after all that nightmare

146 14 46
                                    

Bütün gece Jeno yanımdaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bütün gece Jeno yanımdaydı. Bir elin hiçbir zaman elimi bırakmamıştı. Bir süre sonra göğsümden kafasını kaldırıp yanıma yatmıştı ve arkadam sarılmıştı bana. Böyle durmak çok iyi hissettirmişti, kendimi gerçekten güvende hissetmiştim.

Güneş havayı aydınlatmaya başladığı sırada gözlerimi araladım. Saat beşe geliyordu ve güneş ışıkları karanlığı delmeye başlamıştı. Bütün gece doğru düzgün uyuyamadığım için daha fazla yatmak istemediğime karar verip Jeno'ya döndüm.

Uyuyordu. Doğrusu çok yorgun duruyordu ve onu uyandırmak istemiyordum. Çok fazla kıpırdamamaya çalışarak elimi telefonuma uzattım.

Aeri'nin attığı mesajlara girdim.

aeri
Nerdesin sen? [21.55]
Jimin!! [22.05]
Nerdesin? [22.06]

Jimin, bir yere gideceksen haber ver. [22.15]
Bir şey olmadı, değil mi? [22.17]

Jimin, fotoğraf... [22.30]
İyi misin? [22.30]
Buraya gelmemizi söylediğim için özür dilerim. Böyle bir şey olacağını düşünmemiştim. [22.32]

Jeno yanında, değil mi? [22.40]
Jimin!! Cevap ver, korkuyorum. [22.41]

Annene bizde kaldığını söyledim. [22.45]
Sabah erkenden eve git, tamam mı? [22.50]
Dikkat edin. [22.50]

Aeri olmasa gerçekten ailem tarafından yok edilme olasılığım yüzde yüze yakındı. Ne yapıp ne ediyor bir şekilde bir yolunu buluyordu. Gerçekten minnettardım.

Mesajlara bakmaya devam ederken Aeri ile konuşmamızdan çıkıp dün gelen fotoğraflara girdim. Ekrana öylece baktım bir süre boyunca. Sonrasında ise telefonun ekranını kapatıp yanıma bıraktım.

"Uyandın mı?" Jeno'nun yeni uyandığı için boğuk ve oldukça kalın çıkan sesiyle ona döndüğümde gözlerini kırpıştırıyordu. "Saat kaç?" diye sorduğunda "Beşe geliyor." diye mırıldandım.

"Uyusana." dedi ve bedenimi kendine doğru çekti. Arkamdan sarıldığında "Niye bu saatte kalktın?" diye sordu.

"Uyuyamadım ki..." diye mırıldandığımda dudaklarını omzumda hissettim. "Uyu Jimin." diye mırıldandı. "Dinlenmen lazım."

Nefesini boynumda hissedebiliyordum, belki başka bir insan olsa rahatsız olurdum ama sanırım Jeno olduğu için bu halimiz beni hiçbir şekilde rahatsız etmiyordu. Aradan geçen yaklaşık on dakikanın ardından "İyi misin artık?" diye sorduğunda onun da uyumadığını fark ettim.

"Sayılır." dedikten sonra ellerimi bana doladığı kollarının üstüne koydum. "Konuşmak istemiyorum bu konuyu. Her şey çok kötüydü zaten, hatırlamak istemiyorum Jeno."

"Seni bırakmamı ister misin?" Aeri erkenden eve gitmemi söylemişti ama bu saatte gitmem daha tuhaf olacaktı. Saat beşte evin kapısına dayanmam garipti, değil mi?

"İstemiyorum." diye mırıldandığımda ona döndüm. Yüzümü göğsüne yasladım ve bir kolumda ona sarıldım. Bunu bekliyormuş gibi elleriyle saçlarımı okşamaya başladığında kokusunu içine çekmek için derin bir nefes aldım. Gerçekten raharlıyordum, onunla birlikteyken kötü hiçbir şey hissetmiyordum.

"Annenlere haber vermedin yine." dedi. "Gerçekten benden nefret edecekler yakında."

"Aeri haber vermiş." dedim. "Hallediyor bir şekilde o." Güldüğünü duyduğumda gitmek istemediğimi yeteri kadar belli edecek bir şekilde sıkıca ona sarıldım.

"Sana bir şey göstereceğim." diye mırıldandığına kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Neyi?" dedim.

"Salonda." dedi. "Madem uyumuyoruz, gidebiliriz."

"Gidelim bakalım." deyip kollarımı yavaşça ondan çektim ve yorganın altından çıktım. Yataktağın diğer tarafından ayağa kalkan Jeno'ya baktım. Odanın açık olan kapısından ilerleyip salona ilerlediği sırada ben de sakince arkasından yürüyordum.

Salonun kapısının kulbunu tuttuktan sonra bana döndü. "Sessiz ol, uyuyor olabilir." diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. "Ne var içeride?" diye sorduğumda gülümseyip kapıyı açtı. "Bak." dedi ve eli ile koltuğu işaret etti.

"Jeno..." diye şaşkınca konuştuğumda koltuğun yanına ilerledim. Oraya kıvrılmış uyuyan minik kediye baktım. "Nereden çıktı bu?" diye konuştuğum sırada arkama dönüp Jeno'ya baktım.

"Dışarıdaydı." dedi. "Tek başınaydı, birkaç gün bekledim ama başka kediler gelmedi yanına."

Tekrar tüyleri gri olan kediye baktığımda gülümsedim. O kadar tatlı görünüyordu ki... Ve minicikti. "Aşılarını falan yaptırdım." dedi. "Yeni ev arkadaşım."

"Dün nasıl görmedim ben bunu?" diye sorduğunda elimi tutup ayağa kaldırdı. "İyi miydin sence?" diye mırıldandı. "Ödüm patladı dün Jimin. Aradığında sesini öyle duyunca o kadar korktum ki..."

Gerçekten Jeno aradığında Jaemin'den nasıl kaçtığımı bilememiştim, o kadar korkmuştum ki... Jaemin'in bana dokunuyor oluşu, o kadar yakınımda oluşu... Her şey çok ürkütmüştü.

Jeno beni o zaman aramasaydı daha farklı şeyler bile olabilirdi.

Yaklaşıp Jeno'ya sarıldığımda kalbinin atışını duydum. Onun da bu kadar heyecanlanıyor olması beni çok mutlu ediyordu.

Kedi bir anda yere atladığında kafamı çevirip yere baktım. Salondan çıkıp koşa koşa ilerlemeye başladığında Jeno apar topar salondan çıktı.

"Odamdaki camlar açıktı."

༘ *🥽✩°̥🐰࿐୨୧

tamam bitti artık, uslu bir kız olup güzel şeyler yazcam

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin