Merhaba arkadaşlar. mermaridd.com sitemizde yayınlanan yeni hikayemizin ilk bir kaç bölümünü burada yayınlayacağım. Umarım seversiniz.
***
Hayatının en güzel günlerinin babasını kaybettiğinde sona erdiğini düşünen genç kız bakışlarını uçsuz bucaksız topraklara dikmişti. Bu topraklar ailesinde ne canlar yakmış, ne aşıkların kanını dökmüştü. Derin bir nefes alarak keşke tek çocuk olmasaydım diye geçirmişti içinden. Kalbi endişeyle atarken ölen babasının ardından dua etmişti. Onu her zorluğa karşı başı dik bir şekilde yetiştirmeyi bilen adama minnet duyuyordu. Süha Yavuz, Dilay Yavuz'un biricik babası. Acımasız ailenin merhametli tek çocuğu. Mazlumun yanında olan, acımazısın karşısında duran adam. Ölüm döşeğinde kızına hüzünle bakmıştı. Tek istediği biricik kızını emin ellerde olmasıydı. Kızı ne yapacağını elbette biliyordu ama Süha Bey yine de baba yüreğine yediremiyordu. Biliyordu ki kendisi öldüğünde kardeşleri kızının başına üşüşecekti. Bu yüzdendi ya tüm endişesi.
"Kızım burada mıydın?" Mehmet Bey genç kızın peşine taktığı adamlarından kızın yerini öğrenmişti. Dilay adı gibi çok güzeldi. Peşinde dolaşan delikanlıların haddi hesabı yoktu. Parası dahi olmasaydı bu kıza gönül verenin çok olacağından emindi. Ah keşke kendi hayırsız evladı da bu kızcağızın güzel gönlünü görebilseydi.
"Mehmet amca, hayırdır beni mi arıyorsun?" kızın duru sesi adamın içine işlemişti.
"Buralarda tek başına dolaşmamalısın kızım, sen bize babanın emanetisin." Adamın dili yanmıştı emanet kelimesini söylerken. Dilay adamın sözlerinden rahatsız olsa da amcalarından çok güvendiği adama hafif gülümsedi.
"Teşekkür ederim Mehmet amca, birazdan geri dönecektim zaten." Adam başını sallarken kızın yanına yaklaşarak Bursa'nın uçsuz bucaksız topraklarına bakıyordu. Babası mobilya sektöründe oldukça tanınmış bir adamdı. Kendisi de mobilya tasarımı üzerine eğitim almış, ayrıca işletme mezunuydu. Bir gün babasının yerine geçeceğini biliyordu.
"Artık işlerin başına geçmen gerekiyor Dilay, amcanlar sırtlan gibi kapıda bekliyor." Dilay sıkıntıyla nefesini vererek adama döndü. Onun haklı olduğunu biliyordu. Fabrikalarında bine yakın çalışan ondan iş bekliyordu. Babası öleli bir ay olmuştu ve şimdiden amcaları evini abluka altına almıştı.
"Biliyorum amca, yarın fabrikaya uğrayacağım." adam derin bir nefes alırken asıl konuyu ona nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Adamlarından öğrendiği kadarıyla büyük amcası kızı oğluyla evlendirmek için planlar yapıyordu. Dilay arkasını dönüp yürürken Mehmet Bey sıkıntıyla nefesini vererek genç kıza seslenmişti.
"Dilay kızım konuşmamız gereken önemli bir konu daha var." Dilay durarak adama bakmıştı. Mehmet Beyin yüzünden sıkıntısının büyük olduğunu anlayabiliyordu.
"Sorun ne amca?"
"Gel önce şöyle oturalım," diyerek yan tarafta manzarayı seyretmek isteyenler için yerleştirilen banka oturtmuştu.
"Ne oldu Mehmet amca, lütfen açıkça anlat. Yine bizimkiler mi?" adam başını sallayarak kızdan bakışlarını kaçırmıştı.
"Biliyorsun, baban öldüğünden beri amcanları yakın takibe aldırmıştım. Amcanın işleri pek iyi durumda değilmiş şu sıralar."
"Bundan bize ne?" genç kız da bakışlarını manzaraya çevirmişti.
"Büyük amcan, seni Nihat ile evlendirmek için planlar yapıyormuş." Adamın sözlerini duyan genç kız birden ürpermişti. Nihat en büyük amcasının oğluydu. Kendisinden on yaş büyüktü ve daha önce karısıyla şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrılmıştı. Bedeni buz keserken Mehmet Bey elini kızın elinin üzerine koyarak devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLAY HANIM
General FictionTANITIM İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında...