28. Bölüm

1.5K 130 1
                                    


Keyifli okumalar!

***

Küçük çocuk güçlükle gözlerini araladığında yattığı yatağın tam karşısında duran camdan kendisine gülümseyerek bakan kızı görünce gözleriyle gülümsemişti. Elini kaldıracak gücü yoktu ama serum takılı kolunu hafif kaldırarak kıza el sallamıştı. Daha önce küçük kızı gördüğünü sanmıyordu. Kız kıvırcık saçları iki yanda tutturulmuş o kadar sevimli görünüyordu ki hasta olan oğlan onun kendisini almaya gelen melek olduğunu bile sanmıştı. Yanında üzerinde garip kıyafetlerle duran babasına bakışlarını çevirerek güçlükle konuştu.

"Melek geldi baba, beni alacak mı?" dediğinde adam oğlunun sözleriyle çok korkmuştu.

"O nasıl söz Selim, kimse seni almayacak."

"Ama annem dedi ki ölen insanlar korkmasın diye Allah ona en sevdiği meleği gönderirmiş. Ama benim sevdiğim melek değil bu." Diyen çocuk nefes nefese kalmıştı. İşaret parmağıyla da camdan kendisine bakan küçük kızı göstermişti. Mehmet Bey oğlunun işaret ettiği yere bakarak rahat bir nefes almıştı. Camdan kendilerine bakan küçük kızı görünce adam da gülümsemişti. Biran oğlunun gerçekten de melek gördüğünü düşündüğünde canından can gitmişti.

"O melek değil oğlum, o senin yeni arkadaşın olacak. Sen iyi olduğunda seninle oynayacak." Selim babasının sözleriyle çok mutlu olmuştu. Kardeşi Seyhan'dan başka arkadaşı yoktu. Küçüklüğünden beri hassas bir çocuk olduğu için fazla arkadaş edinemiyordu. Daha doğrusu mikrop kapmaması için resmen tecritte yaşıyor gibiydi.

"Gerçekten mi?"

"Evet, sevindin mi?" Selim gülümsemeye çalışarak gözlerini kapatmıştı. Bu kadar dayanması bile Mehmet Bey için sevdiriciydi. Oğlunun elinin üzerini öperek steril odadan çıkarken hemşirenin yardımıyla üzerinde ki kıyafetten kurtulmuştu. Hala camdan oğlunu izleyen küçük kızın yanına giderek onu kucağına aldı.

"Sen neden yalnızsın burada?"

"Babam dedi ki burada onu bekleyecekmişim." Mehmet Bey başını sallayarak kızın yanağını öpmüştü. Küçük kız o kadar şekerdi ki oğlunun onu melek sanmasına şaşırmıyordu.

"O ne zaman iyileşecek?"

"Çok yakında canım. Biliyor musun babam bir kahraman olacak."

"Benim babam hep kahraman ki." Gece kendinden emin bir şekilde adama cevap verirken adam günler sonra ilk kez içten bir şekilde gülümsemişti. Birkaç dakika sonra Gece'nin babası da onlara katılmıştı.

"Kızım, gördün mü Selim abini?"

"O benim ağabeyim değil babacım, sende biliyorsun." Adam kızının sözlerine şaşırmıştı.

"Ama senden büyük olduğunu söylemiştim."

"Olabilir, annem onu karnına taşımadığına göre abim sayılmaz değil mi?" Küçük kızın zekice cevapları iki adamı da güldürmüştü.

"Tamam küçüğüm abin değil, hadi gidelim o zaman."

"Baba Selim ne zaman iyi olacak?" Mehmet beyin kucağından babasının kucağına geçen küçük kız kollarını adamın boynuna dolamıştı.

"Yakında iyileşir canım, sen merak etme." Gece babasının omzunun üzerinden Mehmet beye bakarak önden eksik dişleriyle gülümsemişti.

"Selim uyanınca beni arar mısın Mehmet amca, onunla oynamak istiyorum."

"Selim iyi olsun oynarsınız canım," diyerek kızın yanağını okşamıştı. Mehmet Bey adama dönerek içten bir şekilde teşekkür etmişti. "Çok teşekkür ederim. Allah senden razı olsun sayende oğlum için bir umut ışığı doğdu. Allah seni onun iyileşmesi için vesile gönderdi." Adam mahcup bir şekilde Mehmet beye bakarak "Tekrar geçmiş olsun," diyerek kızıyla birlikte hastaneden ayrılmıştı. Gece'nin babası iki gün önce Selim'e iliğini vermiş, sonra da kontrol için hastaneye gelmişti. yanında birkaç kez daha kızını Selim'i ziyaret etmesi için getirdiği için küçük kız Selim'e bağlanmıştı.

DİLAY HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin