Lise hayatının ne kadar mükemmel, ne kadar eğlenceli olduğunu söyleyen insanlar vardı. Son seneme kadar bu söylenenlere o kadar karşıydım ki... Hayatım sadece dans, iki tane arkadaşım ve derslerden ibaretti.
Ama son yıl... Bir o kadar da tesadüf şek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Çok sıcak, dikkat et."
Jeno kantinden pizza alıp yanıma geldiği zamanın üstünden üç dakika geçmişti. Konserin başlamasına çok az kalmıştı ama biz daha doğrusu benim ısrarım üstüne pizza yemeye gelmiştik. Aeri geç kalacağımız için baya söylenmişti, bizi beklemeden Mark'ka ikisi önden gitmişlerdi.
Soğuması için bekleyemediğimden pizzaya uzandım, büyük bir ısırık aldıktan sonra "Sen de ye şundan." diye mırıldandım. "Aç değilim." dedi ama birkaç dakika içinde o da dayanamayıp bir dilimini eline aldı.
Beş dakika içinde kocaman pizzayı yediğimizde peçeteyle ağzımın kenarlarını sildikten sonra ayağa kalktım. "Geç kalıyoruz." dediğimde Jeno pizza kutusu çöpe atıp yanıma geldi.
Okulun hoparlörlerinden duyulan anons konserin başlamak üzere olduğunu söylüyordu. Jeno'nun elinden tutup koşmaya başladığımda bir yandan da eteğim uçmasın diye onu tutuyordum.
"Jeno." Aniden durmasıyla düşecek gibi olmuştum. Yan sınıftan biriydi. Birleşik olan ellerimize baktım; insanların önünde böyle durmamız garipti, değil mi? Elimi Jeno'nun elinin arasından çektim.
Çocuk birkaç saniyeliğine bana bakıp tekrar Jeno'ya döndü. Tuhaftı, insanların beni Jeno'nun yanında gördüklerinde yüzlerinde oluşan garip bir ifade vardı ve bundan çok rahatsız oluyordum.
"Akşam sahile gideceğiz." Jeno kolunu omzuma atıp beni kendine çektiğinde dengemi kaybedip onun koluna tutundum. Ani hareket yüzünden şaşkınca yüzüne baktım ve gözlerimi yavaşça karşımızdaki açık kumral saçlı çocuğa döndüm. "Gel istersen." dedi. Sonra bana baktı ve gülümseyip "Yani gelin, ikiniz de." diye konuştu.
"Bakarız." Jeno'nun içten bir şekilde gülümsediğini gördüğümde aklıma birkaç gün önce Jaemin'i gördüğü zaman geldi. O zamanki haliyle şimdiki hali arasında uçurumlar vardı. O zaman nasıl anlatsam rahatsız olduğu her halinden belli oluyordu. Şimdi ise çok daha rahattı.
"Hepimiz toplanıyoruz." dedi. "Senin de gelmeni istiyorlar."
"Donghyung." diye mırıldandığında ona baktım. "Jaemin... Neler olduğunu duydun, o varken gelmemi bekleme benden."
"Yok." dedi hızlıca. "Ona haber vermedik. Ne zamandır toplanmadık, gel işte. Jaemin gelmez zaten, okula bile gitmemiş iki gündür. Hem kafan dağılır biraz."
"Jeno." diye mırıldandığımda birkaç saniyeliğine bana bakıp gülümsedi. "Haber veririm ben sana." dedi ve hafifçe eğilerek az önce gitmeye çalıştığımız yöne döndü.
"Eski okulumdan arkadaşımdı." diye mırıldandı kim olduğunu sormama bile fırsat vermeden. "Ailesi bu tarafa taşınınca buraya nakil oldu."
"Çok yakın değilsiniz herhalde." diye mırıldandım. "Hiç görmemiştim onu."
"Yani..." diye mırıldandı. "Çok sık konuşuyorduk aslında ama Donghyung daha çok kendi halinde takılıyor. O yüzden pek yanıma gelmemiştir." Anladığımı belirtirce kafamı salladıktan sonra Jeno'nun kolunun altından çıkıp elini tuttum. Okulumuzun büyük bahçesinin diğer ucuna ilerlemeye çalışırken kalabalığın içinden geçiyorduk.
"Diğerleri?" diye sordum bu sefer de. "Herkes geliyor, dedi."
"Eski okulumdan arkadaşlarım." dedi. Önüme geçip kalabalığın adeta yararak ilerlerken ben de arkasından yürüyordum. "Arada toplanıyorduk öyle dışarıda. Jaemin de bizimleydi ama biz Doyeon'la ayrıldıktan sonra Jaemin onlarla arası açtı. Zaten o gün eve geldiğinde o yüzden çok şaşırmıştım."
Her şey kafamda yerli yerine oturmaya başlıyordu. Jaemin'in o günkü konuşmaları, sonrasında olanlar...
Elimi bırakıp arkama geçti ve iki eliyle omzumu tuttu. "Akşam gidersem sen de gelir misin?" diye sorduğunda kafamı iki yana salladım. "Hadi... Seni tanıştırmak istiyorum onlarla."
"Hiçbirini tanımıyorum Jeno." dedim. Güldüğünü duydum. "Tanısaydın onlarla taşınman saçma olurdu sanki Jimin." Söylediğinde ciddi olup olmadığını anlamak için omzumun üstünden yüzüne baktım. "Şaka mı yapıyorsun?"
"Sen şaka mı yapıyorsun Jimin?" diye mırıldandığında karşıdan bize el sallayan Aeri'yi görmemizle oraya ilerlemeye devam ettik. "Seni merak ediyorlar. Ayrıca çok eğlenceliler, sen de onları seversin."
Yeni ortamlara girmek benim için bir sorun değildi, yanımda Jeno olacağı için yabancılık çekeceğimi de düşünmüyordum ama gidersem Jaemin hakkında bir şeyler konuşulursa diye pek istemiyordum. Günlerdir sadece aklımda o dakikalar vardı ve bir daha öyle bir şey olurda diye çok korkuyordum. Jaemin'le karşılaşma fikri bile çok korkutuyordu.
"Jeno." dedim. Yüzüne baktığımda gördüğüm meraklı ve cevabımı bekleyen ifade ile söyleceklerimden vazgeçtim. "Tamam, gidelim." diye mırıldandım.
![third of december [karina & jeno]](https://img.wattpad.com/cover/295627755-64-k948207.jpg)