Keyifli okumalar
***
Genç kadın gözlerini kapatarak bir süre kendine gelmeye çalışmıştı. Karşısında ki adam ona o kadar şefkatle bakıyordu ki Dilay'ın adamı karşılıksız bırakmasına olanak yoktu. Gözlerini araladığında genç kadının yanağından aşağıya incileri akarken Engin dayanamayarak yanağında ki ıslaklığı silmeye başlamıştı.
"Yapma, ağlama..."
"İlk kez bu kadar çok korktum Engin. Düşündüğüm tek şey çocuklarıma ne olacağıydı." Engin kızı hafif doğrultarak sıkıca sarılmıştı. Dilay'ın engel olacak takati yoktu. Engel de olmak istemiyordu. Babası öldüğünden beri ilk kez biri ona içten bir şekilde sarılıyordu. Engin geri çekilerek salonun kapısına baktığında ev sahibinin kızının kendilerine baktığını görmüştü.
"Şey, polisler geldi." Engin başını sallarken polisler eve girerek genç kadının yanına gelmişti.
"Dilay Hanım?"
"Evet benim," diyen genç kadın polislere onay verince engin kaşlarını çatmıştı. Olaydan bir haber olan polisleri mi çağırmışlardı.
"Kaçırıldığınıza dair ihbar vardı. İfadenizi almak için merkeze gitmemiz gerekiyor."
"Şimdi gelmek zorunda mı? Gördüğünüz gibi kendisi biraz rahatsız."
"Biz işimizi yapıyoruz beyefendi, şimdi Dilay hanımı merkeze götürmek zorundayız."
"Hiçbir yere götürmek zorunda değilsiniz. Siz hangi şubeden geldiniz?" adamlar Engin'in sorusu ile duraksamıştı.
"Anlamadım." Polis memuru kaşlarını çatarken Dilay da şüpheyle karşısında ki iki polise bakmıştı.
"Anlaşılmayacak bir şey yok. Kimliğinizi görebilir miyiz?" Polis Engin'in sözleri ile öne çıkmıştı.
"Polise mukavemet mi göstereceksiniz?"
"Elbette hayır tabii gerçekten polisseniz." Engin telefonunu eline alarak adamlara bakmıştı.
"Bakın beyefendi işimiz başımızdan aşkın biri oyalıyorsunuz."
Hangi şubeden olduğunuzu söylemiştiniz?" Engin'in telefonla uğraştığını gören adamlar gerilmişti. Bu durum Dilay'ın da dikkatini çekmişti. Genç kadın yerinde doğrulurken birden Engin'e doğrultulan silahla dişlerini sıkmıştı. Engin alaycı bir şekilde gülümseyerek iki adama bakmıştı.
"Gerçekten buradan çıkabileceğinizi düşünüyor musunuz?"
"İşimize karışmamalısın, kadını alıp gideceğiz." Dilay endişeyle genç adama bakarken ona zarar gelmesine dayanamayacağını biliyordu.
"Engin bırak gideyim."
"Asla, sen söylememiş bende duymamış olayım. Birazdan gerçek polisler gelecek."
"Engin lütfen benim yüzümden sana bir şey olmasına dayanamam." Engin kadına hüzünlü bir şekilde gülümseyerek başını iki yana sallamıştı.
"Seni asla vermem Dilay, hala anlamıyor musun? Sen benim için çok önemlisin," dediğinde Dilay ağlamamak için dudaklarını ısırmaya başlamıştı.
"Engin Bey polisler..." Gökhan'ın salona girmesiyle dikkatleri dağılan adamlar, Engin'in ileri atıldığını görememişti. Genç adam kendisine yakın olan adamı etkisiz hale getirerek hızla silahını diğer adama çekmişti. Gökhan şaşkınlıkla salondakilere bakarken hızla öne çıkmıştı.
"Şimdi ne yapacaksın? Arkadaşının sana yardımı olmaz artık. O tetiği çekersen sende ölürsün," diyen Engin oldukça soğukkanlıydı. Dilay olanlara inanamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLAY HANIM
General FictionTANITIM İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında...