17. BAZILARI

711 69 15
                                    

Uçurumun kıyısında yaprakları tek tek dökülmüş, kökünden kopmak üzere olan fulya çiçeği gibiydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uçurumun kıyısında yaprakları tek tek dökülmüş, kökünden kopmak üzere olan fulya çiçeği gibiydim. Öyle ki tutsağı olduğum adam vicdana gelmiş, merhametini benden esirgememişti.

Bana, tuzakların içine çekildiğim için yollarımızın kesiştiğini söylemişti. Yani bu demek oluyordu ki bana inanmıştı ve aklına da mantığına da benim yapamayacağımı kabul ettirmişti.

O zaman neden mutlu değildim?

Gözlerini bana dikmiş, öfkeyle kasılan adamla yollarımızın bir gün ayrılacağını bildiğim için miydi hissettiğim mutsuzluk?

Canler Bey benden uzaklaştığında ellerim avuçları arasında yerini bulmuştu. Kontrolsüz bir şekilde Nalan Hanım'ın bizi izlediği yere bakışlarım kaydığında onu yerinde göremedim ama Esin ve Sevim hâlâ oldukları yerden bizi izliyorlardı.

"Yaşadığınızı her şeyi biliyordum fakat Sevim'in kayıp kocasını senin öldürdüğün aklımın ucundan bile geçmedi," dedi ancak sonra ne düşündüyse sustu. "Seni buraya, yanıma almak istememin en büyük sebebi bana yardım etmeni istememden kaynaklanıyordu. Ben seni görmeden önce şüphelerimden çoktan uzaklaşmıştım bile."

"Annemin, babamın, kardeşlerimin üzerine yemin ederim ben yapmadım," dedim. Bir yandan da ellerimi hâlâ bırakmazken rahatsızdım. Barbaros bize bakıyordu ve biraz daha gerilip rahatsız oluyordum. Fakat yanlış anlaşılacağımı düşünerek de ellerimi geri çekemiyordum. "Oraya girdikten sonra Agit'i gördüm, onun dışında onunla hiçbir alakam yok."

Başını olumlu anlamda salladığında ellerimi bırakmış, beni rahatlatmıştı. "Kimin yaptığını bulacağım. Sen de eski hayatından daha iyi bir hayata geri döneceksin."

Barbaros'un gideceği, olmadığı bir hayatta benim için iyiliklerin olacağını düşünmüyordum. Onu görememek, hep özleyeceğimi bildiğim için şimdiden bütün iyi hayatların üzerini karalamıştım.

"Kız kardeşlerin yanında güvende olacak, iyi olacaksınız." Büyük bir kararlılıkla, "Söz veriyorum," diye ekledi

"Teşekkür ederim... Gerçekten... Bana güvenmeniz çok kıymetli."

"Umarım güvenimi boşa çıkartmazsın Rana," dedi bu defa. Hâlâ şüpheleri vardı sanırım. "Belki de hayatımda bir ilki yaptım ve sorgusuz sualsiz birine güvenmeyi tercih ettim." Lütfen beni yanıltma, der gibi bakıyordu. Bana güvenmek onun için bu kadar önemli miydi? "Lütfen beni yanıltma."

"Sizin için her şeyi yaparım," dedim çok kararlı bir sesle. "Size kuru kuru sözler vermeyeceğim." Vurgu yapmak ister gibi kaşlarımı kaldırıp, "Göstereceğim," dedim. "Bana inandığınız için sizi asla pişman etmeyeceğim."

"Teşekkür ederim. Sana inanıyorum." Ellerini ceplerine bıraktığında, "Artık eve geçelim," dedi. "Hava soğuk."

Geriye dönmesiyle Barbaros'u gördü. Önce şaşırdı sonra da, "Geldin mi?" diye sordu.

BAZILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin