aeri.

304 28 56
                                    

"Annecim, Aeri geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Annecim, Aeri geldi. Kapıda bekliyor."

Hazırlanmaya çalışırken toplanmayı bırakıp kafamı kapıdan uzattım. Çiçeklerin arasından Aeri'yi gördüm.

Dün çiçekçide kalmıştık, eve dönmemiz gerektiğinde vakit çok geç olmuştu. Burada kalabileceğimiz bir oda olunca anneme bugün burada kalıp kalamayacağımızı sormuştum. Babam da nöbetteydi, oldukça uzun süren nöbetleri oluyordu. Sadece ikimiz olunca anneme de burada kalmak mantıklı gelmişti.

Aeri sabah arayıp birlikte okula gidip gidemeyeceğimizi sormuştu. Olur, demiştim. Şimdi de gelmişti, ceketimi üstüme geçirdikten sonra çantamı da alıp odadan çıktım.

Annemin dükkândaki müşteriye çiçeği hazırlamasını umursamadan koşarak yanına gidip yanaklarına kocaman bir öpücük bıraktım. "Görüşürüz." dedim Aeri'ye yetişmek için hızlı bir şekilde yanından uzaklaşırken. "Seni seviyorum." diye bağırdım ardından da.

"Ne zaman geldin?" Aeri ile uzun sayılabilecek bir zamandır tanışıyorduk, lisenin ilk yılındaydık. Ailem de onu tanıyordu, aynı şekilde ailesine de. Birlikte vakit geçirmemize bir şey demiyorlardı, evlerimize kalmaya gidiyorduk. Ailelerimiz de buluşuyordu. Belki de herkesin imrendiği gibi bir arkadaşlığımız vardı.

"Çok olmadı." diye mırıldandı Aeri dükkânın kapısını açarken. Yüzünde garip bir ifade vardı. Onun ardından ben de kapıdan çıktıktan sonra Aeri arkasına baktı. "O kimdi?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Kim?" dedim arkamı dönüp içeri bakmaya çalışırken. Çiçeklerden içerisi net olarak görünmüyordu. Camları, duvarları, her yeri çiçekler kaplamıştı.

"Müşteriydi herhalde." dedi Aeri önüne dönerken. "Birine benzettim sanırım." Kafamı anladığımı belirtirce salladıktan sonra kafamı yola çevirdim. Dün gece yağan kar tutmuştu, her yer bembeyaz bir örtüyle kaplıydı. Çok güzel görünüyordu, tertemizlerdi.

"Senin neyin var?" Bugün biraz dalgın gibiydi, başka bir gün olsa çoktan bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Yan yana gelince durgun geçen dakikalarımız maksimum bir dakikadan ibaret oluyordu.

"Mark'la kavga ettik." dedi oflayarak. Böyle bir şeyi bile sakin bir şekilde söylediği için ona baktım. "Ne oldu?" dedim merakla. O ikisinin kavga etmesi imkansızdı, birbirlerine sürekli sataşıyorlardı ama asla ciddi boyutta hiçbir şey olmamıştı.

Mark'la Aeri sevgili değildi ama öyle gibi davranıyorlardı. Aralarındaki ilişki biraz karışıktı, onları tanımayan biri sevgili olduklarını düşünürdü. Gerçekten öyle görünüyorlardı. İkisi de birbirinden hoşlanıyordu, ikisi de bunun farkındaydı. Ama birbirlerine bunu söyleyemeyecek kadar bencil ve inatçılardı.

"Ningning onu bir kızla görmüş. Bana söyleyince de Mark'ı aradım. Biraz fazla acele ettim sanırım. Ona güvenmediğim için baya sinirlendi." Yerdeki karları ezerek ilerlerken kafasını kaldırıp bana baktı. "Dün akşamdan beri de mesajlarıma cevap vermedi."

"Kız mı?" dedim kaşlarımı çatarak. "Ne alaka? Kimmiş?"

"Asıl sorun o, kız Mark'ın kuzeniymiş. Olay gerçekten klişeye döndü." Aeri'ye Mark'a söylemesi konusunda çok ısrar etmiştim, ama her seferinde yapmayacağını söylemişti. Bir süre sonra da vazgeçmeye karar vermiştim. Sonuçta onların arasındaydı, Aeri yapmıyorsa bile Mark yapmalıydı. İkisi de biliyordu, bu kadar kör olamazlardı.

"Sıkıldın, biliyorum ama..." dedim birçok kez konuştuğumuz konuyu tekrar açarken. "Mark'a söylersen rahatlayacaksın Aeri."

"Tch." Omuzlarını silkip söylediği şey üzerine gözlerimi devirdim. "Öyle bir şey varsa onun söylemesi lazım."

"Niye?" dedim kaşlarımı çatarak. Gurur yapması gereken en son konu buydu belki de, ama dediğim gibi ikisi de birbirlerinden bunu saklayacak kadar bencillerdi. "Mark bir şey söylemeden söylemeyeceğim."

"Böyle devam edin ikiniz de." dedim oflayarak. "İkiniz de bu kadar inatçıyken yalnız öleceksiniz." Bir daha ikisine de bunun hakkında hiçbir şey söylemeyecektim, ikisi de hiçbir şeyi umursamıyordu.

"Çıkışta yemek yemeğe gidelim." dedim kafama yanıma aldığım bereyi takmaya çalışırken. Hava gerçekten çok soğuktu, bu gidişle hasta olmadan eve gelemeyecektim.

"Olur." dedi Aeri bana bakarak. "Mark'ı çağırmayacaksın." İşaret parmağını bana doğrultarak söylediği şey üzerine gözlerimi devirdim. "Tamam." dedim bıkkınlıkla.

༘ *🥽✩°̥🐰࿐୨୧
11. sınıf olmak çok yoruyo.

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin