12. SUÇ

927 89 22
                                    

Fotoğraf; Rana Seymen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğraf; Rana Seymen

Fotoğraf; Rana Seymen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya; Barbaros Bey

Bölüm şarkısı; Tuğba Yurt- Açmayalım

12. BÖLÜM

"SUÇ"


İki gün önce bir akşam vakti;

Kadın yaşama bir ömürlük bir borç takarken, hayat adama bir kadın borçluydu. Renkli düşler kurmak onların da hakkıydı.

Hayatları bir varmış bir yokmuş masalı gibiydi. Ata, bir gece yarısı o kaldırım üzerinde Rana'yı ağlarken bulduğunda yanından ayrılmamalıydı, ya da yılların ondan çok şey çaldığı Ata, yağmurun habercisi olan kapalı bir havada Rana'yı bir cami avlusunda, bir tabutun önünde yeniden görmemeliydi.

Bir varmış, bir yokmuş masalları bir kaldırım üzerinde başlamış, bir cenazede devam etmiş, ne zaman sonlanacağı ise hâlâ belli değildi.

Hikayenin adam tarafından sonlandırılacağı açıktı, adam bir gün çekip gitmesi gerektiğini biliyordu. Boynuna astığı günahı onu ikilemlerde bırakıyor, sevgilisinin yanında kalmaya zorluyordu fakat bir gün çelişkilerinden kurtulup hayatından çıkması gerektiğini en iyi o biliyordu.

En karanlık gece kış büyüsü değildi, gecenin efendi olduğu bir zamanda rüzgar ve yağmur ölümün nefesi olmuş, sonsuz ayrılığı olan ölümsüz bir aşk için baş göstermişlerdi.

Barbaros, Tamer'in işaret parmağını geriye katlayıp kırdığında duyulan kemik sesiyle Tamer acıyla ağzını açabildiği kadar açmış, odanın tavanına yüzünü çevirip avazı çıktığı kadar bağırmıştı.

"Hâlâ söylemeyecek misin?" Barbaros kırık parmağı bırakıp diğer elin parmağını tuttu ve geriye katlayıp kırmadan önce Tamer'in konuşmasını bekledi. "Onu her sıkıştırdığında niye sana karşı çıkmıyor?"

Tamer gözlerini yakan florasa ışığından bakışlarını aşağıya indirip Barbaros'un öfkeyle kasılmış yüzüne baktı. Bir gözü kapanmak üzereyken diğeri kan çanağına dönmüştü. Ak saçları kırmızı rengine çalmış, üstü başı dağılmıştı. Bir sandalyede elleri ve bacakları bağlı bir şekilde oturuyordu.

BAZILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin