Keyifli okumalar!
****
Genç adam avucundaki eli titreyerek tutuyordu. Kulaklarında ambulansın acı siren sesi çınlarken sarsıcı bir şekilde duran arabanın arka kapısı hızla açıldı. Selim sedyeyle ambulanstan indirilen genç kızın elini biran olsun bırakmamıştı. Ambulansın hemen arkasından kapıda duran arabadan Engin ve Dilay inip koşarak genç adamın yanına gelmişti.
"Bir şey söylediler mi?" Dilay endişeyle Selim'e sorarken Selim kızarmış gözleriyle genç kadına bakmıştı.
"İçeri aldılar, bir şey de söylemediler." Engin genç adamın omzunu sıkarken ona destek olmaya çalışmıştı.
"Gece Aydın'ın yakınları kim?" Selim genç kızın adını duyunca hızla konuşan hemşireye yönelmişti.
"Benim, bir şey mi oldu?" genç kızın kendisine uzattığı poşeti alırken soğuk bir şekilde "Gece hanımım üzerinden çıkanlar," diyerek yeniden sürgülü kapıdan içeriye girmişti. Selim eline tutuşturulan kanlı kıyafete bakarken gözünden aşağıya düşen yaşla yanına gelen Dilay'a bakmıştı.
"İyi olacak değil mi Dilay? Benim yüzümden ona bir şey olursa ne yaparım?"
"Saçmalama Selim senin ne suçun var?" diye çıkışan genç kadın adamın ıslak gözlerine odaklanmıştı.
"Elmas'ı hayatımıza ben soktum, bu kadar gözünü karartacağını tahmin edemedim."
"Kendin söylüyorsun, bunu bilemezdin. Hadi toparlan artık. Asıl düşünmen gereken Gece uyandığında ona nasıl bir açıklama yapacağın olsun!" Selim buruk bir şekilde gülümseyerek genç kadına bakarken "Yeter ki o iyi olsun ben bir şekilde kendimi affettiririm." Selim'im sözleri ile Engin araya girmişti.
"Eve haber vermemiz gerek, çocuklar perişan olmuş durumda. Özellikle Enes ablasını o şekilde gördükten sonra korkmuş olmalı." Selim başını sallarken Dilay telefonunu alarak acilden dışarıya çıkmıştı. Genç kadının uzaklaşmasıyla Engin Selim'in yanına oturarak derin bir nefes almıştı.
"Kendini suçlamayı bırak, olanların önüne geçemezsin."
"Bizi korumaya çalışırken vuruldu Engin nasıl kendimi suçlamam."
"O bir polis Selim, bu tip olaylarla sürekli karşılaşıyordur. Üstelik hep karşılaşacak. İlk darbede böyle dağılırsan ilerde ne yapacaksın?" Engin'in sözleriyle Selim gerilmişti. Adam haklıydı, Gece bir polisti ve bu tip tehlikelerle sürekli karşı karşıya gelecekti. Peki kendisi buna dayanabilecek miydi? Sürgülü kapı yeniden açıldığında hızla yerinden doğrulmuştu.
"Gece nasıl?" Selim doktorun karşısına çıktığında adam duraksayarak ona bakmıştı.
"Birazdan ameliyata alacağız, kurşun neyse ki içerde kalmamış."
"Ne demek bu?" Selim'in sorusu ile doktor konuşmuştu.
"Şu anda acil ameliyata girmemiz gerekiyor. Biz elimizden geleni yapacağız. Neyse ki hastamız genç ve sağlıklı. Bu yüzden umutluyuz." Doktor genç adamın daha fazla soru sormasına izin vermeden hızla geri dönmüştü.
"Sanki bir şey saklıyordu," diyerek Engin'e dönen genç adam Engin'in de gerildiğini fark edince iyice korkmuştu.
"Sakin ol Selim, elimizden dua etmekten başka bir şey gelmez." Selim elindeki poşeti sıkarak az önce kalktığı yere yığılırcasına çökmüştü. Birkaç dakika sonra kapı açılıp içeriden sedye ile çıkarılan genç kızı gören Selim hemen yerinden doğrulmuştu. Gece'nin boşta kalan elini tutarak dudaklarına götürürken "Buradayım, dayan lütfen," diye kıza seslenmişti. Sağlık görevlisi sedyeyi ameliyat asansörüne götürürken Selim'e dönerek "Siz burada kalmalısınız, beklemek için iki kat aşağıda ki ameliyathane kapısına inebilirsiniz." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLAY HANIM
General FictionTANITIM İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında...