıdın üzerinde özenle çizilmiş yolları, adaları, bazı yerlerde bulunan kırmızı 'X' işaretlerini incelerken ağzının hayranlıkla açılmasına engel olamamıştı. "Vay, sen mi çizdin bunu?"
Ten sırıttı. "Yani... tabii ki yardım alarak." Sonuçta bir Piri Reis değildi. Haritayı tek eline sabitlerken işaret parmağını kaldırıp bir ada gösterdi. "Bu ada..." Sonra da hafifçe aşağı indirmişti sararmış kağıt parçasını. İşaret parmağı bu sefer ilerde ucu gözüken kara parçasını işaret etmişti. "Tam olarak şurada."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hook Approach 𖤐 /Minsung
Fiksi Penggemar(TAMAMLANDI.) Ağır botlarının, teknesinin tahta zemininde çıkardığı sesler eşliğinde karşısında titreyen çocuğa yöneldi Minho. "JISUNG SENİ ÖLDÜRMEMEM İÇİN BİR SEBEP SÖYLE!" "IMM-ŞEY-BİLMİYORUM." - 'Mariners Apartment Complex' isimli ficte geçen Mi...