Merhaba arkadaşlar. Umarım bölümü beğenirsiniz. Hikayenin sonunda ki açıklamayı lütfen okuyun!
-***
Genç kadın sabahın ilk ışıkları ile uyanmıştı. Bu gün kahvaltıyı aşağıda Mehmet babasıyla yapmaya karar vermişti. Yatağından kalkarak banyoya girip işlerini halletti. İkizlere bakmak için odalarına geçtiğinde ikisinin de sıcaktan bunalarak üzerlerini açtığını görünce yüzüne oluşan gülümsemeye engel olamamışlardı. Daha erken olduğu için onları uyandırmadan odadan çıkarken bu kez Aslı'nın odasına gitmişti. Genç kızın erkenci olduğunu biliyordu. Kapısını tıklattığında kapıyı açan kıza gülümseyerek baktı.
"Günaydın Aslı, hadi aşağıya inerek Emine ablaya yardım edelim. Bu sabah aşağıda kahvaltı yapacağız."
"Peki Dilay abla," diyerek genç kız odasında üzerini değiştirip genç kadının peşinden daireden çıkmıştı. İkili asansörden çıkarak mutfak tarafına geçerken ev sakinleri de bir bir uyanmaya başlamıştı. Seyhan erkenden kalkıp dışarıda koşusunu yapıyordu. Mutfak bölümünden içeriye girdiğinde Aslı ve Dilay'ı görünce duraksamıştı. Yüzüne yayılan gülümseme ile "Günaydın hanımlar, erkecisiniz," derken Dilay genç adamın terden ıslanan tişörtüne bakarak kaşlarını çattı.
"Git üzerini değiştir Seyhan, hasta olacaksın."
"Bir şey olmaz abla, koşudaydım.""
"Onu anladık, hasta olursan bir hafta ikizlere yaklaşamazsın ona göre," diyerek genç adamı tehdit etmişti. Aslı genç adamın terden sırılsıklam olmuş halini görünce hemen önüne dönmüştü. Ona göre genç adama bakması doğru değildi. Aslı'nın bakışlarını kaçırması Seyhan'ın dikkatinden kaçmamıştı. Ablasının tehdidini ciddiye almış gibi yaparak mutfaktan odasına doğru gitmişti.
"Aslı, hadi pişi yapalım, çocuklar çok sever," Dilay'ın sözleri ile genç kız kendine gelirken hemen malzemeleri çıkararak birlikte masayı hazırlamaya başlamışlardı. Her zaman dolapta hazır bulunan sigara böreklerini de ısıttıklarında masa tamamen hazırlanmış olmuştu.
"İkizleri kaldırayım ben," Dilay dairesine çıkarken merdivenlerde duyduğu sesle duraksadı. Ses kendi dairesinden geliyordu. İkizlerin merdivenleri kullandığını düşünerek hızla yukarı çıkarken dairenin kapısından çocukları ile çıkan adamı görünce kaşlarını çatmıştı.
"Sen neden buradasın?" Selim kalktığında üst kattan düşme sesi duyunca hemen yukarıya koşmuştu. Çocuklardan birine bir şey olduğunu düşünürken kapıyı çalmış ama bir süre beklemesine rağmen kapıyı açan olmamıştı. Kapının kolunu aşağıya eğdiğinde ise açık olduğunu anlamıştı. Hiç düşünmeden eve girdiğinde ikizlerin salonda kafa kafaya vermiş bir şekilde önlerine baktığını görünce merakla onların yanına gitti.
"Çocuklar, ne yapıyorsunuz?"
"Hiii yakalandık," diyen küçük kız ikizinin arkasına saklanmaya çalışmıştı. Selim onun tatlılığı karşısında kendini zor tutuyordu.
"Selim amca, anneme söyleme olur mu? Biz su içecektik ama o düştü," dediğinde Selim yerdeki saksıya bakıyordu. Saksı kırılmamıştı ama çiçek ve içinde ki toprak salona dağılmıştı.
"Anneniz nerede?"
"Aynem aşağıda," dediğinde Selim gözlerini kısmıştı. Çocukları evde tek başına bırakması hoşuna gitmemişti.
"Hadi gelin yanıma, orayı sonra temizleriz. Bir şey oldu mu size?"
"Olmadı, hem biz kendimizi koruruz, değil mi Süyeyya?" küçük kız ikizini onaylamak istercesine hızla başını sallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLAY HANIM
General FictionTANITIM İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında...