2. Bölüm

5.2K 331 24
                                    


Merhaba arkadaşlar. Yeni hikayelerimi kendi sitemde yayınlıyorum. Bir çok kez duyuru yapmış olsam da hala bazı okuyucularımıza ulaşamadım. Umarım hikayemi beğenirsiniz. Keyifli okumalar!

***

Genç kadın elinde kahve bardağıyla terasa çıkarken batmak üzere olan güneşi izlemeye başlamıştı. Terasın üç tarafına yerleştirilen çiçekler havaya oldukça hoş bir koku yayıyordu. Köşeye yerleştirilen sallanır koltuk rahat olsa da Dilay ikili koltuk ve iki tekliden oluşan oturma bölümünde zaman geçirmeyi daha çok seviyordu. Elinde kitabı ikili koltuğa ayaklarını uzatarak oturdu. Çocuklar henüz uyanmazlardı ve bu zamanı kendine ayırmak istiyordu. Birkaç sayfa kitabından okumuştu ki çiftliğin bahçesinden gelen sesle duraksadı. Daha önce duymadığı bu ses kadının dikkatini çektiğinden yerinde doğrularak aşağıya bakmıştı. Üstten sadece başını gördüğü kadın anlaşılan telefonla konuşuyordu. Sesleneceği sırada kulağına ilişen sözlerle duraksayan genç kadın konunun nereye kadar varacağı merakıyla konuşmayı dinlemeye devam etmişti. Belki başkasını dinlemek yanlış olabilirdi ama konuştuğu konu kendi ailesini de ilgilendiriyordu.

"Ya kızım deli misin bu arazi çok değerli, görmen lazım." Karşıdaki kadın ne söylediyse kadının şen kahkahası Dilay'ın kulağına kadar gelmişti.

"Bu kadar büyük bir ev beklemiyordum, bu kez şansım döndü galiba."

"..."

"Yok, babası hastaymış galiba. Adam fazla yaşamaz zaten, o zaman burası iki oğluna kalacak. E gerisi bana düşer değil mi?" kadının yeniden kahkaha atmasıyla Dilay dişlerini sıkmıştı. Anlaşılan Seyhan paragöz biriyle çıkmaya başlamıştı. Bir süre onları izleyecek daha sonra da Seyhan ile konuşacaktı. Genç kadın kardeş bildiği Seyhan için üzülerek adamın kadınlar konusunda hiç şansı olmadığını düşünüyordu.

"Dilay abla, akşam yemeğine inecek misin?" Aslı kapıdan ona seslenirken aşağıda ki kadının başını yukarı kaldırmak üzere olduğunu anlayınca hemen geriye çekilmişti. Aslı şaşkınlıkla kadına bakarken Dilay hızla yanına giderek terasın sürgülü kapısını çekmişti.

"Aslı, sessiz ol."

"Ne oluyor abla?" genç kızın yüzü iyice meraklı bir ifadeye bürünmüştü.

"Misafir var sanırım aşağıda, ben inmeyeceğim. Sende gitme ikimiz burada yiyelim." Genç kız başını sallarken aklı karışmıştı. Aslı'nın ailesi uzakta olduğu için genç kız ona emanetti. Okumak için geldiği Bursa da boş zamanlarında ikizlere bakıyor, tatillerinde ise eve gitmemek için Emine hanıma yardım ediyordu.

"Mehmet Bey seni çağırmamı istedi," dediğinde Dilay'ın yüzü asılmıştı.

"Ona uyuduğumu söyle bana kıyamayacaktır." Aslı anlamasa da ablasının bir bildiği olduğunu düşünerek kabul etmişti. Alt kata inerek Mehmet beyin yalnız oturduğunu görünce derin bir nefes alarak "Dilay Hanım uyuyor Mehmet Bey," dedi. Adam genç kıza kaşlarını çatarak bakarken genç kız iyice gerilmişti.

"Kızım sansa kaç kez söyleyeceğim bana amca de diye? Ben yokken Dilay'a abla dediğini biliyorum."

"Şey..."

"Bir daha duymayayım Bey dediğini. Sen bize emanetsin, hadi kızım sen yukarıya çık da çocuklarla ilgilen." Aslı adamın emri ile hızla salondan çıkarken Mehmet Bey arkasından gülümseyerek bakmıştı.

"Baba, abim ne yüzle buraya geldi?" Mehmet Bey oğlunun sorusu ile gerilmişti. Yıllar sonra büyük oğlu gelmişti ama adam sevinemiyordu bile.

DİLAY HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin