21. KAYBEDİŞ

481 43 12
                                    

Köfn - Bi' Tek Ben Anlarım
Eylem Aktaş- Yüreğimden Tut
Melike Şahin & Mert Demir- Pusulam Rüzgar

Köfn - Bi' Tek Ben AnlarımEylem Aktaş- Yüreğimden TutMelike Şahin & Mert Demir- Pusulam Rüzgar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


21.BÖLÜM

"KAYBEDİŞ"

Eksik bir cümleydim ben...

İki satır yazmak istersin de başını bilmediğin ama sonunu bildiğin bir cümle. Ya da bir devri kapatmak ister gibi son cümlesini tamamlanan gereken ama bir türlü devam ettiremediğin için eksik kalmış bir cümle. Hal böyle olunca iki satır da yazılmaz, eksik kalınırdı.

On üç yaşımda olduğumu ve Nesrin Teyze'yle kaldırım üzerinde yürüdüğümüz an gözümün önüne geldiğinde belki gülümsem gerekirdi ama onun yerine içimin burkulduğunu hissettim.

Kış vaktiydi ve kar yağıyordu. Nesrin Teyze'nin üzerinde bir şey yokken, benim üzerimde onun montu vardı. Çünkü saatler öncesinde benim montunu bilmediğim birileri tarafından çalınmıştı. Nesrin Teyze bana montunu giydirdikten sonra sürgüsünü yukarıya kadar çekmiş, yüzümün bir kısmını kapatmıştı. Kolları büyük gelen monttan ellerimi bulup yüzümü açmak istemiştim fakat başarısız olunca, sinirle Nesrin Teyze'ye alttan alttan bakarak, "Of Nesrin Teyze!" diye söylenmiştim. "Boğuluyorum, şunu biraz aşağıya indir." Dizlerime kadar uzanan montun kollarını kaldırıp ona göstermiştim. "Ellerimi de çıkartamıyorum."

Nesrin Teyze yüzünü göğe kaldırıp kahkaha attığında komik göründüğümü düşünüyordum çünkü yanımızdan geçen birkaç insanın da bana güldüklerini görmüştüm. Nesrin Teyze yeniden bana dönmüştü fakat yüzümü açmayı bırak montun şapkasını başıma geçirdi ve bu defa gözlerimi de kapatmıştı. "Sus bakayım." Yürüdüğümüz için ve kapanan görüş açımla onun yüzünden düşme tehlikesi geçirmiştim fakat anında toparlanıp şapkanın izin verdiği kadar yüzüne bakmaya çalışmıştım. "Hava çok soğuk, yüzünü açma."

Onun gülmesi beni de güldürmüş, elini tutmamı sağlamıştı.

Buğulu gördüğüm arabanın küçük penceresinde kendimi ve yaşadıklarımı göz önüne getirirken, Nesrin Teyze'nin gidişiyle yeniden ne kadar eksik kaldığımı hissediyordum. Zaten eksik bir hayatın içindeydim ama bu yokluk hissi kendini şimdi daha fazla belli ediyordu.

Ben yirmi üç olmuş, Yavuz yirmi beş olmuştu ki, bana olan hislerini biraz daha belli ediyor, olur olmadık her yerde karşıma çıkar olmuştu. Yine bir kaldırım üzerinde Baha'yla beraber mahalleye yürürken, Yavuz ansızın önümüze çıkmış, Baha'dan hesap sormuştu. Baha'ya benden uzak durmasını, benim etrafımda dolanmasını istemediğini söylemeye çalışmıştı. O zamanlar ne ben ne de Yavuz, Baha'nın Esin'e duyduğu ilgisinden haberimiz yoktu. Yavuz da bu yüzden bizi yanlış anlamıştı.

BAZILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin