36. AĞ

403 39 19
                                    

GÖKSEL 👇
Aşk Bitti
Kelepçe
Acıyor
Aşkın Yalanmış

GÖKSEL 👇Aşk BittiKelepçe AcıyorAşkın Yalanmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ISLAK YEŞİL | AĞ

"36"

Hayallerimi kağıttan uçak yapıp gökyüzüne bırakmaktan korkuyordum; o kâğıt parçasını benim parmaklarımın arasından çıkmasını istemiyordum. Sevinçlerimi kağıttan gemi yapıp belirsiz bir rotaya yönünü vermekten korkuyordum; o kağıdı iten ben olmak istemiyordum. Ancak, şöyle bir düşününce; bir annenin kızı olduğunu bilen, ama bunu hiç hissetmeyen, kendince büyük bir aşk yaşamış ve derin acılarla birlikte en güzel duygularını uzun zaman önce, soğuk olmasa da, kış vakti olmasa da, donmuş olmasa da, onları toprağa gömen o kızdım. Yani, kısacası; sanırım az önce söylediklerim yine eyleme geçecek, söylediklerim yalnızca zırvalamaktan ibaret kalacaklardı.

Barbaros'un üzerindeki bakışlarımı ondan alıp karşımdaki adama çevirdiğimde anlamaya çalışmaya devam ederek, "Kimsin sen?" diye sordum. Belki dünyanın en önemli sorusuydu belki de değildi. Bildiğim tek şey dönen bir şey varsa, ortasında benim olduğumdu...

Esin de yanımda merakla durmaya devam ediyordu.

Sonra orta yaşlardaki adam elini uzatıp, "Haris," dedi çok basit bir şeymiş gibi. Oysa ki az önce de adını zaten söylemişti.

Barbaros hızla merdivenleri tırmandığında amcasının tam da karşısında durmaya başladı. "Amca..." sesi gergindi, ifadesi endişeden uzak ve sertti. Hoşuna gitmeyen bir şeylerin olduğunu anlayabiliyordum. "Ankara'ya da ne zaman geldin?"

"Bu senin için çok mu önemli?" diye sordu amcası. "Ne önemi var?"

Barbaros cevap vermedi ama ifadesini biraz da olsa sertleştirip amcasının tepkisinin hoşuna gitmediğini belli etti.

Haris Yıldıray'ın bakışları üzerime çevrildiğinde, "Uzun yoldan geldim," dedi. "Biraz içeride dinlenebilir miyim?"

Bir ona bir Barbaros'a bakmanın hemen ardından, "Misafir perver biri olduğumu da nereden çıkardın?" diye sordum. Şaştı kaldı ve ne diyeceğini bilemedi. "İyi günler."

Esin'i içeriye çekip kapıyı yüzlerine kapattığım an hiç beklemeden odama ilerledim. "Sakın kapıyı açma! İçeriye girsinler istemiyorum. Üstümü değiştirip dışarıya çıkacağım, odaya da gelme."

Odama girer girmez tahta dolaplarıma gidip kendim için kıyafet aradım. Siyah fileli bir etek, temiz iç çamaşırları, kırmızı ve beyaz çizgilere sahip ince bir kazak almanın ardından siyah ince kilotla çorap da çıkarıp yatağa gittim, üzerimdeki bornozdan sıyrılıp yere bıraktım. Hemen ardından da giyinip çorabıma uzanmıştım ancak kapı pat diye açılınca çorabı ayağımdan bile geçiremedim.

BAZILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin