Hook Approach 𖤐 /Minsung

1 | "Benim işim hakkında konuşmak ne haddine?"

Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm

Sarhoş kahkahaların ve tahta zemin gıcırtılarının arasında, bardakta kalan birasının son yudumunu içerek önündeki tahta masaya bıraktı genç balıkçı.

Elinin tersiyle ağzını silip boğazını temizlemişti. Bu sırada karşısında oturan Changbin, arkadaşının gergin suratına baktı.

"Bir sorun mu var Minho?"

Minho kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Bugünün teslimatında bir sıkıntı çıkmış, onu düşünüyordum."

Minho kasabada bilinen en iyi balıkçıydı. Kolunun uzanmadığı hiçbir yer olmazdı. Genel olarak insanlar ona güvenir, bir o kadar da sert çehresinden korkarlardı.

Eliyle çalışan çocuğa kısaca bardağını işaret ederek yeni bir bira istedi. Çok geçmeden önündeydi.

"Eminim halletmişsindir."

Minho sırıtarak birasından bir yudum alırken cevaplamaya tenezzül etmedi.

O sırada üzerinde olan bakışları hissetmiş gibi bar tarafına döndürdü başını Minho. Normalde krem rengi olması gereken bir gömlek, eski püskü bir pantolon giyen; beyaz saçlı yaşlı bir adam ona bakıyordu sinsice. Uzakta olsa bile adamın pis kokusu burnuna dolmuştu sanki. Sarı dişleriyle Minho'ya gülümsedi. Yüzünü buruşturmuştu Minho. Böyle adamların amacını az çok bilirdi. Para koparmak.

Yanılmadığını ise sadece birkaç dakika sonra yalpalayarak masasına gelen adam sayesinde anlayabilirdiniz. Adamın ağzını açmasına fırsat vermedi ve sesinin tok çıkmasına özen göstererek konuştu Minho. "İlgilenmiyorum."

Büyük ihtimalle ona bir kadın pazarlamaya çalışacaktı. Veya sahte içki ile kandırmaya çalışacaktı. Minho'nun bunlara karnı toktu.

Ama adam onu şaşırtarak önündeki tahta sandalyeyi çekip oturmuştu. Minho tek kaşını kaldırarak sırıttı. Şu ana kadar buna kimse cesaret edememişti.

Changbin nefesini tutmuş, onları izlerken Minho tekini diğerinin üstüne atmış olduğu bacağına kolunu dayayarak adama doğru eğilmişti.

"Sağır mısın? Siktir git."

"Size bir teklifim var, çok zor durumdayım lütfen dinleyin."

Minho yavaştan sinirlenmeye başladığını hissediyordu. Yarıya inen bardağından büyük bir yudum alıp sertçe masaya bıraktı.

"Umrumda değil."

"Köle. Size bir köle satmak istiyorum. İşlerinizin pek iyi gitmediğini duydum."

"Benim işim hakkında konuşmak ne haddine?"

"Özür dilerim. Lütfen en azından düşünün. Sadece yirmi altın. Eğer kabul ederseniz yarın yine burada olacağım."

Adam Minho'nun kasılan çenesinden korkmuş olmalı ki hızlıca konuşup masadan kalkmıştı. Minho ise oturduğu yerde geriye yaslanıp derin bir nefes vermişti. Changbin ona doğru meraklı bakışlarla bakıyordu. Fikrini belirtmek için ağzını açmıştı ki Minho'nun sinirli sesiyle tekrar kapatmak zorunda kaldı.