Özel Bölüm #3

5K 681 549
                                    

💒⛪️

Hafif esintinin kahverengi saçları arasında yumuşakça gezinmesini hissetmek amacıyla elinde tuttuğu şapkayla güvertede koşuşturuyordu genç balıkçı.

Kahverengi şapkanın köşelerinden tutmuş, batmakta olsa da hala bayıcı olan güneşin altında, ağlardaki balıkları üçer beşer kasalara dolduran gencin başına geçirmişti. "Getirdim Woo!"

Jungwoo balıklı elini beline bağladığı beyaz renkli önlüğe sildikten sonra şapkayı kenarlarından tutarak düzeltti. "Teşekkürler Jisung." dedi ona gülümseyen balıkçının tombul yanağından ufak bir makas alırken.

Jisung da ona havadan bir öpücük atmış, ellerini arkasında birleştirdikten sonra güvertede gezinmeye başlamıştı. Çalışan balıkçıları izledi bir süre. Kendi işini çoktan bitirmişti. Güneş batmaya yüz tutarken, sakin ışıklarıyla okyanusu aydınlatmaya devam ediyordu. Kasalara yerleşen balıklar iskeleye taşınmaya başlandı.

Jisung da böylelikle güvertede dolanmayı bırakıp bir kasayı yüklenmişti. Müşterilerle ilgilenen Minho'nun yanına giderek kasayı yere koydu ve satışa başladı. O sırada güler yüzlü yaşlı bir kadın elinden tuttuğu tatlı bir kız çocuğuyla yanlarına yaklaşmıştı. "Bana üç kilo hamsi verir misin evladım?" diye söyledi. Jisung yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle hemen balıkları poşetlemeye başlamıştı. "Iyy." dedi o sırada kadının yanındaki küçük kız. "Bu balıklar çok kötü kokuyor." Bir eliyle burnunu kapattı. Minho'nun o tarafa dönmesiyle ise hayran bakışlarını dikmişti balıkçıya.

Jisung tarttığı balıkları kadına uzatırken küçük çocuğa gülümsemişti. Onu anlıyordu, gerçekten rahatsız edici bir kokuydu. Dudaklarını büzüp onu onayladı. "Evet gerçekten kötü kokuyorlar."

Ancak çocuk Jisung'ın hiç beklemediği bir şey yapıp oyuncu bir edayla küçük elini ağzına kapattı. Onlara doğru dönen Minho'ya baktı ve işaret parmağıyla Jisung'ı işaret etti. "Hih! Bence bu abiyi işten kovun siz. Balıklarınıza kötü kokuyor dedi." diyerek Minho'ya Jisung'ı şikayet etmeye başlamıştı. Küçük olanın ağzı bir karış açılırken Minho küçük kızın yanağından bir makas aldı önlüğüne sildiği elleriyle.

Yaşlı kadın balıkların parasını ödedikten sonra çocukla birlikte ayrılmıştı. Ancak birkaç metre ötede küçük kız arkasını dönerek Jisung'a dil çıkarıp eş zamanlı olarak işaret parmağını bir gözünün altına koyup aşağıya doğru çekmişti.

Jisung ise hemencecik sinirlenmişti onun bu hareketine. Önündeki balıklardan küçük bir tanesini alıp düşünmeden kıza doğru fırlattı ancak balık kıza çarpmak yerine yere düştü, tekir bir kedinin ise hızla bunu bekliyormuş gibi balığı kapıp kaçması bir oldu.

Bunları dudaklarını birbirine bastırarak izleyen Minho ise Jisung'ın tekrar önünde birleştirdiği kollarını açtı ve eğilip yanağına ufak bir öpücük bıraktı. "Çocukla çocuk oluyorsun." dediğinde Jisung biraz yumuşasa da omuz silkmişti. O sırada gelen bir müşteriyle tekrar dikkatleri toparlanırken tüm satışın bitmesi uzun sürmemişti.

Jisung ve Minho, en son tekneyi kilitleyip limana indiler ancak bu sefer rotaları evleri değildi. Minho, sevgilisinin elinden tutmuş turuncu gökyüzünün aydınlattığı taşlı yolda onu bir yere götürüyordu. Jisung etrafı incelerken oldukça yeşil bir alana geldiklerini fark etmişti.

Çok geçmeden karşılarına çıkan büyük, kiremit rengi, eski bir bina ve binanın en tepesinde hafifçe paslansa da parlayan haç işaretiyle karşılaşmışlardı. Minho'nun önderliğinde büyük ve boş olan kilisenin tahta kapısından içeri girdiler.

Sıra sıra dizilen tahta oturma yerlerinden birine oturmuşlardı. Jisung aralık dudaklarıyla etrafı incelemeye başladı. Yıllardır burada olmasına rağmen bir kiliseye ilk defa geliyordu. Uzun dikdörtgen, yarısına kadar çeşitli renklerle bezenmiş camlardan içeri sızan ışık huzmelerini, duvarlardaki altın rengi işlemeleri, ortadaki büyük haç işaretini, yerdeki kırmızı halıyı ve mermer detayları hayranlıkla izlemişti.

Hook Approach 𖤐 /MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin