party?

138 12 112
                                    

İçimde gerçekten çok kötü bir his vardı, bir şey olacak ve bütün her şey bozulacakmış gibi hissediyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçimde gerçekten çok kötü bir his vardı, bir şey olacak ve bütün her şey bozulacakmış gibi hissediyordum. Etrafımda olan olaylara alışmak, onları kabullenmek bu kadar zor olmuşken bir daha bir şey olması kaldırabilir miydim emin değildim.

Partiye falan gitmiyordum. Aeri'nin ısrarlarına rağmen gitmeyecektim. Yine de Jeno'ya bir şey söylememiştim. Ne kadar çok iyi anlaşamıyorlarmış gibi görünseler de arkadaşı olduğunu birinin bana böyle davrandığını öğrenmesini istemiyordum. Belki anlık olan bir şeydi.

Aeri beni zorla otobüse bindirmiş ve partinin olacağı yere getirmişti. Yanlış anlamayın partiye gitmeyecektim, Aeri bir şey olursa yakında olmamı söylemişti. Sonra da "Yakında bir kafeye otur, ne yapasaksan yap." diye eklemişti.

Yani dışarıda olma fikri çok rahatsız etmediği için tamam demiştim, o da Mark'ı arayıp gelmesini ve partiye gideceklerini söylemişti.

Hava geceleri soğuyordu, bu yüzden evden çıkmadan önce ince bir kazak giymiştim. Onları partinin olacağı yere bıraktıktan sonra yakınlarda gördüğüm bir kafeden içeri girdim.

Ortalara doğru boş bir masa vardı. Eşyalarımı oraya bıraktıktan sonra kahve almak için kasaların yanına ilerledim. Siparişimi beklerken elime telefonumu aldım. Rastgele birkaç yere girip internette dolaştıktan sonra hazır olan kahvemi alıp masaya geri döndüm.

Bu arada Jeno'yla aramızda olan kötü hiçbir şey yoktu. Jaemin'in söylediklerinden sonra Jeno'dan belki şüphelenebilirdim ama inanın aklımdan öyle bir şeyin olabileceği düşüncesi bile geçmiyordu.

Bez çantamın içinden getirdiğim oldukça kalın sayılabilecek kitabı çıkardım. Her boş dakikamda ders çalışmak artık zorunlu bir hale gelmişti benim için. Bir süre vaktimi böyle değerlendirdikten sonra telefonuma gelen mesajla dikkatim dağılmıştı.

+82 10-xxxx-xxxx
Sana gelmek isteyebileceğini söylemiştim.
Çok şey kaçırıyorsun Jimin.
📷 fotoğraf

Gelen fotoğrafın üstüne tıkladığımda kaşlarımı çattım. Öpüşen iki insanın fotoğrafı vardı. Önce ne olduğunu anlayamadım. Erkek olanının yüzü tam olaram görünmüyordu ama saçları, kıyafetleri... Her şeyiyle Jeno'ya o kadar çok benziyordu ki...

Kıza bakmaya başladığımda ilk andan onun Doyeon olduğunu fark ettim. Onu yanlış görüyor olamazdım. Oydu.

Ellerim titremeye başladığında fotoğraftan çıkıp Jeno'yla olan mesajlaşmamıza girdim ve ellerimi klavyenin üstünde gezdirmeye başladım.

siz
Neredesin?

Mesajlarda okuması için beklerken beş dakika boyunca hiçbir şey gelmemesi ve mesajı okuduğunda dair hiçbir şey gelmemesi üzerine stresle dudaklarımı kemirdim.

Gerçekten bunu yapıyor olamazdı değil mi?

Jaemin'den mesaj geldiğinde onun numarasının üstüne tıkladım.

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin