5 | "Bitmek bilmeyen hayallerinden sıkıldım..."

6.6K 930 1.5K
                                    

Aradan geçen monoton iki haftanın sonunda her zamankinden farklı bir şey olmamıştı. Minho ve Jisung sürekli işlerini yapmışlardı.

Bu sırada Jisung Hyunjin ve Seungmin adında iki kaptanla tanışmıştı. Gözlemlerine göre ikisinin pek de iyi anlaşamadığını söyleyebilirdi. Felix'in ise Seungmin kaptanın yanında çalışan bir tayfa olduğunu öğrenmişti.

Minho ve Jisung yine her zamanki gibi kahvaltılarını yapmış, işlerini yapmak üzere tekneye doğru ilerliyorlardı. Jisung can sıkıntısından ayağının önündeki taşı tekmeleyerek yürüyordu.

Sonunda tekneye vardıklarında Minho genç olanı yanına çağırmış tok sesiyle konuşmuştu.

"Alice'i çözmeme yardım et."

Jisung anında onaylayarak Minho'nun yanına adımladı. Dizlerinin üstüne çöküp düğümü tuttu. "Bugün Busan Limanı'na gideceğiz."

Büyük olanın tekrar konuşmasıyla Jisung'ın gözleri parlamıştı adeta. Yeni bir yer görecek olmak onu fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Minho ellerindeki tozu silkelermiş gibi ellerini birbirine vurarak ayağa kalktı ve kabine doğru ilerledi.

Birkaç dakika sonunda büyük maviliğin ortasına gelmişlerdi. Minho ağları ayarlarken Jisung da kavanoza koyduğu balığına bir şeyler anlatıyordu.

Bugün farklı bir limana gidecekleri için, her zamankinden daha kısa sürede işlerini bitirmişlerdi. Jisung teknenin tahta zeminine sırt üstü uzanmış; turunculaşmaya başlayan gökyüzünü, uçuşan martıları inceliyordu.

Parmağını kaldırıp gökyüzüne şekiller çizmeye başladı. Bir yandan da balığıyla konuşuyordu.

"Sence de şu bulut bir tavşana benzemiyor mu Darwin?"

Evet evcil balığının adını Darwin koymuştu. Çünkü neden olmasındı.

Bir süre daha öylece oyalandıktan sonra yerinde doğrularak esnedi. O sırada gözü kabinde olan Minho'ya kaymıştı. Kalçasına kadar uzanan lacivert ceketini ve belindeki siyah ince kemeri inceledi.

Her ne kadar kendisine biraz kaba davransa da sonuç olarak minnettardı ona Jisung. Hayatını kurtarmış, bir ev vermişti. Üstelik çalıştığı için her ay maaş da veriyordu. Artık kendisi de bir balıkçıydı.

Fazla dalmış olacaktı ki Minho'nun çoktan önünde dikildiğini fark etmemişti. "Ne bakıyorsun? Kalk, geldik."

Jisung kafasını iki yana sallayarak hemen ayağa fırlamıştı. Kahverengi kasaları tek tek limana taşıdılar ve satmak üzere pazara doğru ilerlediler.

Bir saat kadar sonra bütün balıklar satılmıştı. Jisung bu limanı iyi bilmediğinden Minho'yu kalabalık pazarda kaybetmemek için büyük bir çaba sarf ediyordu.

Genç balıkçı, tek eli arkasında yakaladığı balıkların tezgahlara dökülmesini izlerken onlara doğru yaklaşan bedenden habersizdi.

Chan, Minho'nun incelediği tezgahın önüne gelmiş; yüzüne taktığı gülümsemesiyle konuşmuştu.

"Ooo, kimleri görüyorum? Burada karşılaşmamız bir kader mi yoksa?"

Minho gelen sesle birlikte bakışlarını yavaşça karşısında konuşan gencin yüzüne çıkardı. Chan onlarla aynı limandandı. Bugün buraya gelmesi bir tesadüf olmalıydı.

"Kader mi? Ben kadere inanmam Chan."

Chan bununla birlikte bir kahkaha atmıştı. Alaycı gülüşü Minho'nun suratını buruşturmasına sebep olmuştu.

Hook Approach 𖤐 /MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin