Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm yayınlandı. Dilay Hanım hikayesi her pazartesi günü www.mermaridd.com sitesinde yayınlanmaktadır. Şuanda 14. Bölüm yayınlandı. Okumak isteyenler için profilimde link paylaşıyorum. Keyifli okumalar!
*****
Genç kadın yatağına uzanarak gözlerini tavana dikmişti. Kocaman yatakta rahatsız bir şekilde uzanırken gün içinde olanları düşünmeden yapamıyordu. Süha'nın sorusuyla neye uğradığını şaşırmıştı. Üstelik oğlunu tek duyan kendisi de değildi. Selim'in oğluna olan bakışları gözünün önünden gitmiyordu. Kendisi donup kalırken Selim hemen olaya müdahale etmişti. Süha'yı kucağına alarak onu oyun parkına götürürken Dilay onlarına ardından şaşkınca bakmakla yetinmişti.
"Ayne?" genç kadın kapısından uzanan iki kafayı görünce yerinde doğrularak ikizlere bakmıştı.
"Çocuklar, ne oldu?" kadın ayaklarını yataktan sarkıtarak çocukların yanına gelmesini beklemişti. Kardeşler koşarak annesinin yatağına çıkarken Dilay merakla onlara bakıyordu.
"Ayne seninle uyuyalım mı?" Süreyya'nın sorusu ile Dilay derin bir nefes alarak gülümsemişti. Kendisi de yatağa uzanarak çocukların üzerini örtmüştü.
"Siz ne zaman isterseniz benimle uyuyabilirsiniz." Süha annesinin üzerinden atlayarak diğer tarafına geçerken Dilay gülümseyerek ona bakıyordu. Küçük çocuk annesine sarılırken Dilay iki tarafını saran çocuklarına şükrederek bakmıştı. Onlar olmasaydı ne yapardı bilmiyordu. Selim onu bırakıp gittiğinde bir süre kendine gelememişti. Evlendiğinde Mehmet amcasıyla konuşmuştu. Onun oğlunu evlenmek için ikna ettiğini biliyordu. Bir süre sonra da ayrılabileceklerini söylemişti. O zamanlar tek düşündüğü amcasından kurtulmaktı. Selim kendisiyle belki isteyerek evlenmemişti ama düğün gecesi onunla olduğunda evliliklerinin devam edeceğini düşünmüştü.
Ne büyük bir yanılgı!
Dilay bedenine dolanan kolların sahiplerine bakarak iyi ki diyordu. O kötü gecenin kendisine verdiği en büyük armağandı. Belki de bu yüzden Selim'e istediği gibi kızamıyordu. Aslında izin verdiği için kendisine kızdığı zamanlar daha çoğunlukta olsa da yanında ki varlıklar yaptığı hatanın sonuçlarıydı. Derin bir iç çekerken göğsü yükselmişti. Göğsünde ki ağırlığı sahibinin başını öperek gözlerini kapattı. İkizler çoktan uykuya dalmıştı. Dilay'a ise sabaha kadar düşünmek kalmıştı.
***
Genç adam eve döndüklerinden beri ikizleri göremediği için oldukça huysuzdu. Oyuncakçı da Süha'nın Dilay'a sorduğu soruyu duyunca heyecandan kalbinin duracağını sanmıştı. İkizler onun çocuklarıydı ama bu kadar kısa sürede kendisini benimsemeleri Selim'i tahmininden daha fazla mutlu etmişti. Dilay'ın beyaza kesen yüzünü hatırlayınca endişelense de elinden gelen tek şey çocukların dikkatini başka bir yöne çekmek olmuştu. Ne kadar 'ben sizin babanızım' demek istese de bunun zamanı olmadığını biliyordu. Çocuklarla oynadıktan sonra dönüşte arabayı kendisi sürdüğü için kısa sürede eve varmışlardı. Dilay ikizleri alarak teras daireye çıktıktan sonra bir deha aşağıya inmemişti. Çocukları kısa sürede özlediğine inanamıyordu.
"Selim, beni duymuyor musun?" genç adam kolunun dürtülmesi ile yanında ki kadına döndü.
"Ne söyledin duymadım."
"Duymazsın tabi, kim bilir aklın nerede?"
"Kusura bakma, yorulmuşum." Elmas yüzünü asarak genç adama bakmıştı.
"Keşke gelmeseydik, buraya geldiğimizden beri beni ihmal ediyorsun."
"Üzgünüm, tahmin edemeyeceğim şeylerle karşılaştığımı sende biliyorsun." Elmas ağzının içinden homurdanırken hala Selim'in çocukları olduğunu kabullenemiyordu. Üstelik bu gün Selim ve o kadının alışveriş merkezinde olduğunu öğrendiğinde öfkeden deliye dönmüştü. Ne yapıp edip Selim'i götürmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLAY HANIM
General FictionTANITIM İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında...